11.Bölüm

81 6 4
                                    

Medya Demir ve Mahmut.

___________

"Ömer ben çok tuhaf hissediyorum." dedim ve ellerimle oynamaya devam ettim.

"Sorun ne? yoksa örtü mü yamuk?" diyerek sorularını bana sordu Ömer ardından elini masanın üstündeki örtüye uzattı. Eline vurmamla bana hitaben; "Neden vuruyorsun?" dedikten sonra bir süre yüzüme bakıp devam etti. "Sen neden kızardın?"

Son da sorduğu soruyu es geçip; "Örtü zaten düzgün anam bir otur artık." dedim. Dediğimle söz dinleyip yanımda ki boş alana çöktü. Dikkatlice beni incelerken "Ne diye tuhaf hissediyorsun?"

"Benim.. Benim.. Benim.. kalbim çok tuhaf." dediğimde oturuşunu düzeltip bana doğru yaklaştı. "Nasıl yani sıkışıyor mu? canın mı yanıyor?" diyerek panikle sorduğunda başımı yavaşça iki yana salladım.

"Kalbim sanki yerinden çıkıcak gibi atıyor ve bu da bıraz tuhaf hissettiriyor." diyerek onu yanıtladım. "Bu her zaman mı oluyor?" dediğinde başımı yavaşça iki yana ardından yukarı aşağı hareket ettirdim. Anlamayan bakışlar atmaya başladığında dudaklarımı araladım.

"Demir beni birgün önce maça götürdü.." dediğimde Ömer histerik bir kahkaha patlatıp eliyle beni işaret etti. "Seni.. maça götürdü. Seni..." cümlesini tamamlamayıp kahkahasını sürdürdü. Elime aldığım yastığı yüzüne vurduğumda biraz daha gülüp yastığa sarıldı ve bana baktı.

"Eee." dediğinde konuşmama devam ettim. "İşte biz tribüne insanlar doluşunca çok durmadık falan. Bir şekilde çıktık.." dedim ve yanaklarımın yanmasını boşverip devam ettim. "Sonra işte bununla biraz konuştuk falan ardından kahkaha attı ve ben... ben.. şey işte." diyip bir süre doğru kelimeyi düşündüm. "Garip hissettim ve oradan uzaklaştım o günden sonra da Demir bana yaklaştığında falan tuhaf oluyorum." dedim.

"Bizim Batu aşık olmuş." dedi Ömer sırıtarak ve yüzüme bakmayı sürdürdü.

"Saçmalama Ömer ne aşkı." dediğimde yüzünü bana yaklaştırdı. Ona bir süre baktıktan sonra elimle alnından yerine geri ittim Ömer'i.

"Al işte bende sana yakınlaştım ama tek bir kızarık bile oluşmadı yanaklarında." dedikten sonra bir süre durup devam etti. "Hem sen demedin mi kalbim yerinden çıkıcak gibi oluyor falan diye?" dediğinde bir süre ona baktım ardından onaylarca başımı salladım yavaşça.

"Tamam işte heyecanlanıyorsun. Demir seni heyecanlandırıyor." dediğinde kaşlarımı çattım hafifçe. "Ne alakası var? bu... bu.. gayet normal sonuçta sen benim yakın arkadaşımsın kızarmamam çok normal." dedim vr devam ettim. "Sana alışığım.. evet evet bu yüzden kızarmıyorum."

"Peki ya kalbin benimleykende öyle çarpıyor mu?" dedi imalı imalı. Kaşlarımı çatıp yerimden kalktım.

"Ben artık gitsem iyi olucak." dedikten sonra kapıya ilerledim. Peşimden gelen ayak sesleriyle Ömer'in de beni takip ettiğini anladım.

"Kaç tabi neyse hadi görüşürüz." dediğinde ayakkabılarımı giyinip dil çıkardım ona.

....... 

Kapıyı açıp içeri girdim. Ayakkabılarımı her zamanki gibi elime alıp küçük sandalyeye oturdum. Elimdeki ısalak medille tatmin olana kadar ayakkabımı çitelemeye başladım. Ardından mutfakta duyduğum sesle duraksadım.

"O.. Orda kimse var mı?" ses gelmeyince elimdeki ayakkabıları yavaşça kalktığım sandalyenin üstüne yerleştirdim. "Demir, sen misin?" diyerek ikinci bir soruyu ortaya attığımda tekrardan cevap alamadım.

Ayakkabılığın üstünden aldığım çekiceği sıkı sıkı tutup mutfağa adımlamaya başladığımda kulağıma doluşan yavaş adım sesleriyle panikleyip gözlerimi kapattım ve rastgele elimdeki sopayı önüme doğru savurmaya başladım.

