kumsalın davette giydiği elbise asklarım
......
kumsal düşündüonu böylesine seven bir adamı sevebilir miydi diye düşündü. onun özgürlüğünü elinden alıp kukla gibi hayatında ona sormadan kararlar veren birisini sevebilir miydi diye düşündü
sevemezdi
adam kadına, kadın da özgürlüğüne aşıktı
.....
poyraz beni eve bıraktıktan sonra hiç bir şey demeden çıkıp gitmişti yine esir olduğum o eve dönmüştüm. efe aklımdan çıkmıyordu nasıl zor durumda olduğumu anlamamıştı aklım almıyordu.
yurtdışı teklifini duyunca beni görmez olmuştu resmen. herkes kendini umursarken ben neden böyleydim bilmiyorum, efe benim her şeyimdi onun için her şeyi yapardım ama şuan elimden gelen hiç bir şey yoktu. madem istediği bu gitsin okusundu ama oradayken beni onunla tehtid edebilirdi bunu nasıl emgelleyecektim ki
ben çaresizliğin tanımı kumsal kaya'ydım
hani filmlerde kitaplarda böyle sürekli bi şeylere çözüm bulan bir şeylerle savaşabilen kızlar olur ya, onlara çok özenirdim tamamen ters bir kişiliğim vardı hele ki böyle bir adama ben ne yapabilirdim ki? polisi deneyecektim bir umut, belki kurtulurdum adalet sistemine her ne kadar güvenmesem de başka çarem yoktu. belki efe olmasaydı her şey daha kolay olurdu
çünkü kendimi düşünmezdim ben, kaçabildiğim kadar kaçardım. bir yol bulup polise gitmeliydim ama nasıl olacaktı bilmiyordum bu evden çıkamıyordum ki çıksam da merkezde değildik.
bu yüzden ona istediğini verecektim, bana güvenmeye başladığı anda da kaçacaktım evet planım buydu
peki efe?
ya ona bir şey yaparsa? ya kaçtığımda ona zarar verirse, gozlerimi silip başımı sağa sola salladım bunları yapamazdım efe vardı kardeşim için kaçamazdım az önce ne saçmalamıştım? sırf adamın biri bana aşık diye onun hayatını mahvedemezdim
madem yurtdışında en iyi üniversitelerde okuyacak poyraz ona bunu sağlayacak, bana ne düşüyordu ki, efe için kendimi feda eder miydim
ederdim.
o iyi olucaksa ben burda da dururdum, keşke kendi hayatım olsaydı diye düşündüm. hayatımı hep başkaları için yaşamıştım tüm hayatım bununla geçmişti şimdi de bunların en ağırı gerçekleşiyordu
sevmediğim bir adamla yaşayacaktım
belki bana olan takıntısı geçer ve beni bırakırdı? bir umuttu tabi ki o adamın gözündeki aşkı görmüştüm. o aşk ikimizi de yakacaktı
ayağa kalkıp lavoboya adımladım bedenim yorgun düşmüştü günlerdir bir şey yemiyordum ve başım dönüyordu yine de canım bir şey istemiyordu
yüzümü yıkayıp aynadaki görüntüme baktım. kelimenin tam anlamıyla berbattım. gözlerimdeki ışık sönmüştü adeta, gerçi var mıydı öyle bir ışık?
odadan çıkıp aşağı indim poyraz koltukta oturuyordu ve başını geri verip gözlerini kapamıştı çıktığını sanıyordum. sanırım bu adam alkolik miydi, çünkü önünden hiç şişe ve bardak eksik olmuyordu, ben alkol pek tüketmezdim özel gün olmadıkça
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POYRAZ
Ficção Adolescente"daha gözlerime bile bakamıyorsun. söylesene sevgilim neden bana kafa tutuyorsun?"