neden olmasın Bay Lee

124 10 32
                                    

Düz yazııııııı

Sabah öğle saatleri olmasına rağmen evde sessizlik hakimdi. Normalde her sabah istisnasız Lucas ve Hendery kavga eder ardından tek Tay olduğu için ayrıcalık bekleyen Ten'e sataşırlardı. Onlar kavga ederken Kun ve minik oğlanlar kahvaltıyı hazırlamaya koyulurlardı. Evde kaos hakim olsa da sevinç nidaları eksik olmazdı.

Jaehyun evde kimsenin olmadığı hepsinin bu sabah Doyounglara gideceğini hatırladığında derin bir nefes verip gün içinde yapabileceklerini düşündü. Belki resim yapabilirdi belki yeni aldığı kitabı okurdu belki de sevgili geniş ailesine lezzetli bir akşam yemeği hazırlardı.

Tüm bunları bir kenara koyup mutfağa indikten sonra kendine bir kahvaltı hazırlamaya koyuldu.
Kapının kilidinin açıldığını duyduğunda sakince "kim geldi" diye bağırmıştı.
Aşina olduğu kadife ses kulaklarını kutsarken tüm vücuduyla aşık olduğu adama baktı.
Elinde birkaç poşet ve yorgun düştüğünü belli eden nefes sesleriyle birlikte sevdiğine yaklaştı.

Üzerinde siyah tişörtten dolayı tüm sıcağı kendi üzerine çekmiş sıcak havanın onu bunaltmasına neden olmuştu. Poşetleri yere bıraktığı gibi kollarını sevdiğinin omuzlarına çıkarmış alnını boynuna dayamış ve burnunu boyun girintisine yerleştirecek şekilde sarılmıştı. Ellerini dağınık yumuşak ve güzel kokan dalgalı saçlara yerleştiğinde anın güzelliğiyle Jaehyun gözlerini kapamış ellerini sevgilisinin ince beline dolamıştı. Aynı Taeyong'un yaptığı gibi o da burnunu sevdiğinin boynuna yerleştirdiğinde bir bütün gibi görünüyorlardı.

Taeyong sevgilisinin boynuna bir öpücük kondurduğunda Jaehyun uzun süredir tatmadığı bu güzel duyguyla gülümsemiş ve aynı şeyi o da Taeyong'a yapmıştı.

Bir süre sonra geri çekildiklerinde Jaehyun kahvaltı hazırlayacağını ikisinin birlikte yiyeceğini söylemişti. Taeyong istekli bir şekilde el çırpmış ve yardım etmişti.

Kahvaltılarını ederken birbirlerine bakıyor yeni aşıklar gibi gülümsüyorlardı. Taeyong yemeğin bitimine doğru konuşmaları gerektiğini hissetti. Omletinden bir parça daha aldıktan sonra tamamiyle Jaehyun'a dönmüş konuşmaya başlamıştı.

"Sevgilim, ne kadar çok baba olmak istediğini görüyor ve hissediyorum. Sana sürekli henüz genç olduğumuzu zırvalayıp durdum. Geçen gece ayrıntılı bir şekilde düşündüğümde yaşlanınca bir çocuk sahibi olacaksam ve ona yeterli ilgimi veremeyeceksem baba olmamın ne anlamı kalır diye sordum kendime. Sen haklıydın sevgilim..Kısa zamanda evlenmeli ve bir bebek evlat edinmeliyiz. Bir bebeğe bakabilmek için yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olmasam bile yanımda sen varken bunların bir önemli kalmaz değil mi? Sırt sırta verip bebeğimiz için mükemmel babalar olabiliriz. Ne dersin? Yakın zamanda evlenmeli miyiz?"

Jaehyun duyduğu cümleleri teker teker beyin süzgeçinden geçiriyordu. Mutluluğu gözlerinin ışıltısından okunan bu genç adam sadece gülümsüyor tek kelime dahi edemiyordu.

Birkaç dakika içinde kendine geldiğinde şunları söyledi;
"Evet yani elbette evlenmeli ve güzel babalar olmalıyız. Seni hayal kırıklığına uğratmayacağıma yemin ederim Taeyong. Bana bu şansı verdiğin için seni pişman etmeyeceğim söz veriyorum."

Taeyong duyduğu sözlerle gülümsemesini genişletirken "belki de bir ikizimiz olur ha ne dersin?" Demişti.

Jaehyun durmadan sırıtıyor ne kadar mutlu olduğunu anlatmaya çalışıyordu.
Taeyong derin bir nefes aldıktan sonra mutfağı toplamaya koyulmuştu.
Taeyong tezgahın içindeki bulaşıkların kirini alırken Jaehyun da günlerdir sarılamadığı bedene arkadan sarılıyordu.

Jaehyun biriken bulaşıkları gördüğünde hemen Taeyong'un sağına geçmiş bulaşık makinesine bulaşıkları dizmeye başlamıştı. Her şey bir rüya gibi ilerliyordu adeta.

Not My Problem//Nct {Texting}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin