bölüm 13, senden bazen nefret ediyorum

619 51 5
                                    

🎟

"senden nefret edemeyeceğimi biliyorsun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"senden nefret edemeyeceğimi biliyorsun."

sunwoo bana bir şeyler söylemek istedi, sanki ona kırgın olduğumu çok iyi anlıyordu ama ne yapacağını bilemiyordu. neden bu kadar acemice davrandığını bilmiyordum.

ondan bazen nefret ediyordum ama onu seviyordum. her şeyde kendinin haklı çıkmasından ve bütün suçun üstüme kalmasından da nefret ediyordum.

aslında ondan değil, onun davranışlarından nefret ediyordum. soğuk hava yüzüme vurduğunda gözümden birkaç damla yaş akmıştı.

sanki gidecekmiş gibi olup adımları gerileyen oğlanı tuttum."gidemezsin." dedim onun duyabileceği bir şekilde. "söyleyeceklerimi bitirmedim." adımları yavaşladı ve bana döndü.

"dinliyorum." bu kadar sakin olması beni iki kat sinirlendiriyordu. "suçlunun ben olması o kadar sinirime gidiyor ki, bomin ve diğer erkeklere yakın olduğum konusu, en başta benimle çıkmayı kabul etmemeliydin o zaman."

derince bir nefes aldım ve elimdeki telefonu sinirden sıktım. "seninle de yakındım. arkadaşken. benim nasıl biri olduğumu biliyor olmalıydın."

derin bir nefes aldım, sanki içimdeki her şeyi söylememi bekliyordu. "ama sen bana bomi ile öpüşmenin nedenini açıklamamayı tercih ettin. çok bencil, gıcık ve sinir edicisin."

hâlâ sakince beni dinliyordu. "bitti mi?" dedi titrek bir sesle. kafamı iki yana salladım ve elimdeki telefonu cebime koydum, aramızdaki mesafeyi kapattım.

"senden bazen nefret ediyorum ama daha çok seni seviyorum."

"ne--"

dudaklarımızı birleştirdiğimde söyleyeceği şeyi diyememişti ve öylece kalmıştı.

ayaklarımın ucunda zorlayarak duruyordum ama yine de güzel hissettiriyordu.

alev gibi dudaklarını dudaklarıma sertçe bastırdığımda karşılık vermesi gerektiğini hatırlayıp bir elini boynuma yerleştirmiş diğer eliyle de yanağımı okşadığında hareket edemez olmuştum.

başını diğer tarafa çevirdi ve benden yavaşça ayrıldı. nefes almama izin verdiğinde bedenimi belimden kendine doğru çekip nefesini yüzümde hissetmemle gözlerimi açmıştım.

"neydi bu?"

"bana bağırdın on dakika önce, nefret ediyorum senden ve susman için dudaklarımı istediğini söyleyen sendin."

hafifçe gülümsediğinde gözlerimi üzerine diktim, "sarhoş değil miydin?"

"hayır."

"öyleydin. iğrenç içki kokuyorsun."

"beni eve bıraksana." dediğinde elimi saçlarından çektim. "bin taksiye git. özel şoförün mü var sanıyorsun?"

"ama sarhoşum."

"değilim demiştin--" beni dinlemeden yoluna devam ettiğinde onu takip etmek zorunda kalmıştım.

°

hyunjun'un sürücü koltuğuna oturmasıyla yoojun da yanına oturmuştu. yine kavga etmişler gibiydi.

arka tarafa sunwoo ile oturduğumda bakışları sürekli benim üzerimde geziyordu ve bu garip hissettiriyordu.

"dikizlemesene beni."

"güzelsin."

"aynen. baya güzelim. berbat, iğrenç mesajların yüzünden sinirlice buraya geldim. makyaj falan da yapmışımdır."

"gerek yok. makyaja." dediğinde kalbim teklemişti. beni ben olduğum için seven biriyle tanışmıştım ve bu beni çok mutlu ediyordu.

"cıvıklaşmayın arkada." diyen sürücü koltuğunda oturan hyunjun'a dikiz aynasından baktım. "araba benim."

"doğru. ama yine de burda aile var."

"aile. sen ve yoojun oluyor sanırım." diyerek kıkırdadığımda utanmıştı ve yola odaklandı.

sunwoo | shut upHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin