Kuyruklu Yıldız

1K 69 96
                                    

Keyifli okumalar.

Medyada: Billie Eilish, Khalid - Lovely

—————

Ay ışığı yüksek pencerelerden içeri süzülüyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ay ışığı yüksek pencerelerden içeri süzülüyordu. Yerdeki antik halının üzerine düşen garip desenleri izleyerek karanlıkta mozoleyi andıran yatağımı geçip çaprazındaki pencereye doğru yürüdüm. Odanın içine doğru çıkıntısı olan pencere altındaki siyah mermere oturdum. Buradan bakınca şehir tüm görkemiyle ayaklarımın altındaymış gibi görünüyordu. Ayaklarımın altında. Bu düşünce mutluluktan uzak bir gülümsemeyle dudaklarımın gerilmesine neden olurken kendimden tiksinerek başımı çevirdim.

Adına kutlama dedikleri karmaşadan uzaklaşmak için rolümü oynamıştım. Heyecanla bağırarak vücutlarını sallayan her birey zavallı ve mutluluktan uzak olduklarını ne de çabuk unutmuşlardı: Bir geceliğine de olsa. Yüzlerinde birbirinin aynı ifadeleri görmek midemdeki safranın boğazıma doğru ilerlediğini hissettiriyordu. Yeni gün başlamadan gerçekliğe uyanacakları bir tiyatronun içine bu denli hızla girmeleri hayranlık uyandırıcıydı, halbuki kendi benliklerini bulup krallıklarını ilan etmeleri konusunda ne kadar da yavaş ve korkaklardı. Her şey bir karmaşa içinde dönüştürülerek yeni bir düzene oturtulmuştu ama düzenin sahibi belliydi ve buna sesini çıkaran yoktu. Suçlu düzendi, değişmeliydi.

Saat gece yarısını geçmiş olmalıydı; kalabalık dağılmıştı. Işıklar içindeki şehrin meydanını izlerken arkamda dolaşan gölgelerin varlığını hissedebiliyordum. Her birini kendine has karakteriyle iyiden iyiye tanıyordum. Varlıklarıyla onurlandırmaktan asla vazgeçmiyorlardı. Ruhumun huzurdan arınması için ellerinden geleni yapmakta ustaydılar. Onlardan kaçmaya çalışmayı bırakalı yıllar oldu: Artık benim birer parçam olduklarını kabul etmiştim. Diğerlerinden kurtulup yalnız kalmak için odama saklanmam hiçbir işe yaramadı. Burası, ölü bir ruhun kapana kısılarak işkence çektiği bir yerdi. Gerçek anlamda yalnız kalmak için nereye gitmem gerektiğini biliyordum. Bir süre daha kutlamaların kalıntılarını izledikten sonra odamdan çıktım.

Geniş koridorların duvarları boyunca gömme rafları andıran alanlara yerleştirilmiş birbirinden ilginç ve gösterişli tarihi eserler nezaretinde yürümeye başladım. Tarihin değip geçtiği antikalardan daha katı ve daha soğuktum. İçimdeki duyguların barındırdığı renkler ise şatonun mermerleri arasına gömülen taşlar kadar canlıydı. Ana girişe inmek için doğu kanadına hâkim olan merdivenlere yöneldim. Holde adımlarımın çıkardığı tok sesler dışında hiç ses yoktu. Korumalara bu gece izin verilmişti. Babamın şehirdekiler için bütün cömertliğini kullandığı bir geceydi ya da zalimliğini unutturmak için miydi, emin değildim. Diğer herkesi nasıl etkisi altına alabileceğini iyi biliyordu, hem de her şekilde.

Birkaç adım daha atmıştım ki heybetli giriş kapılarının önünde bekleyen Maren'i fark ettim. Ağırlığını sol ayağına vermiş, başını yere eğmişti. Her zamankinden daha da solgun görünen yüzünden dolayı saçları simsiyah görünüyordu. Ayak seslerimi duyduğunu biliyordum ama bunu belli eden en ufak bir emare göstermedi. Yanından geçerken duruşunu hiç bozmayan Maren'i görmezden gelerek ilerlemeye devam ettim.

AMİE - Gecenin GölgesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin