atsumu matematikçilere göre tam anlamıyla bir aptaldı. basit bir bölme işlemini bile yanlış yapabilirdi ve yaşı ilerledikçe matematikte yaptığı hatalar gözüne sokulmaya başlamıştı.
diğer yandan beden eğitimi hocası onun bir dahi olduğuna inanıyordu. annesine atsumu'yu sahip olduğu voleybol yeteneğinden bahsedip övdüğünde annesinin ne kadar çok şaşırdığını bizzat atsumu'dan öğrenmiştim. bana, gülerek annesinin suratının aldığı ifadeyi anlatmıştı ve onu daha öncesinde bu kadar tatmin olmuş halde görmemiştim yemin ederim ki.
atsumu, yetenekli olduğu bir konunun keşfedilip övülmesini sevmişti. osamu'nun nasıl hissettiğini anladığını ve bu hissin harika olduğunu söylemişti o zamanlar bana. voleybola olan aşkı, koçu sayesinde harlandı. ve sonrasında her şey bir çorap söküğü gibi geldi. voleybol sayesinde arkadaş edindi. voleybol sayesinde ebeveynleriyle ve en önemlisi de kardeşiyle arasını düzeltti. voleybol sayesinde kendisini buldu.
buna her ne kadar sevinmiş olsam da atsumu'nun bana ayırdığı vakitler git gide kısalmıştı. ortaokulluyduk ve hem dersleri hem de voleybol antremanları yüzünden eskisi kadar sık bize gelmiyordu. hem, ailesi ile arasını düzeltmişti zaten. eskiden annesi ile evde yalnız kalmamak için bize gelirdi. artık bize gelmesi için pek bir sebep yoktu yani.
yine de onun sevdiğim bir yanı vardı. bize gelmeyi her ne kadar kesmiş olsa da bana mesaj atmayı hiç ihmal etmiyordu. abartmıyorum, pazar günleri hariç her gün bana gününü anlatan uzun mesajlar yazıyordu. (pazar günleri ailecek kiliseye gidiyorlardı ve yazacak vakit bulamıyordu ibadetleri yüzünden) yaptığı şey yalnızca yatmak olsa bile bunu yazmadan ve bana iyi geceler demeden günü bitirmiyordu. onun günlüğü haline gelmiştim ve bu inanılmaz hoşuma gitmişti. telefonuma bakarak gülümsememin sebebi halamın sandığının aksine bir kız arkadaşa sahip olmam değildi. tek sebep miya atsumu'ydu.
günler geçtikçe atsumu ortaokullu voleybolcular arasında tanınır hale geldi. bir fan kitlesi bile oluştu ve bunu bana anlatırken sesindeki heyecanı hâlâ hatırlıyorum. aynı şekilde ilk kez adına röportaj yapıldığında da beni arayıp sevincini paylaşmıştı.
"omi-kun," demişti. "biliyor musun benimle de tıpki nishida-san ile yaptıkları gibi röportaj yaptılar!"
atsumu japon milli takımındaki herkese hayrandı. birgün o takımda nishida yuuji'nin forma numarası ile oynamak başından beri hayaliydi. keşke numarasını aldığı ve giydiği anları da anlatmak için beni arayabilseydi ama o zamana geldiğimizde artık eskisi kadar yakın değildik...
ー
arkadaslar... her yerim agriyor hani ikinci asida hicbir sey olmuyordu yalancilar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kırmızı kapaklı anı defteri # sakuatsu
Fanfiction# angst degil sakuatsusuz son. ❝miyo sadece senin kızın değil.❞ mutlu son mu? söz veremem.