Tell me why it's always different in the mornin.
Last night you were by my side.
(Zayn-Tonight)Bugün hafta sonu olduğu için kafeye gitmeyip evde biraz dinlenmeyi seçmiştim. Tabii sevgili ablam buna izin vermeyip beni sabahın onunda kaldırmıştı -bence sabah-. Pijamalarım ve dağınık halim ile mutfağa girdiğimde gördüğüm kahvaltı masası ile yürümeyi kesmiş ve kaşlarımı çatmıştım.
Her zamankinin aksine muhteşem bir softa kuruluydu ve ayriyetten iki tabak daha vardı. "Bu da ne? Lalisa ve Jennie falan mı gelicek? Gerçi onlara da asla böyle bir kahvaltı hazırlamadın." Şaşkınca konuştuğumda elinde ki tabağı da masaya bırakmış ve bana dönmüştü.
Çok nadir rastladığım sesinde ki heyecan ile cevapladı beni. "Kızlar değil. Jimin ve Yoongi geliyor." Ne? Kalbim adıyla dahi hızlanırken ne dediğini anlamaya çalışıyordum.
"Onların burada ne işi var? Ve bana bunu nasıl söylemezsin?!" Çıkışırcasına konuştuktan sonra kendimi toparlamak için hızla odama koşturmaya başlamıştım. Arkamdan ise bağırmasını işitmiştim. "Sadece sana sürpriz yakmak istedim."
"İyi-" bok yedin.. Bunun devamını yüzüne karşı söylersem muhtemelen az sonra gelecek çocukları umursamadan beni bir güzel evire çevire dövebilirdi.
Odama girdikten sonra yüzümü yeniden yıkayıp biraz daha kendime gelmeye çalışmıştım. Pijamalarımı çıkartıp daha spor şeyler giydikten sonra saçlarımı da at kuyruğu yapıp yüzüme de sadece birazcık kapatıcı sürmüştüm. Fazla abartmayıp oldukça ev hali görünmeye çalışmıştım. Boy aynamda kendime bakıp oldukça hoş göründüğümde karar kıldığımda ise kapının çalan zili ile koşturarak odamdan çıkmıştım.
Jisoo kapıyı açmaya giderken bana doğru bağırmıştı. "İlaçlarını iç Chaeyoung!" Ona gözlerimi devirip mutfağa girdim ve haplarımı aldıktan sonra bir bardak su eşliğinde mideme gönderdim. O sırada da mutfağa girdiğini hissettiğim kişiler ile kapıya dönmüştüm.
"Hoş geldiniz." Heyecanla konuştuğumda Jimin gülümsemişti. "Hoş buldum Chae." Yoongi sadece hafifçe başı ile bir selam vermişti. Birlikte sofraya geçerken Jimin'e bakarak konuştum. "Neden bana geleceğinizi söylemedin?"
"Jisoo'nun haber verdiğini düşünmüştüm." Cevabı ile kısık bakışlarım karşımda ki ablamı bulmuştu. Beni deli ediyordu.
Birlikte güzel geçen kahvaltının ardından mutfağı toparlamıştık. Üçü içeri geçerken ben de yemekten sonra içmem gereken haplarımı çıkarıyordum. Bu sırada mutfağa geri dönmüş olan Jimin elimin ayağıma dolanmasına neden olmuştu. Elimde ki hapları ne yapacağımı şaşırdığım için avuç içime hapsetmiş ve oldukça şüphe uyandırıcı yüz ifadem ile ona dönmüştüm.
Kalbim ağzımda atıyordu onun ise kaşları çatılmıştı hafifçe. "Ne saklıyorsun Chae? Bu telaşta neyin nesi?" Zorla yutkunup gülümsemeye çalıştım ve cevapladım. "Sadece bir anda korktum o kadar." Kısık gözleri sımsıkı kapattığım avucumu bulmuştu. Ardından içeri adımlarken yeniden şüphe ile konuştu.
"Hayır. Sende bir şeyler var. O sabah gördüğün halüsinasyon, bir kaç saat sonra hiç bir şey olmamış gibi davranmam, fazla neşeli hallerin falan..."
"Bunlar bana pek bir şey ifade etmedi aslında. Anormal bir şey yok bence." Kendimi kurtarmaya çalıştığımda bana doğru adımlamaya devam etmişti.
"Peki sana psikoloji 2. sınıfta alan ilgimi çekmediği için okulu bıraktığımı söylemiş miydim?" Kesinlikle hayır. "Her ne kadar sıkıcı geçen bir buçuk sene olsa da bir şeyler öğrendim Rose. Ve bu tavırların normal bir insan da olmayacak şeyler."