İyi okumalar...
Eve girip kapıyı kapattım. Direkt odama koşup çantamı düzgünce yere koyup üstümdeki formayı çıkardım. Yeşil tişörtümü almıştım ki annem girdi odaya.
"Nereye Eren yeni geldin okuldan?" dedi elleri belinde.
"Melek ile buluşacağız." dedim tişörtümü giyip.
"Ailesinden izin almış mı?"
"Bizzat ben aradım annecim Hatice Teyze izin verdi."
"Benim de haberim şimdi olsun. Peki, iyi eğlenceler." deyip kapıyı kapatarak odadan çıktı.
Haklıydı ona neden söylemeden hemen gitme peşindeydim ki... Sanki annem değil de önemsemediğim bir arkadaş gibi hissettirmiştim ona.
Odamdan çıkıp doğru mutfağa gittim. Ocağın başında yemek yapıyordu. Arkasında geçip beline dolandım ve çenemi batmayacak şekilde omzuna koydum.
"Özür dilerim sevgilim sana söylememe gerekirdi."
"Sorun değil." deyip karnındaki ellerimin üzerine ellerini koydu. Affetmişti işte...
"İkindiyi hiç hatırlatmıyorsun bakıyorum. Hayırdır beni cennete rakip olarak mı görüyorsun? Sırat köprüsünden de atarsın sen beni." dediğimde kıkırdadığını duydum.
Bana dönüp başını kaldırdı.
"Birden aklıma düşünceler doldu. O yüzden unutmuşum. Kılıp da gideceksin değil mi?"
"Evet, sen kıldın mı?" dediğimde başını salladı.
"Aylin?"
"Daha gelmedi."
"Bu kız benimle aynı saatte çıkmıyor mu neden gelmedi hala?" dedim kaşlarımı çatarak.
"Şu namazı kılayım. Geldi geldi, gelmedi okuluna giderim. Sen nasılsın çiçeğim?"
"İyiyim. Sade bir abdest alma, duş al istersen." dediğinde başımı sallayıp yanağından öptüm ve mutfaktan çıktım.
Lavaboya gidip duş aldıktan sonra odama girdim. Seccademi serip namaza durdum. Dua ettikten sonra seccadeyi katlayıp yerine koydum. Namaz kılarken kapı sesi gelmişti. Aylin idi büyük ihtimal. Odamdan çıkıp mutfağa girdim. Evet buradaydı prenses. Sandalyelerin birine oturdum.
"Neredesin kız sen?"
"Evdeyim abi."
"Neden geç geldin?"
"Öğretmen salmadı."
"Kimmiş o öğretmen?"
"Türkçe öğretmenim hani ben törende konuşacağım ya onun provasını yaptık."
"İyi, gidiyorum ben kendinize iyi bakın." deyip sandalyemden kalktım ve Aylin'in yanaklarını öptüm.
"Namazını kılmayı unutma, seviyorum seni." deyip başının üzerini öptüm ve mutfaktan çıktım. Odama girip parfümümü yeteri kadar sıktım. Siyah mat yüzüklerimin de bazılarını takıp son olarak ceketimi aldım ve kapıya gittim.
...
Melek'in konum attığı yere gelmiştik Miraç'la birlikte.
"Şuradalar." diyen Miraç ile baktığı yere baktım. Kalbim hızlanıyordu. Kötü birşey mi söyleyecekti... Beni bekleme, bizden olmaz...
Derin nefes alıp masalarına doğru ilerledik.
İkisi yan yana oturmuşlardı. Karşılarına oturup ilk önce gül yüzlüme baktım kısaca. Ardından yanındaki kıza. Esmer, dalgalı siyah saçları olan bir kızdı. Melek'e elimi uzattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜBREM
Truyện NgắnBu kitap aşık bir erkeğin ağzındandır. Eren ve Melek'in hikayesi. Tanıtım için kitaba göz atmanızı isterim. Mübrem : vazgeçilmez olan, acele yapılması lüzumlu bulunan.