Tesadüf Karşılaşma(!)

173 23 9
                                    

Baekhyun gözlerini kapayıp derin bir nefes aldı. İçindeki köz yeniden yanmaya yüz tutmuş halde bağrını yakıyordu.

"Mee Ra, ona, seni nasıl söylerim bilmiyorum. Beni yarı yolda bırakmasının sebebi kendi kanından çocuklara sahip olmaktı. Onu bundan mahrum bırakmak istiyorum. Seni, ondan saklamak istiyorum. " 

"Baba ama.." Baekhyun elini kaldırıp kızını susturdu.

"Biliyorum, her şeyi söyledi. Bahanelerini güzelce sıraladı.  Yaşadığı şeyler için üzgünüm. Fakat sen de benim neler yaşadığımı biliyorsun! Onu öylece affedemem. Bunu yapamam, çok özür dilerim ama bana biraz daha süre ver lütfen!  Ayrıca o henüz yeni bir ameliyattan çıktı. Bunu kaldıramayabilir." Mee Ra içinde kızgınlık olmasına rağmen başını salladı. 

"Peki, nasıl istersen ama bir şeylere daha fazla geç kalmayalım olur mu baba? Onu bir kere kaybetme korkusu yaşadık. Telafi edilemez bir durumun içerisinde kalmayalım." deyip odasına geçti. Yaşı kardeşleri olarak sayabileceği ikiz kardeşleri ile denkti. Fakat onların aksine o diğer babası olmadan büyümüştü. Ondan görebileceği fakat kaçırdığı her ilginin yerine daha fazlasını istiyordu ve alacaktı. Şimdilik babasına güvenerek sessiz kalmayı kabul etti. Yine de kaçmış çocukluğunun peşini bırakmayacaktı. Çektiği burnunu es geçip gözlerinden akan yaşları sildi. Mee Ra diğer çocuklara göre daha enerjikti, daha canlıydı fakat içi her zaman buruk kalmış, çoğu zaman ise tek ebeveyne sahip olmanın eksikliğini babasına hissettirmemek için hıçkırıklarını yorgan altında gizlemişti. Babasını bunun için asla suçlamamıştı ama bundan sonraki her günün hesabını da soracaktı. 

******************

Haftanın ilk günü geldiğinde Chanyeol önceki günlerdeki gibi yine aceleci davranıp evden çıkmıştı. Sürekli Baekhyun ile yollarını kesiştirmeye çalışıyordu.  Kravatını adamakıllı düzeltmeden kendini asansöre atmıştı. Asansör ikinci katta durduğunda Baekhyun'da asansöre binmişti. 

"Günaydın Bay Park, kravatla boğuşuyor musunuz?" diye gülümsemesini bozup şaşkınlıkla baktı. Chanyeol öffleyip

"Evet, adamakıllı hakkından gelemiyorum, kumaşı çok kaygan" diyerek dert yakındı. Baekhyun elini uzatarak 

"yardım edeyim" dedi. Chanyeol'un gömleğinin yakalarını havaya kaldırıp kravatı düzeltirken Chanyeol uzun kollarını kendi belinin iki yanına yerleştirdi. Gözleri bir Baekhyun'a bakarken arada da aynaya kaçırıyordu. İkisinin kalbi de maraton koşusuna başlamış haldeydi. Baekhyun ellerini çektiğinde 

"Teşekkürler Bay Byun, bu kravat bir eziyet ama kızım aldığı için takmayı seviyorum." dedi. İçinden ise daha yeni kriz geçirdin Chanyeol, sakin, diyerek kendine telkin veriyordu. Baekhyun birden ortaya çıkan yardımsever hallerinin kurbanı titrerken açılan asansör kapısından çıkıp dış kapıya ilerledi. Arkasında bıraktığı adama 

"Sorun değil Bay Park, yardımcı olabildiğime sevindim. İyi günler." dedi. Chanyeol onu arabasına davet etme fırsatı bulamadan dışarıya atmıştı kendini. Chanyeol'da arkasından hafif bir gülümseme ile bakakaldı. Bu sırada merdivenlerden gelen sese başını çevirdi. Üzerinde kendi çocuklarının başladığı lisenin üniformasını giymiş genç bir kız çocuğu inmiş, kapıya yaklaşıyordu. Onu daha önce görmediğine emindi.  Ama tanıdık bir siması da vardı. Çocuk ile göz göze geldiklerinde Chanyeol'a gülümseyerek baktı.

"Günaydın Bay Park, çok şık gözüküyorsunuz" dedi. Chanyeol şaşırmış halde gülümsedi. Bu çocuk adını nasıl tanıyordu ve nereden biliyordu? Kız çocuğu kapıdan çıkarken arkasından bağırdı.

"Sana da günaydın genç hanım, senin kadar parlamıyorum maalesef" Kız çocuğu duyduğu iltifat ile kıkırdayıp otobüs durağında duran babasına ilerledi. Chanyeol ise arabasına binip işine gitti.  Son dakika otobüse bindiğinde babasının yanına attı kendini. Yüzünde engelleyemediği gülümsemesi ile babasıyla göz göze geldiğinde gülerek

Beni Bırakma - Chanbaek - મને છોડતા નહીHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin