karşınızda michele martino
......
"sevgilim kumsal"
"ve yakında soyadımı taşıyacak o kişi" demesiyle kalbim duracak gibi oldu. ağlamak istemiyordum bu evlilik işi ciddiye binicek gibiydi. herkesten tebrik sesi çıkarken poyraz tekrar konuştu
"biliyorsunuz ki babamın yerini ben devraldım, bundan sonra bana gösterilen saygı ona da gösterilecek! yoksa" diyip gözlerimin içine baktı
"yoksa hiç birinize acımam"
......
konuşmadan hemen sonra poyraz beni masaya bırakmış ve bir kaç adamla konuşmaya gitmişti, masada tek oturuyorkem dediklerini hala sindirememiştim. ciddi miydi yoksa laf olsun diye mi söylemişti bilemiyordum, kafayı yiyecektim
garsonun önüme bıraktığı içecekle garsona baktığımda,mavi gözlü yakışıklı bir adamla karşılaşmayı beklemiyordum, bana gülümseyerek bakarken karşıma geçmişti, garson değil miydi?
"hayırlı olsun" sesindeki alay ve hafiften bi aksanının bozuk olması kaşlarımı çatmama neden olmuştu, bu kimdi poyraza rağmen karşımda böyle duruyordu? gözlerim istemsiz poyraza gittiğinde bize bakmadığını farkettim. tekrardan konuştu
"merak etme onunla da konuşacağım ama önce seni görmek istedim"
işaret parmağımı kendimi tutup anlamsızca sordum
"beni? kimdiniz" sesimdeki ciddiyetle gülümserken önündeki içeceği içti
"michele martino ve sende kumsal gümüşkan olmalısın" gümüşkanı bilerek bastırmıştı bildiğimiz karşımda benimle alay ediyordu
"ne istiyorsun?"
uğraşamazdım çünkü kimseyle zaten muhattap olmak istemiyordum biriyle
"ondan nefret ediyorsun değil mi"
"bu sizi hiç ilgilendirmez michele bey" ses tonum gitmesini belli ediyordu o ise hiç oralı olmuyordu
"poyraz gibi bi adam zordur istediğini almadığı sürece onu yok edene kadar durmaz"
bu adam kimdi ve poyrazı bu kadar iyi tanıyordu
"en son bi kadını sevdiğinde kadını intihara kadar sürüklemişti" diyip elindeki bardağı sinirle sıktı ve nefret dolu bakışlarını poyraza gönderdi
ne yani bundan önce başka bir kadını da mı kaçırmış ve sana aşığım demişti? kadın dayanamayıp intihar mı etmişti! poyraz bunu alışkanlık haline getirmişti belli ki ve anlaşılan beni yok edene kadar da durmayacaktı.
"kadını tanıyor musun?" merak dolu soruma tereddütsüz cevap vermişti
"kardeşim" dediği şeye şok içerisinde bakarken tekrar konuştu
"onun tek farkı, o da poyraza aşıktı. başlarda evet poyraz da öyleydi ya da öyleymiş gibi yapıyordu sonra" dedi ve çenesini sıktı boynundaki damarları görebiliyordum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POYRAZ
Roman pour Adolescents"daha gözlerime bile bakamıyorsun. söylesene sevgilim neden bana kafa tutuyorsun?"
