Halsey- Heaven in HidingSahada koşup saçları gözlerinin üstüne düşerken ve uçları onun teriyle ıslanmışken bazen takımın durumuna bakmak için geriye doğru tempolu bir şekilde koşuyordu. Saç bandanasının şimdiden suyla kaplı olduğunu görebiliyordum. Saçlarını yana doğru savurmuştu.
Min Yoongi ve şarap kızılı saçları,Seokjin'in verdiği pası hızlıca almış ve oyun kurucu mevkisini sonuna kadar iyi yapıyordu, topu üçlük çizgisinin önüne doğru koşan arkadaşına mükemmel bir asist vermiş ve üç sayı almışlardı. Yeonjun ile ellerini çakıştırıp formasıyla yüzünü silmiş ve bembeyaz tenini buradaki kalabalığa daha da göstermişti.
Min Yoongi ve bembeyaz teni,Karşı takım kendi aralarında paslaşıp hücuma geçeceği sırada ismini Yoongi maçta bağırdığında öğrendiğim Soobin, aralarında paslaşmayı kesmiş ve profesyonel bir şekilde iki numaralı konumda oynayan Yeonjun'a pas vermiş ve turnike ile bir sayı daha almışlardı. Yoongi gelip kendisinden küçük olan iki arkadaşıyla tekrar ellerini çakıştırmış ve önüne gelen kızıl saçlarından rahatsız olmuş gibi geriye atmıştı.
Min Yoongi ve bembeyaz ellerinin üstünde kusursuz bir kusur gibi duran damarları,Karşı takım üçüncü periyodun bitmesine iki dakika kala bir mola istemişti. Yüksek ihtimalle takımın bu maçtaki oynayışları hakkında ve oyuncu değişikliği için mola istemişlerdi. Koçları üç periyottur en iyi oyuncularını oynatmasına rağmen karşı takıma göre iyi değillerdi. Takımlar benchlerine geçerken Yoongi yan taraftan aldığı suyu dudaklarının arasına almış ve yorgunluktan dolayı solan dudaklarına bir yaşam arıyormuş gibi suyu değdirmişti.
Min Yoongi ve maça çıkmadan önce içtiği sigarasının değdiği dudaklarıİçtiği suyun şişesini çöpe atmış ve benchetki sandalyelerden birine kendini gelişi güzel atmıştı. Bu bitik hali bile birçok kişinin en iyi halinden daha güzeldi. Kabul etmek istemesem de Min Yoongi mükemmel bir görünüşe sahipti ancak kişilik söz konusu olduğunda bunu diyebilir miydim bilmiyorum.
Çok farklı biriydi, başına buyruktu, sinirlenince veya işler istediği gibi gitmeyince etrafı yakıp yıkan tiplerdendi, fazlasıyla kibirliydi ve daha çözemediğim daha birçok şeye sahipti.
Kendisine bakarken bir çok kişinin de onun hakkında benim gibi düşündüğünü anlamak zor değildi. Mükemmel bir yatak deneyimi, o güzel bedenine dokunmak istemek herkesin isteyeceği şeylerdi ve ben herkesin istediği şeyleri o benden istediği için beraber zevk aldığımız için yapıyordum. İstese gün doğana kadar istesem tekrar gece olana kadar yapardık bunu.
Mola biteceği sırada Yoongi oturduğu yerden etrafına bakmaya başlamıştı gözleri birini arıyor gibiydi ve istediğini bulamamışa benziyordu. Ardından gözleri durmuş ve direkt benimkileri bulmuştu. Sadece bana bakıyordu, ben de aynı şekilde kendisine bakıyordum. Kızıl saçlarına bakıp yutkunuyordum onun benim üstümdeki etkisi çok büyüktü bunu şimdi farkediyordum onun üstündeki etkim gibiydi belki de daha fazlasıydı ama kesinlikle yok denilemezdi.
Yoongi'nin dudakları kıvrılmış ve dudaklarını yalayıp ötedeki basketbol topunu alıp etrafa bakmış ardından birkaç atış yapıp bana bakmıştı. Ve dudakları ile belli belirsiz bir şekilde "Sadece bekle." Demişti, etrafıma baktığımda molada oldukları için pek kimsenin dikkati üstlerinde değildi.
Mola bittiğinde ve maça başlandığı zaman Yoongi'nin takımı biraz tolerans vermiş gibi oynuyordu, yavaş, umursamaz görünüyorlardı ki Yoongi karşı takıma karşı bir hamle yaptığı anda işler tersine dönmüştü. Yoongi, Seokjin'e attığı pastan sonra ileriye doğru koşmuş ve pasını alır almaz üçlük çizgisinde pozisyonunu alıp takımına ondokuzuncu sayıyı kazandırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pillowtalk|yoonmin
Fanfiction"Yatak arkadaşı mı olmak istiyorsun?" Demiştim kulağına doğru eğilirken fısıldayıp omzuna ellerimi atmıştım. "Ne anladıysan o ister buna yatak arkadaşlığı de ister seks ister sevişme ne istersen de yeter ki ne istediğimi anlamış ol."