YILDIZLAR ARASINDA

~EV~

Siwon Oppa önde giderken bende etrafıma bakarak onu takip ediyordum.Mecburiyetten geldiğim bu evin fazlaca lüks olacağını tahmin etmiştim ancak bu kadar büyük olacağını düşünmemiştim.Bahçe duvarlarının önünde bahçeyi görmeyi engelleyen uzun yeşil çam ağaçları vardı.Ağaçların niçin dikildiğini sorduğumda bazı fanların geceleri içeriye atlayıp eve girmeye çalıştığını söylemişti Siwon Oppa.Ben olsam ağaç falan etki etmezdi açıkçası.Azimliysem pencereden , bacadan girerdim hiç olmasa duvarı deler yine girerdim.Super Junior için değerdi yani.

Siwon Oppa arabayı park etmiş geliyordu ancak bir grup kızın kapı arkasından bağırdığını duyunca oraya yöneldi.

''Muhtemelen fanlardır sen içeri geç ben birazdan geliyorum.''

''Hyungnim! Ben yalnız giremem.Burada beklesem olmaz mı?''

''Seni görmemeliler.Geç şu tarafta bekle''

Başımla onaylayıp görünemeyeceğim bir yere geçtim.Kapıya uzak olmadığımdan sesler rahatlıkla duyuluyordu.

''Oppa ! Orada başka biri daha vardı sanki.Kimdi o ?''

''Evet Oppa , en az senin kadar yakışıklıydı.''

''Ryeowook Oppa'ydı sanırım.Ondan da bir imza alsak olmaz mı Oppa ??"

Sinirden dudaklarımı ısırıp ellerimi sıkıyordum.Karşılarına çıkıp ''Sensin yakışıklı'' diye bağırmak istesemde şuan içinde bulunduğum durum bunu engelliyordu.Ses çıkaramadığım için öyle bir solumuştum ki önümde duran ağacın polenleri burun deliklerime kaçmıştı ve hapşurmamak için burnumu tıkamıştım.En sonunda kafamın patlamasını istemediğim için serbest bıraktım ve hapşurmaya başladım.Hep sinirlendiğimde komik birşeyler olması gerekiyor muydu? Ses fazla duyulmasın diye arkamı dönüp cam kapıya doğru hapşuracaktım ancak arkam boş değildi.Birisi vardı ve komik olan o kişinin yüzüne hapşurmamdı.

Yesung Oppa ! Gözlerimi koca koca açıp yavaşça yere bakan yüzümü ona doğru doğrulttum.O da ölümcül bir bakış atarak bana bakıyordu.Tam özür dileyip konuşacaktım ancak arkasını dönüp penguen gibi yürüyerek içeri girmişti.

Arkasından seslenmek istemiştim ancak Siwon Oppa gelip omuzlarımdan tutarak içeriye doğru yürüdü.

''Hadi artık onlarla tanışalım.Unutma , babamın iş arkadaşının oğlusun.Amerika'dan geldin ve 2 aylık tatildesin.Hem bak sıradan da değilsin zengin bir ailenin erkek varisisin.''

''Ne şans ama'' diyip burun kıvırdım.Sakin olmaya çalışıyordum ancak az önce yaşadığım durum bunu engelliyordu.Düşünsenize Yesung Oppa ile tanışıyorsunuz ancak isminizi bile söyleyemeden yaptığınız ilk şey suratına hapşurmak oluyor.Benim şansım işte.

''Sakin ol.Korkmuş , endişelenmiş gibi görünme.Birşey anlayabilirler ve bunu söylemek istemiyorum ama Kyuhyun'a dikkat et.Çok dikkatlidir ve şakaları çok serttir.Tecrübeli olduğum için söylüyorum.''

Yutkunup başımı salladım.Saçlarımı düzeltip tek elini yumruk yaptı.

''Fighting !''

''Fighting !''

Kapıdan gelen sesler duyulmuş olmalı ki koridordan ayak sesleri geldi.Kim olduğunu merak ettiğim için eğilip bakacaktım ancak sesini duyduğumda buna gerek kalmadığını anladım.

'' Siwon ve yanındaki... Siz mi geldiniz ?''

Superman t-shirtü ve siyah eşofmanıyla Yesung Oppa görünmüştü.Ayağındaki pofuduk kaplumbağalı terlikleriyle oldukça komik görünüyordu.Elinde tuttuğu içi su dolu bardağı bana doğru uzattığında bana fırlatacak sanmıştım ancak öyle yapmamıştı.Kafasını yana eğip konuşmaya başladı.