kız korkuyordu hemde çok korkuyordu. Onun karanlık kısmından,takıntılı aşkından,acımasızlığındam deli gibi korkuyordu
denedi
ondan kaçmayı denedi fakat tüm çabaları boşa çıkmıştı o adam onu her yerde bulurdu ondan kaçışı yoktu
kız sadece özgürlüğünü istedi ama bunu ona çok görmüşlerdi. Şimdi o kız lanet herifin biri ona aşık diye tüm karanlıkla tanışmak zorundaydı pes etmeyi o da istemezdi zaten etmemişti de sadece tükendi güçlü durmaktan yoruldu artık güçlü durmaya çalışmaktan küçük bedeni yorgun düşmüştü
henüz 24 yaşında olan kumsal annesinin omzunda öylece ağlamak istiyor ve annesinin ona 'geçti kızım' demesini istiyordu
ama ne rahatça ağlayabileceği bir omuz vardı ne de geçen bir şey. Hiç bir şey geçmeyecekti o adamın aşkını gözlerinde görmüştü
tüm dünyayı yakacak kadar çok seviyordu kumsalı onu karanlığına çekmekten de çekinmiyordu aksine zevk alıyordu bundan onu yanında tutan şeyin korkusu olduğunun farkındaydı o yüzden bunu kullanmaktan asla geri durmuyordu
"senden nefret ediyorum anladın mı beni!" diye bağırdı kız karşısında tüm heybetiyle duran adama. Artık korkmaktan sıkılmıştı yeterdi bu kadar fakat o gözlere baktığında anda tüm cesaretinin kaybolacağını biliyordu
bakmadı gözlerine daha doğrusu bakamadı, kirlenmiş beyaz ayakkabılarına baktı kumsal. yüzünün nasıl bir şekle girdiğini tahmin edebiliyordu o kehribar rengi gözleri gölgelenmiş olmalıydı
görüş alanına pahalı deri ayakkabıları girdiğinde korkuyla yutkundu
"kaldır başını" otoriter sesiyle konuştuğunda kumsal dediğini yapmadı. sürekli emir almaktan sıkılmıştı uzun bir sessizliğe gömülürken poyraz uzun kalın parmaklarını nazik bir şekilde aşık olduğu kadının çenesine götürdü ve hafifçe yüzünü kaldırdı
koyu yeşil gözleri deli gibi korktuğu gözlere değince bedeninin titrediğini hissetti kumsal nasıl bir adamdı bu böyle? korku dolu gözlerini daha fazla dayanamayarak boynuna indirdi
"daha gözlerime bile bakamıyorsun. söylesene sevgilim neden bana kafa tutuyorsun?" onun biraz da bu yönünden etkilenmişti ürkek bir ceylan gibi olması yanı sıra güçlüydü de fakat poyraz ona karşı gelindiğinde sinirlerine hakim olamıyordu
kumsala çoğu zaman istisna gösterse de bu küçük kadın ona fazlasıyla karşı geliyordu. az kaldı diye geçirdi içinden poyraz.
az kalmıştı kumsal bütünüyle ona teslim olacaktı.
cevap vermemişti kumsal. Ne diyebilirdi ki zaten her konuştuğunda bir şekilde son noktayı poyraz koyuyordu. gözlerinin yandığını hissettiğinde içinden kendine lanetler etti karşısında zayıf görünmekten ağlamaktan nefret ediyordu. yanan gözleri çok geçmeden dolmuştu ve akmayı bekliyorlardı
bir anlık cesaretle poyraza baktı kumsal
o korktuğu gözlerine öylece baktı ona acımasını istedi belki bir umut rahat bırakırdı onu. aklından geçirdiği fikrin olmayacağını adı gibi biliyordu ama baktı işte insan en zor anında küçücük bir umuda tutunmaz mıydı?
dikkatle inceledi küçük kadınını dolan gözlerini görmesi onun için bir şey ifade etmiyordu ağlayabilirdi istediği kadar fakat sadece bunu onun yanında onun kollarında yapabilirdi
"bana bunu neden yapıyorsun?" dolan gözleri daha fazla dayanamayarak yanaklarından bir bir süzüldü göz yaşları
kumsala doğru bir adım atıp kolunu incecik beline sardı ve kendine yaklaştırdı
bedenleri bir olurken kumsalın kalp atışları hızlandı. bu adamın ona bu kadar yakın olmasından nefret ediyordu ona dokunduğu her an kendini kirlenmiş hissetmekten alıkoyamıyordu
poyraz boşta kalan elini her bir teli için öldüğü saçlarının üstüne koydu ve omzuna bastırdı kumsalı
tam olması gereken yerdeydi sevgilisi onun kollarının arasında, onun omzunda.
"olması gereken şeyi yapıyorum ben sevgilim. sen bana tamamen teslim olmadığın sürece ben durmayacağım" dedi saçlarına ufak bir öpücük bırakırken
yeni bir kitaba başladım diğerini de aksatmicam
tek bir tane kitaba odaklanmak çok sıkıcı geliyo bana yani o yuzden buna basladim. Allah bilir yine bir kitap yayinlarim farkli bir kurguyla benim isim belli olmaz
zaten max 300 okunuyo
olsun 300 kisiyi karsimda görsem gerilirim unlu oldum derim
cringe sahneler var cringe seviyoruz kardesim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POYRAZ
Teen Fiction"daha gözlerime bile bakamıyorsun. söylesene sevgilim neden bana kafa tutuyorsun?"