Birkaç küçük vuruşumun birisine çarpmasıyla gözlerimi daha da yumup vurmaya devam ettim. Bir süre sonra elimde ki çekicin alınmasıyla tek gözümü araladım. Boş boş bana bakan Demir'i görmemle rahatlayıp ikinci gözümü de açtım. "Demir, anam sen salak mısın? neden ses etmiyorsun?" dedim ve ona bakmayı sürdürdüm.

"Se... ve..." Demir'in dudakları oynamasına rağmen kulaklarıma kesik kesik ulaşan sesiyle gözlerimi hafifçe kıstım. Anlamadığımı anlayıp tekrardan dudaklarını araladı. "Ses verdim gerizekalı." dedikten sonra elindeki bardağı kendinden uzaklaştırıp diğer kolunu yüzüne yaklaştırdı. kulağıma ilişen hapşurma sesiyle refleks olarak geriye kaçtım.

Ayağımın bir yere takılmasıyla geriye doğru düşüyordum ki belimde hissettiğim kolla başımı hafifçe kaldırdım. Bana yakın olan Demir'i gördüğümde kendimi iyice yere bırakmak adına uğraşa giriştim.

"Batu napıyorsun? ikimizide düşürüceksin."

"Bırak beni sen.. sen.. grip olmuşsun." dediğim gibi belimdeki eller yok oldu bende kendimi yerde buldum. Götün götün mutfak tarafından uzaklaştıktan sonra koşar adım merdivenleri tırmandım.

Üst kata ulaşır ulaşmaz üstümdekileri soyup banyoya girdim.

.....

Güzel bir duşun ardından odama girdiğimde kopşonlu temizlik tulumumu üstüms geçirdim. Ardından fermuarını en alttan kapşonun sonuna kadar çekip aşağı kata indim.

"Ne o başıma astronot mu kesildin şimdi?" dedi Demir mutfaktan. Onun yanına geldiğimde bana garip bakışlar attığını görüp umursamadım. Ardından ocakta kaynatmakta olduğu şeylere baktım.

"Limonları kabuklarıyla artmışsın yıkadın mı?"

"Suya tuttum." dediğinde şaşkınca ona baktım. "Sabunla yıkasam olur mu?" dedim ve ocaktaki küçük tencereyi almak adına ellerimi uzattım.

"Çek ellerini artık geçti napıcaksın içindeki suylamı yıkıyacaksın?" dediğinde bir süre ona baktım.

"Ciddi olamazsın dimi? bana öyle yapmayı düşünmediğini söyle." diyerek şaşırmış bir şekilde bana bakmayı sürdürdü Demir.

"İyi madem gönlün olsun. Öyle düşünmedim." dedim ve bakışlarımı farklı yönlere çevirdim.

"Demir lütfen bugün her yerde gezmediğini sadece odanda takıldığını ve şu anki senin benim gördüğüm bir sanrı olduğunu söyle." diyerek ona yalvaran gözlerle baktığımda bir süre bana baktı ardından düşünür gibi yapıp elini çenesine attı. Bir süre öyle durduktan sonra bakışlarını tekrar bana yönlendirip üzerime doğru eğildi hafifçe.

Onu hareketlerine göre yüzümü ondan uzaklaştırdım ve kabimin deli gibi atmaya başlamasını boşverip etrafa bakmaya başladım.

"Senin odana bile girdim." dedikten sonra kocaman sırıttı. Gözlerimi  kocaman açıp ona baktım ardından yere çömelip ellerimi bacaklarıma sarıp yavaşça bir ileri bir geri sallanmaya başladım.

"Mikrop.. mikrop.. her yer mikrop.. Demir mikrop. Napıcam ben?.. Her yeri dezenfekte etmeliyim." dedikten sonra Demir'e bakıp devam ettim. "O hastayken silersem her yer tekrar mikrop olur... Ben evi silmeden nasıl durucam... Çabuk iyileşsene yada evden git iyileşene kadar falan gelme."

Yanıma çömelip; "Batu sakin ol. O kadar kötü değilim sadece seninle kafa buluyordum bak sesim gayet normal." dediğinde ona bakmaya devam ettim. Bir şey demiyiceğimi fark edip dudaklarını araladı tekrardan. "Sadece küçük bir grip başlangıcı ıhlamur ve sıcak çorba ile üstesinden gelebilirim."

"Sen iyileşir iyileşmez. Her yeri silip süpürücem dezenfekte edicem."

ᴼᵇˢᵉˢᶦᶠ ᴬˢᵏHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin