Bazen öleceğimizi biliriz, ama genellikle korku hakimdir.
Ölümün bile bize armağan edilmeyeceğini tahmin ederiz. Bütün gücümüzü alacağını biliriz. Ama gücümüz azalır. Bununla başa çıkamayacağımızı hissederiz. Bu da yeni bir şey değildir. Hangi işle başa çıkabilmişizdir ki? Zaten ta baştan başarısız olmamış mıyızdır?
Atmayı bırakmış bir kalbin beni bu kadar yaşatması bile mucizeydi. Ve sen, Atlas ALKAN... Benim tek yaşama amacımı ellerinin arasında tutuyorsun...
Şaşkın şaşkın elinde ki fincanlarla bana bakan Emir'e bile aldırmadan kapıyı vurup çıktım. Boş koridora bakındım kimse yoktu. Gök gürültüsünü andıran bir şekilde atıyordu kalbim. Korkudan mıydı, yoksa sinirden mi? Bilmiyorum. Evet birazdan toplantı yapacaktık, ama lanet herif ortada yoktu.
Hava almaya, mümkün oldukça insanlardan uzak kalmaya, kendimi bulmaya ihtiyacım vardı. Yarı koşar, yarı yürür adımlarla bahçeye çıktım. O kadar sinirliydim ki koridorla bir kaç kişiyle çarpışmış, gözlerindeki dehşet kırıntılarını görmüştüm. Dışarı da yağmur hala aynı şiddetiyle devam ediyordu. Hasta olmasam bile sanki hasta olmak için uğraşıyordum.
Kapıdan çıkıp, hırsla merdivenlerin korkuluklarına tutundum. Ağlamayacağım. Ben ağlamayı unutmuştum yıllardır bir damla bile yaş düşmezdi gözümden. Ya şimdi? Gözümden akan bir damla yaşı sildim elimin tersiyle.
" Kimin?" dedi keskin çıkan bir sesle. "İsim silinmiş, kimin bu künye?
Başımı çevirip sinirle ona baktım. Sanki her yerde karşıma çıkmak zorundaydı. Kapının yandaki duvara yaslanmış bir şekilde sigara içiyordu.Elindeki sigarası bitmek üzereydi. Onu ilk defa sigara içerken örüyordum.
Ne tuhaftı ki, sigara içen insanlar itici gelirdi ama Atlas'a yakıştığını ve onu karizmatik gösterdiğini düşündüm, kısa bir an. Kafamdaki düşünceleri atmak istercesine kafamı iki yana salladım. Bunları düşünmemem gerekiyordu. Son üç günde deyim yerindeyse hayatımın içine etmişti.
" Babamın," dedim. Boğazım kuruduğu için kuru kuru öksürdüm. Boğazımın yanmasına sebep olsa da aldırmadım ve konuşmaya devam ettim.
"Elime verdiklerinde babamın şehit olduğunu söylemişlerdi. Yedi yaşındaydım, ne demek olduğunu bile bilmiyordum."
Sigarasından derin ve son bir nefes daha çekti. Biten sigarayı yere atıp, üzerine basıp söndürdü. Sigaranın o gri dumanını dışarı üfledi. Gri dumanlar havada süzülüp, ahenkle dans etti ve bir süre sonrada kayboldular. Gri bulutları andıran sigara dumanı kayboluncaya kadar, romantik bir filmin en güzel sahnesini izliyormuşcasına, gözlerimi kırpmadan, pür dikkat bir biçim de Atlas'ı izledim. Elim de bir kumanda olsaydı tekrar tekrar başa sarıp izleye bilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASKER YEŞİLİ
Ficção AdolescenteTarih tekerrür edecekti, geçmişin küllerini yeniden yakacaktı yeşil gözlü bunun farkındaydı. Hoş istediği de buydu ya. Kavruluncaya kadar yanmalıydı ateşte ve acılar bir bedene dönüşmeliydi zırhlara bürünmüş Atlas Alkan gibi... Sırlarla doluydu haya...