9.Bölüm

89 6 20
                                    

*Medya Demir

_______________________

"Evde silmedik, girmedik yer bırakmaz, her yeri ovalar hep çiteler hep Ba-tu!. Her yer tertemiz Ba-tu!. Gitsin dertlerimiz Ba-tu!..." diyerek şarkı söyleye söyleye yerleri süpürmeye başladım. Ardından salona doğru süpürgeyi peşimden sürükleyerek ilerledim. Gözüme ilişen bir kaç kırıntıyla kaşlarımı çatıp; "Ben dün akşam dedim ama burada cips yemeyin diye dimi?" diyerek kendi kendime isyan ettim. Sonrasında süpürgeyi peşimden sürükleyerek kapıdan geçtim. Kırıntıları çekmek adına uzanmamla tam tersi olup ben geriye bir adım çekildim.

Arkamı döndüğüm de gördüğüm manzarayla söylene söylene kapıya ilerlemeye başladım. "Sen nasıl bir lanetsin. Bugün takılmadık kapı takılmadık eşya bırakmadın. Anlamıyorum ki tek yapman gereken bu iki eşiğin arasından beni takip etmekti."

Sinirle süpürgenin gövdesini eşikten kurtarıp kapıdan geçirdim. Ardından hala bağırınan süpürgeyi boş verip ayağımla tekme atarcasına öne itekledim süpürgenin gövdesini. "Sabah sabah hiç böyle yapmazdın. Bugün mü takılıcağın tuttu bir yerlere?.. Budala, aptal.. aptal.." dedikten sonra hakaret düşünmeye başladım. Aklıma gelenle devam ettim. "Seni çiş, kaka süpürge."

Bir süre sonra süpürgeyle işim bitirip onu yerine götürdüm. Ardından avuçlarımın arasına tahta saplı paspası aldım ve her yeri dip köşe silmeye başladım. Paspasın ucunun da ikide bir ters dönüp yere vurulmasıyla sinirlenip bu sefer ben paspası yere vurdum. "Ya bugün bana bir gariziniz mi var? başlatmayın şimdi ananızdan. Şurada iş yapıyorum." dedim ve bir süre durduktan sonra devam ettim. "Sana gelicek olursam paspas kardeş görürsün seni değiştirip yerine başka paspas alıcam. Bak demedi deme ayağını denk al. Yoksa kırarım seni."

Tam Demir'in kapısını da paspasla silerken hızla kapı açıldı. Sabahın bu saatinde kapının ani açılmasıyla yerimden sıçrayıp Demir'e baktım. Bana ilk defa bu kadar sinirli bakışlar yollayan ev arkadaşımı gördüğümde bir kaç adım gerileyip paspasımı gögüsüme doğru çektim.

"Sıçarım senin süpürgene de paspasına da!" diyerek bağırdıktan sonra eliyle birkaç kez kendi kafasına vurarak dikkati mi oraya vermemi sağladı ve aynı şekil bağırarak devam etti. "Bu da kafa dimi?! Hergün her an bu kahrolasıca temizlik sesini duymak zorunda mıyım?!"

Cevap vermeyip üzerime doğru yürüyen Demir'den gerisin geri kaçmak adına hareket ettim. O da bunu fark etmiş gibi ben geri gittikçe üzerime ilerlemeye devam etti. "CEVAP VERSENE!" dediğinde sesi öncekine göre daha gür çıkmıştı. Yerimde sıçrayıp panikle daha hızlı gerilediğimde sırtım duvarla buluştu.

"Demek cevap vermiyorsun öyle mi?" diyerek sorusunu biraz daha sakin bir sekilde bana sorduğunda bir adım öne attım. Demir'in bakışlarıysa hala göğüsüme yapıştırdığım paspastaydı. Beni tek eliyle duvara sertçe itip; "VER ŞU LANET PASPASI." dedi ve elimden paspası çekiştirmeye başladı. Vermemek adına sıkıca tuttuğum paspası benimle beraber sağ sola sallayıp ellerimin tahta yerinden kaymasına sebep oldu. Ben kalçamın üstüne doğru sert bir iniş yaptıktan sonra elimle vurduğum bölgeyi okşayıp Demir'e baktım korkuyla.

Bana doğru bir adım attığındaysa bedenimi geriye itekleyip iki kolumu da yüzüme siper ettim. Ben oturduğum yerde tirtir titrerken Demir elinde ki sopayı ortadan ikiye kırıp benim olduğum tarafa fırlattı. "KES O LANET SESİNİ."

Demir'in bağırışıyla ona bakmadan kendimi biraz daha duvara doğru ittim ve kısık bir sesle; "Özür di-dilerim." diyip burnumu çektim. Nefeslerim düzensizleşirken tekrar mırıldandım. "Özür dilerim baba." sonrasında dediğimin farkına varıp kollarımı yüzümden çekip biraz daha iteklemeye çalıştım kendimi. "Yani Demir demek istedim."

ᴼᵇˢᵉˢᶦᶠ ᴬˢᵏHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin