^Giriş^ Buz

4.4K 205 21
                                    

Bu hikayeyi, bana merhameti ve sevgiyi öğreten artık hayatta olmayan köpeğime ithaf ediyorum..


"Ey buradan içeri girenler, her türlü ümidi bırakınız."

Dante Alighieri/ İlahi Komedya-

Genç kadının kalbi o kadar çok hızlı atıyordu ki bir anlığına bayılacağını hissediyordu. Bedenine sarılmış olan bu adam ruhuna o kadar iyi geliyordu ki daha önce hiç böyle hissetmiş miydi bilmiyordu. Gözlerini kapattı ve dışarıda yağan yağmurun sesini dinledi, kendi kalbi ve yanındaki bu adamın nefes kesici atan kalbinin gürültüsü onu daha fazla huzur denizinde kaybolmaya itiyordu.

"Ben" dedi ardından da konuşmasına devam etti.

"Rüyadaymışım ve bu sanki bozulacakmış gibi" yanındaki adam huzursuzca kıpırdandı. Nedenini bilmiyordu ama o da öyle hissediyordu. Sanki araya istenmeyen bir olay karışacak gibiydi.

"Güzelim" dedi genç adam "bunları da nereden çıkartıyorsun? Sanırım bunlar hamilelik hormonları ha?" diyerek gülmüştü. Genç kadının yakında evleneceği sevgilisinin de dediği gibi olabilirdi. Kuruntu yapmanın ve bu güzel anların tadını bozmaya gerek yoktu. Bu yüzden de omuz silkerek yanındaki adama daha çok sokuldu. Avuç içini yüzüne yaslayarak gözlerini kapattı; âşık olmam dediği an, benim dünyam küçük dediği an bu adam sınırlarını zorlamıştı. Tenini hissettiği adamın dudaklarına usulca bir öpücük bıraktı.. Anında bu öpücüğü karşılık bulurken saniyeler içinde üzerindeki gecelik yerle bir olmuştu. Dudaklarından bir kıkırtı döküldüğünde kalbinin daha fazla gümbürdediğini hissetti. Midesi heyecandan ilk günkü gibi kasılıyordu.

"Hanzade" diye soludu adam, gecenin kör karanlığında gökyüzü onun bu yakarışını duymuş olmalıydı ki büyük bir şimşeği yeryüzüne indirmişti. Evdeki bütün ışıklar bu şimşek yüzünden giderken genç kadın bir anlığına ürktü fakat belinde hissettiği nazik ellerle bu korkusu geçmişti.

"Seni görmüyorum ama nefesini hissediyorum.. Kalbinin atışlarını duyabiliyorum.." adamın bu cümlesinden sonra nefesini kulağında hissederken saniyeler sonra dudakları dudaklarıyla buluşmuştu. Dışarıda ki yağmurlu ve soğuk havaya inatta bedenleri alev alevdi. Sahi bu gece bu bedenler şimdi ki gibi kaç kez özgürlüğüne kavuşmuştu? Kaç kez uçurumun kıyısından kendilerini özgürlüğe bırakmıştı. Bilmiyorlardı.. Derin bir nefes aldı genç kadın ve bacaklarını çok sevdiği adamın beline doladı. Bu sırada telefon ısrarla çalarken ikisi de umursamamıştı. Saniyeler içinde kapanıp tekrar ses duyulduğunda belli ki önemli bir şeydi.

"Git" dedi Hanzade, "bak ve geri gel, bekliyor olacağım." Bu adamın hiç hoşuna gitmemişti ama sevdiği kadının dediğini yaparak bedenini ondan ayırıp yan taraftaki odaya gitti. Bedeni üşümüştü bu ayrılık karşısında, adam telefonun çağrısını cevapladığında karşı taraftan hiç beklemediği cevap duymuştu. Bedeni daha da fazla üşümüştü, kalbi kaybetme korkusu ile sınanmıştı.

"Bu bilinmeyecek! Duydun mu Emre?" dedi yakın korumasına, onun güvenliğinden sorumlu bu adama, "Hanzade hiçbir zaman bilmeyecek!" dedi öfke ile gözlerini kapattı ardından da derin bir nefes aldı.

