İki gün su gibi akıp geçti. Lili bu süre zarfinda avukat tutup, çocuklara her şeyi anlattı. David çok fazla tepki gösterirken, James ise annesini kırmamak için konuşmadı bile. İnce bir insandı James. İsteyerek kırmazdı. Chelsea ise ondan beklenmeyecek bir duygusallıkla annesine sarılıp ağladı.Mahkeme sabahı olduğunda çocuklar olması gerektiğinden daha da mutsuz ve bitkinlerdi.
"Hey! Üzülmek yok. Süper kahraman anneler daima kazanır. Korkmayın."
Lili onları neşelendirmek için uyandıklarından beri gülümsüyor, espriler yapıyordu.
Lili, kızının saçlarını örerken daha fazla ağlamaması için onunla konuşmaya çalışıyordu ancak Chelsea küsmüştü.
"Hadi ama anneciğim, üzme beni. Kalk sarılıp barışalım."
Tokayı taktıktan sonra kızını kollarından tutup kaldırdı ve kucağına oturttu. Chelsea hızlıca annesinin boynuna sarıldı. Uzun bir süre beraber sarılı durdular.
"Bizi bırakacaksın."
Lili hayır anlamında kafasını salladı.
"Ben seni asla bırakmam. Araya sadece mesafeler girebilir. Bir anne çocuğunu asla bırakmaz."
Lili, çenesini öpüp geri çekildi. Enerjik bir şekilde ayağa kalkıp, saate baktı.
"Çıkma vakti geldi! Hadi bakalım."
Üç çocuk da mutsuz bir şekilde evden çıkınca Lili titrek bir nefes verdi. Kapıyı kilitleyip, dışarıya çıktı. Çağırdığı taksinin gelmesiyle hep beraber taksiye bindiler. Gidecekleri yerin ismini verdikten sonra gülümseyerek arkada oturan çocuklara döndü.
"Artık araba almalıyız değil mi? İsterseniz mahkemeden sonra gidip araba bakabiliriz."
Üçüzlerden tek bir ses çıkmayınca Lili üzgün bir ses tonuyla konuştu.
"Çocuklar, hadi ama. Bu kadar üzülmenize gerek yok. Anneniz sizi kimseye vermeyecek."
David, inanamaz bakışlarını annesinin çökmüş yüzünde gezdirdi.
"Bu iki günde ağlamaktan hasta düştün, makyaj ile kapatmış olsan da şu an çok perişan haldesin. Milyoner bir adama kafa tutamayacağını sende biliyorsun. Bu yüzden bu kadar çok ağladın ve şimdi gelmiş bize ümitli ümitli konuşuyorsun. Gördüğün gerçekleri neden bizimle de paylaşmıyorsun anne?" Dedi David.
David, kaşlarını çatarak annesine baktı. Lili, David'i asla kandıramayacağını anlayınca yüzündeki gülümsemesini soldurdu.
"Böyle umut etmekten başka çarem yok. Elimden gelen bu kadar özür dilerim."
Bu özür, size bunları yaşattığım için özür dilerim anlamı da taşıyordu. Normal bir çocukluk yasayamadıkları için özür diliyordu adeta.
"Üzülme anne. Elinden geleni yaptığını biliyoruz."
Lili gülümseyip önüne döndü. Dolu gözleriyle etrafı izliyordu. Çocukların böyle düşündüğünü görmek bir nebze de olsa kendisini iyi hissettirmişti.
Taksiden inip, gösterişli büyük binanın önünde durunca Lili çocukların ellerini tutup kararlı bir şekilde yürüyerek içeriye girdi. Mahkemenin yapılacağı salonun önünde durdular. İşte o sırada avukatı ile karşılaştı. İki günde kaynaşmış, iyi bir arkadaş olmuşlardı.
"Seni beklemekten ömrüm çürüdü Lili."
Lili gülümseyerek arkadaşına sarıldı. Chris kollarını belinden çekip çocukların boyunda olmak için eğildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elsa | Tony Stark
FanfictionFark etmese bile kapıda duran arabanın şoförü büyük bir özlemle genç kadını süzüyordu. Happy Lili'yi kesinlikle Pepper yerine seçerdi. Lili onun çok eski bir dostuydu ve şimdi bu halde olmalarına inanamıyordu. Arabanın içinden Tony Stark çıkınca, L...