Ah be kızım

178 20 15
                                    

Zulüm her insana değerdi. Herkese aynı değil ama bir şekilde muhakkak değerdi. İnsan dönüp hayatına bakınca ağzından 'O çok zalimdi' sözünün çoktan dökülmüş olduğunu görürdü. Kimine göre annesi, kimine babası, sevdiği, kızı, eşi, ablası, kişiye zalim dedirtmişti. Kimi de kendi kendine zulmetmişti. Baekhyun düşünüyordu. Herkesin payına bir tane düşüyorsa kendi hayatında neden bu kadar çok zalim vardı. Kızı ağlaya ağlaya uyuyakalmıştı. Baekhyun, üzüldüğü için ateşlenen kızının başından bir türlü ayrılamamıştı. Gidip ona bağırıp ne suç işlediğini sormak istiyordu. Bu muameleyi hak edecek ne yapmışlardı?! Fakat söylese ne değişecekti ki? Chanyeol'dan kendisini kıracak sözler duyacak, kendini daha kötü hissedecekti. Ve bir avuç dolusu hayal kırıklığıyla eve dönecekti. Ağlayarak avuçlarını iyice dolduracak. Göğsü ağrıdan ve acıdan iyice kısılana kadar tüm kötü duygularını had safhada yaşayacaktı. Yani şuan hissettiklerini... Aynı noktada duracaksa konunun üzerine neden düşsün ki? Göz ardı etmek her ikisi içinde daha kolay değil miydi?  

Aradan geçen iki gün sonrasında asla tıklanmayan kapısı tıklanmıştı. Mee Ra babasından önce davranıp kapıya koştu. Boyu gözetleme deliğine yetmiyordu. Bu nedenle kim olduğunu bile sormadan kapıyı açtı. Karşısında tanışmak için can attığı ama kendisini kabul etmeyen babası duruyordu. Chanyeol küçük kızı görünce nefesini içine çekip kalakaldı.  Ona nasıl seslenmeliydi? Baekhyun ise kızından ses gelmeyince kapıya ilerlemişti. Kızı dolu  ama kızgın gözleriyle Chanyeol'e bakıyordu. Baekhyun kızına seslenip içeri geçmesini söyledi. Ardından çatılı kaşları ile Chanyeol'a döndü.

"Ne istiyorsunuz?" Chanyeol gördüğü tepkiye şaşırarak 

"Biraz konuşabilir miyiz?" dediğinde Baekhyun kaşlarını iyice çatarak sinirle soludu. İçindeki tüm kızgınlığı kusacak şekilde bağırarak kapıyı suratına çarptı. 

"S*ktir git." Çok sinirliydi. Acayip sinirliydi. Bir de dalga geçer gibi kapısına gelmişti. Dört gözle beklediği günlerin aksine... Şimdi ise göğsünde ağırlık yapan  bir üzüntü vardı. Chanyeol halen kapıyı çalıyordu. Dışarıdan ona sesleniyor, konuşmaları gerektiği ile ilgili bir iki zırvalık sunuyordu. Konuşmayacaktı işte, neyi anlamıyordu? Kırılmadık, incinmedik hisleri kalmamıştı. İyice ufalmalarına müsaade vermeyecekti. Kendisi o kadar önemli değildi ama kızını, ondan koruyacaktı.

***************

Chanyeol şaşkın bir şekilde suratına kapatılan kapıya baktı. Ne yaptığını anlamamıştı! Bir suç mu işlemişti? Yanlış bir harekette, imada mı bulunmuştu? Büyük ihtimalle Baekhyun söyledikten sonra gelmediği için kızgındı. Sonuçta aradan neredeyse üç hafta geçmişti. Fakat Chanyeol kızgınlıkla Baekhyun'u kıracak bir şey söylemek istememişti. Tabii bir de kızı vardı. Onunla nasıl konuşmalıydı bilmiyordu? İşin gerçeği biraz laf duyacağını düşünmüştü. Ama büyük boylu bir küfür ve suratına çarpılan bir kapı beklememişti. Bu nedenle ilk şaşkınlığını çıkardığında kapıyı art arda vurup seslendi.

"Baekhyun lütfen konuşalım. Beni ondan mahrum bırakma" dedi. Sesi korku dolu çıkıyordu. Mee Ra için savcılığa başvurabilirdi. Hatta bu şekilde velayeti bile alabilirdi ama o bu şekilde olsun istemiyordu. Bir iki kere daha kapıyı çaldı fakat sonuç alamadı. Hafta içi okul için dışarı çıkacağı vakit yakalayacaktı. Bu nedenle evine döndü. Oğlu babasını salona çekip neler olduğunu sordu. Babasına bu kadar geç kaldığı için kızmış, onu cesaretlendirmişti. Yaşından daha büyük olan çocuk, Chanyeol için bir nimet gibiydi. Fakat gördüğü muamele moralini acayip bozmuştu. Adam derin bir off çekerek kızının yanına oturdu. 

"Beni içeri almadılar. Kapıyı yüzüme kapattılar. Neden böyle oldu anlamadım? Acaba beni istemiyor olabilir mi?" dediğinde Jonghun babasının üzüntülü yüzüne baktı. 

Beni Bırakma - Chanbaek - મને છોડતા નહીHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin