1.4

2.6K 205 124
                                    


Genç kadın uyuyan çocukların üstünü örtüp odadan çıktı. Titreyen ellerini kızıl saçlarından geçirip mavi gözlerini sımsıkı yumdu. Güçlü olmalıydı. Ne kadar zor olsa da çocukları için güçlü durmalıydı.

Kendini yavaşça koltuğa bıraktı. Koltukta yarı yatar vaziyette oturup televizyon izleyen yaşlı kadına baktı.

Emily televizyon izliyor gibi görünüyordu ancak yoğun bir şekilde düşünüyordu.

"Ciddi ciddi ne düşünüyorsun yaşlı kadın?"

Lili gülümsemeye çalışarak Emily'e laf attı.

"Önemli bir şey değil."

Lili şimdi bir terslik olduğunu anlamıştı. Ayağa kalktı. Yavaşça yaşlı kadının yanına gidip kollarını zayıf bedene sardı. Kafasını Emily'nin omzuna koyup yanağına büyük bir öpücük kondurdu.

"Neyin var?"

Lili sakince fısıldadı. Ne olduğunu anlayabiliyordu. Tek istediği sıkıntılarını onunla paylaşması ve beraber oturup aglamaktı.

"Nereden çıkardın bunu?"

Emily sinirli sayılabilecek bir seste karşı çıktı.

"Sana yaşlı kadın dediğimde itiraz etmedin. Hey Emily'ye ne yaptın?!"

Emily acıyla gülümseyerek iki ellerini de teslim oluyorum dercesine kaldırdı.

"İtiraz etmemiş olmam yaşlı olduğum anlamına gelmez. Yirmilik çıtırlara taş çıkarırım."

Elini saçlarından geçirip havalı bir şekilde kenara attı. Lili gülümsedi.

"Seni seviyorum."

Lili bir anda kafasını Emily'nin göğsüne gömüp sakince kalp atışlarını dinlemeye başladı.

Emily yavaşça genç kadının kabarmış saçlarını okşadı. Arada bir saçlarına minik minik öpücükler bırakıyordu.

"Ben de seni seviyorum. Küçük kızım..."

Lili burnunu çekerek kafasını kaldırdı. Teşekkür edercesine baktı. Emily gülümseyerek işaret parmağıyla genç kadının kızarmış burnuna yavaşça vurdu. Lili gülümseyerek kafasını geri göğsüne gömdüğünde birazdan uykuya dalacağını göremedi.

‡‡‡‡

"Kafalarından aşağıya su dökelim. Öyle uyansınlar."

"Neden burada uyumuşlar?"

"Boyunları tutulacak onları uyandırmamız lazım."

Üç kafadan da ayrı ayrı çıkan sesler zaten iki kadını da uyandırmıştı. İkisi de dün gece koltukta uyuyakalmıştı.

"Anneyi uyandırdınız küçük canavarlar." Lili gülümseyerek mırıldandı ve esnedi.

"Saat dokuz oldu anne! Bugün yapacak çok işimiz var."

Chelsea heyecanla bağırıp yerinde zıpladı. Lili gülümseyerek kafasını salladı ve ayağa kalktı.

"Hadi herkes elini yüzünü yıkasın. Kahvaltımızı dışarıda yapalım."

James sevinçle ellerini birbirine çarptı.

"Yaşasın! Piknik vakti."

Lili elini,yüzünü yıkayıp üstüne giyinecek kıyafet seçti. Mayısın sonları olduğundan hava ısınmıştı. Dışarıda güzel bir bahar havası hakimdi.

Giyinmek için güzel bir elbise seçti. Lila renginde dizlerinin altında biten bir elbiseydi. Kısa kolları boldu. Beyaz küçük  düğmeleri ve beyaz dantelli bir yakası vardı. Beyaz bir spor ayakkabı giyinmek için kenara ayırdı.

Elsa | Tony StarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin