Beni Bırakma

197 19 25
                                    

Chanyeol için gün doğmamıştı. Baekhyun'la daha düzgün konuşabilmek için sabahı beklemişti. Fakat bir türlü de sabaha erişemiyordu. Göğsü hafiften daralıyordu. Fakat ne tam olarak üzgün olmaktandı ne de sevinçten. Chanyeol, kızı ile birlikte giderek yanlış olanı düzelteceklerdi fakat  o sürece kadar Baekhyun ve Mee Ra'nın üzülecek olmaları kendini üzüyordu. Heyecanı ve sevinci ise sonrasına aitti. Tüm her şeyi açıkladıktan sonra kızına sarılabilecek miydi? Onu öpebilecek miydi? Saçlarına burnunu sokup kokusunu içine çekebilecek miydi? Kendi kanından olan... Chanyeol elbette ki diğer çocuklarını ayırmıyordu ama içinde tepinen keçilerde kulağına sürekli fısıldıyordu. Hadi yine iyisin, diyorlardı. Karşına senin kanından olan bir melek belirdi ve o sevdiğin adamdan... Chanyeol ayaklarının taştığı kanepede sırıtarak kollarını ensesinde birleştirdi.  Lily onda kalıyordu ve odasını eski karısına vermek zorunda kalmıştı. Kendisi de kanepeye boylu boyunca uzanmış halde yavaş yavaş kendinden geçiyordu. Yarın kahvaltıdan sonra hemen onlara gidecekti. Aslında ona kalsa kahvaltı falan beklemezdi ama Maria'yı aç bir şekilde peşinde sürüklemeyecekti. 

Cidden sabah bir türlü olmamıştı. En az beş kere dalıp dalıp uyanmış, ya gece üç ya sabaha doğru beş ya da altıydı. Nihayet saat sekiz gibi uyandığında mutfağa fırlayıp hızlı bir kahvaltı masası hazırlamış. Herkesi uyandırmayı da ihmal etmemişti. Uyanmakta zorluk çeken çocuklar kahvaltı sofrasına oturduğunda babalarının hallerine göz deviremeden edemediler. Babaları heyecandan yerinde duramıyordu. Ve Lily'de bunu fark etmişti. Dün Baekhyun'la konuştuğunda konunun küçük bir kıskançlık meselesi olduğunu anlatmış, Chanyeol'a bir şans vermesini de ekleyerek geçmiş için küçük bir özürde de bulunmuştu.  Chanyeol'a bunu borçlu olduğunu düşünüyordu. 

"Hadi bakalımm kahvaltı biraz hızlı olsun. Aksi takdirde birimiz her an çatlayabilir! " dedi. Çocuklar, annelerinin takılması ile gülerek babalarına baktılar. Babaları yalancı bir kızgınlıkla annelerine bakmıştı. 

"Hiç de öyle değil!" Lily gülümsemeyle masaya oturarak

"Doğruyu söyle en son ne zaman bu kadar heyecanlı olmuştun?" Chanyeol düşündüğünü belli edercesine kaşlarını çatmış, dudaklarını sıkmıştı. En sonunda karar verdiğini düşündüğünde 

"Sanırım ikizlerin ilk konuşmaya başladıkları dönem diyebilirim." Bunu derken çocuklara bakıp gülümsemişti. Ellerini uzatarak ikisinin de yanaklarını kavrayıp sıktı. 

"O zaman aşırı tatlıydılar ve ilk baba diyeceklerini düşünmek beni heyecandan çıldırtıyordu. Heyecanla ve sabırla beklememin karşılığını almış oldum" diyerek zaferle gülümsedi. Çocuklar ilk baba demişti çünkü. O zamanlar Lily, ikiz bebeklere hamile kaldığı yetmiyormuş gibi bir de istemediği ama mecbur kaldığı bir evliliğin içerisine girmişti. Hamileliğinin ilerleyen zamanlarında bebeklere ısındığında ise sürekli bir huzursuzluk yaşamıştı. Chanyeol, çocuklara ileride farklı davranır mı, soğur mu? Doğurduktan sonra sürekli düşünen halleri nedeniyle hep depresif moddaydı. Bebeklerle iş dönüşlerinde ve geceleri neredeyse hep Chanyeol ilgilenmişti. Chanyeol kuzeninin o depresif hallerinden sadece kendisinin değil, çocuklarında etkilendiğini düşünüyordu. Belki de iki küçük bebeği ondan sebeple kendisine çok düşkünlerdi.  Ve Chanyeol'un onlara düşkünlüğü de bu sebeple bağdaştırılabilirdi. Sonra aklına yeniden Baekhyun ve Mee Ra gelince tekrardan telaşlanıp

"Hadi hadi daha hızlı yiyin. Kalpten gideceğim yoksa" dedi. Çocuklar bir daha güldü. Maria gülümsemesini bozarak babasına baktı. 

"Ama baba bizi unutmayacaksın değil mi?" dediğinde Chanyeol ciddi bir yüzle kızına baktı.

"Sizi  asla unutmayacağım. Öyle ki yaptıkların için esaslı bir ceza aklımda şekillenmeye başladı bile." dedi. Jonghun duyduklarının hoşnutluğu ile babasına güldü. 

Beni Bırakma - Chanbaek - મને છોડતા નહીHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin