ASKER YEŞİLİ

1K 29 1
                                    

Yedi yaşında bir kız çocuğu... Küçük evlerinin bu kadar kalabalık olmasına önce şaşırsa da, sormadı ne oldu diye. Çocuk aklı iste.

Annesini aradı tüm odalar da; Buldu sonunda küçük evlerinin, küçük yatak odasında ydı annesi. Babasının kazağına sarılmış ağlıyordu, annesi. Oysa annesi ağlamazdı ki... Düşüp dizlerini yaralandığın da ağlardı. Annesi de kızıp "ağlama bebeğim, ağlanacak kadar mühim bir şey degil" demezmiydi. Ilk defa görüyordu annesini ağlarken... O her zaman toplu olan saçları dağılmıştı genç kadının. Koşarak odaya girdi küçük kız annesinin oturduğu yatağın üstüne çıktı. Annesinin yanına diz çöktü...

Napardı annesi o ağlayınca; saçlarını okşadı genç kadının göz yaşlarını sildi küçük elleriyle. "Şşşt ağlama" dedi. Annesini taklit ederek. Annesi böyle yapınca o ağlamaz dı. Saçlarını öptü annesinin....

Güçsüz dü genç kadın. Küçük kızının her dokunuşuyla daha çok ağlıyordu. Annesi ağlama sana çikolata alacağım deyince susardı. "Anne eğer ağlamaksan söz yaramazlık yapmayacağım" dedi. Genç kadının göz yaşlarının yerini iç çekişler aldı.

Endiseleniyordu minik yüreği. "Söz babama da kızmayacağım kırmızı yı sev diye" Babası, babası bilirdi annesinin göz yaşlarını dindirmeyi. Zaten hep güldürmez miydi annesini babası... Evlesinden kahkaha sesi hiç eksik olmazdı.

"Babam nerde anne?" diye sordu küçük kız. Genç kadın kucağına aldı kızını, ellerinin tersiyle göz yaşlarını sildi. Boğazını temizledi "baban, cennete gitti bebeğim"dedi titrek sesiyle... Anlamayan gözlerle baktı annesine küçük kız.

Iyi eğitim alıp, öğretmen olan genç kadın hangi kelimeyle anlatıldı kocasına ne olduğunu... Hangi kelimeyle ifade ederdi küçük kızına.

Iki koca el kavradı küçük kızın belini.Genç kadına bakıp "ben hallederim" dedi. Küçük kızı kucaklayıp bahçeye çıktı. Arkalarında da bi oğlan çocuğu...

Dizinin birinde küçük kız diğerinde de oğlu. Küçük kızın yanaklirindaki usulca akan yaşları sildi. "Gurur" dedi şefkat dolu bi sesle. "Bak küçük hanim, baban cennette, seni çok sevdigini söyledi. Karşısında elinde poşet taşıyan bi polisi çağırdı. Poşeti eline aldı. Anahtarlar çıkarttı. Küçük kızın eline verdi." Bu senin ufaklık, babanın" dedi.

Küçük kız elindeki babasının anahtarina baktı anahtarlık yerine babasının Asker Künyesi vardı. "Küçük hanım, ben hep yanında olacağım."deyip kocaman gülümseme si eşliğinde burnunu sıktı küçük kızın. "En sevdiğin renk ne ufaklık? "Diye sordu.

Babası sorduğunda kırmızı derdi. Küçük kız babasına sordugunda babası "ASKER YEŞİLİ" derdi.

Küçük elleriyle göz yaşlarını sildi."Ben babam gibi asker yeşilini seviyorum, büyüyünce kız asker olabilirmiyim?"diye sordu.

Eğildi adam önce küçük kızı sonra oğlunun başını öptü. Dolu dolu olan gözleriyle "olur tabi, hemde çok iyi asker olur" dedi.

Küçük kızın aklında ne vardı. O koca beyaz torbada ki, babasının atleti miydi? Ya o atlette ki kırmızı şey neydi? Bir kez daha nefret etti kırmızı dan...

O küçük ellerin, o küçük gözlerin, o küçük yüreğin yaşadığı dehşeti hangi kelime anlatıldı. Nasıl unuturdu o küçük yüreği babasını... Babasının asker yesili atletinde ki, kara lekeler babasının kanımıydı?...

ASKER YEŞİLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin