5.Bölüm

139 8 20
                                    

*Medyada ki Demir karakterimizdir.
____________________

Konuşmamızın ardından on dakikalık bir süre sonra apartmanın kapısı kulaklarıma ilişti. Hiç bir şey demeden ben ayakta, Ömer ve Mahmut'sa merdivende oturur vaziyette Demir'i beklemeye başladık.

Adımları giderek yaklaştığında göğüsümün altında kavuşturduğum kollarımı çözüp merdivenin başına ilerlerken konuştum. "Anlamıyorum ki insan bir..." dediğim an sözümü kesen Demir'in kalın sesi oldu. "Özür dilerim."

Giderek merdivende beni yok sayıp ilerlemeye devam eden Demir aramızda ki bir merdiveni de kapatıcakken geriledim. Başımı hafifçe yukarı kaldırarak yukarıdan bana bakan koyu kahve saçlı gence bakıp burnumdan nefes verdim ve önünden çekilip kapının yanında ki her zamanki yerimi aldım.

"Saat akşam 8 oldu ey imansız. Öğlen 2'den beri buradalar." diyerek araya girdi Mahmut. Demir bir süre arkadaşına ardından benle Ömer'e bakıp evin kapısına ilerledi. Anahtarla kapıyı açıp bize öncelik verdiğinde ayakkabılarıma galoş geçirdim. Ardından Ömer'e de bir galoş uzatıp bekledim. İkimizde bavulları aldığımızda Demir söze girdi.

"Siz sadece yukarı çıkın bavulları biz getiririz." dediğinde ona baktım bir süre ardından bavulu almadan yanından geçerken "Umarım bunun için benden bir teşekkür beklemiyorsundur." dedikten sonra meridevlere doğru ilerleyip yukarı çıktım. Ayak seslerinden de Ömer'in peşimden geldiğini anladım.

"Demek böyleymiş." dediğinde ona dönüp bir süre baktım. "Hani resimlerine bakmıştın?" dediğimde başıyla kendini onaylarken cevap verdi. "Tabiki baktım ama canlı görmek daha farklıymış."

kısa kolidorun sol tarafını gösterip "burası teras." dedim ve merdivenin sol tarafında terasa doğru olan yerdeki beyaz kapıyı gösterip; "Burası tuvaletim." diyerek ekledim ve merdivenin bitiminde sağ tarafında kalan kapıyı gösterip "burası da benim odam olacak yer." dedim.

Odamın kapısını açıp Ömer'le beraber odaya girdiğimizde gözüme ilk tam ortada yer alan çift kişilik yatağım ve iki tarafında yer edinmiş ahşap görünümlü komodinlere takıldı. Tavan yatağın başının olduğu yere doğru alçalıyordu. Boyunu ölçmek adına yatağın yanına doğru ilerledim. Yatağın ortalarının biraz daha ilerisine geldiğimde eğilmek zorunda kalmıştım.

Ömer de yatağın karşısındaki camın bitiminden başlayan beyaz dolabı açıp baktı. Bende yanına gelip baktığımda raflarda ki tozlar gözüme takıldı. Tam dudaklarımı aralayıp bir şey söylüyecektim ki odanın kapısının açılmasıyla dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Bunları buraya bırakıyoruz." dedi Mahmut. Ömer ve ben aynı anda onaylarca başımızı salladık. O sırada Mahmut'un arkasında ki Demir'de elindeki bavulları duvara yaslayıp etrafa baktı. Ardından bakışları beni buldu. Kaşları hafif çatık bir şekilde bana bakıyordu.

Benim yerime Ömer ortaya atılıp; "Teşekkür ederiz gerisini biz hallederiz." dediğinde ikiside başlarını sallayıp odadan çıktılar.

Ömer kapıyı kapatıp bana döndü ve "Evet şimdi hemen o yüzünde ki somurtmayı silip yerine her zamanki Batu'mun neşeli yüzünü getiriyorsun." dediğinde bir süre Ömere baktım. Uzun bir bakışmanın ardından ellerini yüzünün hizasında kaldırıp alkış eşliğinde "Sana gülmeler yakışır." yaptı.

İkimizde aynı anda dayanamayıp gülmeye başladığımızda ortamdaki gerginlik kaybolmuş yerini kahkahalar almıştı.

Gülmelerimizin sonu geldiğinde "Ömer banyodan bir kova su getirir misin?" dedim o da asker selamı verip sağ ayağını sol ayağının yanına aldı hızla ve hazır ol komutunda hafif sesli bir şekilde konuştu. "Emredersiniz komutanım."

ᴼᵇˢᵉˢᶦᶠ ᴬˢᵏHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin