Sabahın sessiz vaktinde Shotaro yeniden ayaktaydı. Fazla mı düşünüyordu yoksa yapmadı gerekeni mi yapıyordu bilmiyordu. Sadece, düşünüyordu işte. İçinde kötü bir his vardı. Aldığı olumsuz cevaplarla tüm hevesi kırılıyor ama belli etmemek için çabalıyordu.
Çabasını kimsenin görmeyişi de üzüntüsünün tuzu biberiydi işte.Sungchan gece geç saatlerde uyur sabahları geç saatlerde uyanırdı. Shotaro tam tersiydi, erkenden uyur erkenden uyanırdı. Sungchan uyanana kadar bolca düşünecek vakti olurdu. Sabah yine her gün yaptığı gibi ilk olarak su kaplumbağalarını besledi ve biraz onları izledi. Kendisine bir yeşil çay yapmıştı. Balkona çıkıp masaya oturmuş semti izlemeye başlamıştı.
Belli etmese de çok yorgundu. Her şey üstüne geliyordu. Arkadaşlar tek tek eski hallerine dönüyor ailesi sürekli darlıyor ve gelecek kaygısıyla yüz yüze geliyordu. Bu gece sabaha karşı 4 gibi duşa girmişti. Soğuk zemine oturup saatlerce ağlamış ama yeterli olmamıştı.
Neden böyle hissettiğini bilmiyordu sadece kaybolmuştu. Nefret etmiyordu kimseden. Sadece biraz sevildiğini hissetmek ve gğvende olmak istiyordu.
Büyük bir hevesle yazdığı paragrafı Japonyadaki arkadaşına atmıştı, beğenmemişti. Elbette olabilirdi fakat bu kadar kaba olmasına gerek yoktu diye düşündü tekrar."Yetersiz olmaktan nefret ediyorum" yine aklındaydı bu ses.
Ben de nefret ediyorum Sho..bir gün yeterli olabilecek miyim?
Shotaro sesli bir şekilde söyledikten sonra Sungchan kırgın gözlerle sevdiğine bakmıştı.Dağınık saçları beyaz sweati ve mavi çizgili pijamasıyla yalpalayarak masaya yaklaşıyordu Sungchan. Gözlerindeki kırgınlık belliydi.
"Yetersiz değilsin Shotaro, sen çok daha üst seviyedesin. Bunca zaman yardım etmediğim için özür dilerim. Fark etmeliydim. Tam bir aptalım.."
Sungchan titreyen sesiyle konuştukça Shotaro başını yere eğiyordu. Bu sevgiyi hak ediyor muydu? Bilmiyordu..."Seni seviyorum Sungchan bana iyi gelen tek şeysin sadece kendine olan nefretime engel olamıyorum" shotaro konuştukça sesi titriyor ve ağlayacak gibi oluyordu.
Sungchan dudaklarını çok sevdiği Shotarosunun alnına dokundurmuş tüm merhametini aktarıyordu adeta.
"Lütfen bırakma beni Shotaro her zaman yanında olacağım söz veriyorum"
"Her zaman yanımda ol Sungchan..lütfen"
"Her zaman yanında olacağım benim değerli peri masalım"———————————————————————
"Tanrı aşkına Chenle artık tavuk yemekten yumurta çıkaracağım bari pizza sipariş edelim"
Jisung yeniden 4. günün 19. öğününde de tavuk yiyeceklerini öğrendiğinde bıkkınlıkla nefes verip konuşmuştu.Chenle ise hazır cevap
"Taeyong hyung bu eve kuryenin geldiğini görürse götümüze kaç metre pizza sokar tahmin edebiliyor musun aptal" demişti. Haklıydı."Sanki dondurulmuş alıp yediğimizde anlamıyor" Jisung sitemle konuştukça Chenle'nun da tavuk hevesi kaçıyordu. Chenle Jisung'a yaklaşıp " o halde bugün dışarda yiyelim" demişti. Belinden kavrayıp kendine çekiyor ve sıkı sıkıya sarılıyorken telefonun çalmasıyla durmuştu. Orta sehpanın üzerinde duran telefonunu açmış konuşmaya başlamıştı.
"Efendim hyung"
"..."
"Ama hyung biz ne yapacağız ki"
"..."
"Gelirken getirsek olmaz mı"
"..."
"Jisung ile yemeğe çıkacaktım"
"..."
"Oh tamam bağırma lütfen ses tellerine zarar vereceksin"
"..."
"Pekala haklısın"
"OEOSPUCPCUGU GELİRKEN FIRINA ATTIPIN TABUKLARI DA GETİR"
"Hyung onu nerden gördün-"
"Görürüm hadi"
"Pek-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Not My Problem//Nct {Texting}
HumorUnicorn boynuzu müsait bir yerinize yerleşsin sohbet grubu Taeyong : Benim kimseye küfür ettiğimi duydunuz mu? Renjun:Hayır Taeyong : Kimseye hakaret ettiğimi duydunuz mu? Renjun:Hayır Taeyong :Kimseye argo konuştuğumu duydunuz mu? Renjun:Hayı...