"Hanzade hiçbir zaman onu sevgilisinden ayıranın ben olduğunu bilmeyecek! Kızını benim yüzümden babasız büyüttüğünü bilmeyecek. Duydun mu beni? Ne yaparsan yap, bunu engelle!" Telefonun ucundaki adam fısıltı halinde kurulan bu cümleleri duymuştu ama bunu duyan bir tek bu adam değildi.. Arkasında ki genç kadında bu cümleleri duymuştu.. Kalbi ikinci defa bir adam tarafından kırılıyordu ve yine ilki gibi bunda da hamileydi..

Odadan usulca çıktı, yan odaya girerek dakikalar önce fırlatılan geceliği giyerek evden koşarcasına çıktı. Koşturdu, karanlık ormanda öyle bir koşuyordu ki nefesi kesiliyormuş gibiydi.. Aynı olay yüzünden daha kaç kere sınanacaktı? Gözyaşları ardı arkasına akıyordu kalbi o kadar acıyordu ki sınandığı ihanetle ne yapacağını bilmiyordu. Bedeni yağan yağmurdan dolayı ıslanmıştı. Boğazı çığlık çığlığa ağlamaktan acıyordu, hava yağmurdan dolayı buz gibiydi. Dudakları titriyor ve dişleri birbirine vuruyordu.

"Hanzade!" dedi adam, sesini duyduğu an ormanda daha fazla koşmaya başladı.

"Bekle!" koşturdu, ayaklarına bir şeyler batıyordu ama umursamadı. Ayakkabıları bile ne zaman çıkmıştı emin değildi. Doğru dürüst giyemediği ayakkabıları da onu yarı yolda bırakmıştı.

"İlerisi uçurum, dur!" durmadı, koşmaya devam etti. Şimşeklerin çakması ile ormanda önünü görebiliyordu. Arkasındaki adam elindeki fenerle koşuyordu ama sevdiği kadına yetişemeyecekti.

"Dur!" dedi yeniden, genç kadın buradan uzaklaşmak istiyordu. Bu adamdan gitmek ve kaybolmayı diliyordu. Koşmaktan ciğerleri acıyordu, ayak tabanlarına her şey batmıştı. Dişleri üşümekten birbirine vuruyordu.

Gök gürledi, onlardan uzağa çok uzağa yıldırım düşmüştü. Bu şimşekle korktu genç kadın ama koşmaya devam etti. İlerideki boşluğu görebiliyordu, ormanın bittiğini ve aşağı doğru uçurumdan bir yokuşun olduğunu biliyordu. Daha önce bu ormanı gezerken oraya şahit olmuştu ama durmadı, dikkatli bir şekilde aşağı inebilir oradan da ana caddeye çıkabilirdi. Koştu, koştu ve daha fazla koştu arkasındaki adamla aralarındaki fark açılmıştı. Durup soluklanmak istiyordu ama yokuşu tamamlarsa ancak bunu yapabilirdi. Ardında koca bir orman bırakarak yokuştan aşağı dikkatli koşmaya çalıştı ama işler onun istediği gibi gitmemişti. Ayağına dolanan çalı parçası ile gecenin kör karanlığında yokuştan aşağı yuvarlanıp giderken genç adamın sesi ormanda yankılanmıştı. Gök yeniden gürledi ve onun sesini bastırdığında adam koşmaya devam etti. Fakat biliyordu bu yıllar önce dünyaya gelmemiş bir bebeğin babasız kalmasının bedeliydi. Şimdi de kendi bebeği onu bırakıyordu. Bu soğuk havada onu bir çöp gibi bırakıp gidiyordu, gökten aşağı süzülen yağmurlarda bu adamın gözyaşlarıydı.. Birbiri ardına çakıp kendini gösteren şimşeklerde çığlıklarıydı.. Bu hayattan istediği ve dilediği ikinci dileğiyse sevdiği kadının onu bırakıp gitmemesiydi. Çünkü bu adamın ilk dileği de bu kadına kavuşmaktı.. İlk dileğinin ödülü bu dileğinin cezası olmamalıydı...

--

Bu bölümü giriş bölümü olarak düşünebilirsiniz. Asıl hikaye diğer bölümde başlıyor (: Zamanı geldiğinde de bu bölümde yazılanların devamını okuyacaksınız (:

Ig: busellannhihkayeleri

KraliçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin