Bölüm Şarkısı;
Suzan Hacigarip & Yasir Miy & Çağan Şengül - Yol.
🌒
Kız babası olmak, kolay değildir. Her adam, kalkamaz bu yükün altından.
Dünyaya kaşların çatılırken; kızın kalbindeki naifliğin ortasında duruyor olmalıdır. Herkes seni gaddar tanırken; kızın senin gibi birini sevmeyi dilemelidir.
Hayat şartları, asgari ücretle kıt kanaat geçinen her aile için zordur ama ben eve girdiğimde karımın ya da çocuklarımın yüzünün düşmesine sebep olacaksam; baba olmamın bir anlamı olmuyordu.
Baba, evin direği değildir. Çatısıdır. Çatısı olmayan her ev su sızdırır ve çöker.
Gülşah'ı ne yaşıyorsam en uzağında tutmaya alışmıştım çünkü benim düşünmediğimi düşünecek hayat arkadaşım yanımda değildi. Düşündüğüm şeyler kadar düşünemediğim, aklımın yetmediği çok şey vardı. Uykusunda titrerken yanından kalkacağım an sıçrayarak uyanıyorsa bir şeyler ben gösterdiğim için, onda ters gidiyor demektir.
Bana merakla bakan gözlerine karşı gülümseyerek "Ben onu daha çok seviyorum," dedim. "Annene söyle, bana da uğrasın."
Yanaklarında pembe gül goncası açarken heyecanla "Söylerim," dedi. "Annemin yüzünü çok hatırlayamıyorum ama rüyamda çok güzeldi. Saçları beline kadar uzamıştı baba, biliyor musun? Yanakları soğuk değildi ve gözleri parlıyordu. Saçlarımı sevdi, yanaklarımı öptü. Bir sürü güzel şey söyledi."
Sertçe yutkunurken "Başka?" diye sordum.
İçimde açık olan çukur, Gülşah'ın sözleriyle kazılırken "Rüyamda bacaklarım vardı," diye devam etti. "O yüzden bir sürü oyun oynadık ve ben hiç düşmedim baba. Her yer yemyeşildi. Ortalıkta kimse yoktu ve annem bana elleriyle reçel yedirdi."
Elimdeki kıyafetleri sıkı kavrayamadığımdan parkeye düşerken yere oturup Gülşah'ın ellerini kavradım. "Benimle ilgili başka bir şey söyledi mi?" dediğimde dudaklarının arasından çıkacak iki kelimeye muhtaç gibiydim.
Tek elini elimden çekerek büyük bir merhametle yanağımı okşadı ve gülümsemeye devam ederken "Söyledi." dedi. "Hiç yemek yemiyormuşsun ve çok zayıflamışsın. Annem buna aşırı çok çok üzüldüğünü söyledi. Sana dikkat etmeliymişim."
Annesinin aşırı çok çok üzülmemesi için bütün gün yemek masasından kalkmayabilirdim...
Büyük bir hızla küçücük bedenini kavrarken onu sıkı sıkı göğsüme bastırdım. Kalbim yerinden çıkabilirmiş gibi atarken Gülşah'ın parmakları sırtıma dokundu ve ona sarıldığım gibi bana sıkıca sarılmayı denedi. "Teşekkür ederim," dedim dudaklarımı kızımın kanatlarının başlangıcına bastırırken. "Teşekkür ederim Gülşah'ım."
Dünyanın milyarda birinde olmayan bir sevgiye sahiptim. Öyle bir sevgiydi ki bu, yeryüzüyle alakalı değil ruhla bağlantılıydı.
Öyle bir sevgiydi ki bu, en bittiğin anda avucunun içini sarmalar ve seni kendine çekerdi.
Öyle bir sevgiydi ki bu... Onu daha fazla ne kadar sevebilirdim, bilmiyordum.
Küçük ellerinde taşıdığı merhameti sırtıma sürerken sessiz kaldı ve yanağımı yavaşça öptükten sonra başını omzuma yasladı. "Üzülme baba. Annem seni hâlâ görüyor. Ağlama."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜCEVHER
أدب نسائيBen Murat Kahraman, Bunlar da kahraman bir babanın satırları. Kapak tasarımı; @gulsmamagullude