Rihanna- Where Have You Been"Sarhoş et beni."
Belimdeki elleri kolarıma dolanmış ve evin içine girmiştik. Merdivenlerden çıkarken ensesindeki saçların terlediğinden ötürü daha da koyulaşması ve üstündeki beyaz gömleği omuzlarını olduklarından daha güzel gösteriyordu. Her şey hızlı gelişiyordu, bundan birkaç saat önce biri bana böyle bir şey yaşayacağımı söylese kahkaha atarak gülerdim. Min Yoongi kızıl saçları ve beyaz teniyle her zaman dikkatimi çekiyor olsa bile onunla bu pozisyonda olacağımı asla tahmin etmezdim.
Ona baktıkça dokunma isteğim daha da artarken bunu yapmam gerektiğini düşünüyordum. Omuzlarından tutarak çıktığımız merdivenlerin duvarına onu yaslamış ve ellerimi ensesine atmıştım.
"Öp beni." Dediğimde omuzlarımdan tutarak yerlerimizi değiştirmiş, ellerini kalçama atmış kalçalarımdan destekleyerek kasıklarımızın birbirine değmesini sağlarken inleyeceğim sırada dudaklarını dudaklarıma bastırmış ve dudaklarımız ateşli bir öpücüğe ev sahipliği yapmıştı.
Beyaz ve damarlı elleri kalçalarımı sıkarken o an bizi birinin görebilecek olması umrumda bile değildi ki onun da öyleydi. Kaybedecek bir şeyim yoktu. Ellerimi omzunun üstünden uzatarak birleştirmiş ve dudaklarımızı ayırmıştım. Yoongi sarı saçlarıma ellerini atmış ve boynumu öperken fısıldamıştı. "Seviş benimle." İkimizin de istediği şey bu kadar açıkken neden direkt söylemiyorduk diye düşündüm. O cesaretliyse benim de onun gibi olmam gerekiyor diye düşündüm.
"Becer beni." İçime kapanık biri olsam da özgüvenli biriydim. Onun bedenimden etkilendiğini gözlerinden anlayacak kadarda zeki biriydim. Seks içinde duygu barındırmıyorsa bir ihtiyaçtı bizimki de öyleydi. İki üç güne ikimizde olanları unutacak ve sadece bunu bir orgazm olarak hatırlayacaktık.
Sonrasında ise hızlıca olduğumuz katın banyosuna girmiştik, kimse yoktu. Yoongi sakince kapıyı kilitlemiş ve banyonun ortasındaki benim yanıma gelmişti. Banyonun ışıklarının yerini ezbere bilir gibi kapatmış ve sadece aynanın etrafındaki ışıkların açık olmasını sağlamıştı, loş ışık ortamını sevenlerdendi. Yanıma gelip tekrar dudaklarımızı birleştirdiğinde bu seferki daha ateşli ve daha tutku doluydu.
Şu an bu banyoda sadece ikimizin olması kanımı daha da kaynatırken dudaklarına inlemiş ve dudaklarını dişlerimin arasına alarak sertçe çekiştirmiştim. "Siktir!" Diyerek hırlayıp banyonun soğuk mermerlerine sırtımı yaslamış. Dudaklarını boynuma getirdiğinde "İz bırakacağım." Dediğinde ona cevap vermemiştim ve o da boynuma izlerini bırakırken ben sesli bir şekilde inliyor ve parmaklarımı sırtında gezdiriyordum. Elleri penisimi yavaşça okşadığında kafamı geriye atarak inlemiştim. Temasın verdiği sıcaklık bütün vücudumu etkisi altına alırken üstümdeki bu adamın beyaz teni beni daha da tahrik ediyordu.
"Yoongi..." demiştim inleyerek boynuma dişlerini geçirdiğinde. "Siktir! Park Jimin benimle oynuyorsun!" Dediğinde kendimi biraz daha dokunuşlarından soyutlamaya çalışarak -tabii bu ne kadar mümkünse- dik durmuş.
"Oyuncuları seversin ve ben de oyunu severim, Min." Dediğimde dudaklarımı bu gece için tekrar birleştirmişti. Üstümdeki gömleğin düğmelerini hızlıca sökerken bile dudaklarımız ayrılmamıştı. Ben de onun düğmelerini sökerken teninin ellerim altında olduğunu düşündükçe o beyaz tenini, beyaz tenine karışan koyu kan kırmızısı saçlarını düşündükçe çıldıracak gibi oluyordum.
İkimizde birbirimizi tamamen soymuş ve banyonun zemini bizim kıyafetlerimizle dolduğunda o an bunun ne kadar yanlış olduğunun farkında bile değildim. Sadece ismini ve bazı olaylarını bildiğim biriyle şu an sertçe bir seks yaşayacaktım. Ve bu belki de benim için en güzel seks olacaktı kim bilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pillowtalk|yoonmin
Fanfiction"Yatak arkadaşı mı olmak istiyorsun?" Demiştim kulağına doğru eğilirken fısıldayıp omzuna ellerimi atmıştım. "Ne anladıysan o ister buna yatak arkadaşlığı de ister seks ister sevişme ne istersen de yeter ki ne istediğimi anlamış ol."