6. Bölüm: Mezarlık, en güvenli yer.
"Çünkü onlar öldü. Ölüler konuşamaz..."-Yaman'ın anlatımıyla-
Gözlerimi, omzumda varlığını hissettiğim ağırlık ile araladığımda direkt görüş açıma uzun siyah saçlar girince bu kişinin Efsun olduğunu anlamam uzun sürmemişti. Yaklaşık 15 dakika önce Saye'nin kollarımda zorla uyutulmuş olmasını hâlen daha aşamamıştım. Dakikalardır gözyaşlarımı tutmaya çalışarak uyuyor numarası yapıyordum fakat, Efsun hiçte inanmış gibi durmuyordu. Tam karşımda inatçı bakışlarıyla beni süzüyordu. Bazen onun psikolog olduğunu ve her halükârda nasıl bir psikolojide olduğumu anlayabildiğini unutup böyle küçük oyunlarla ona yakalanıyordum.
"Hayatım, kendini üzmen onu daha iyi yapmayacak." Yüzüme eğilip dudaklarıma dudaklarını sürttü ve gülümsedikten sonra hemen yanıma oturdu. Sırtımı dikleştirdikten sonra derin nefes alıp rahatlamaya çalışırken tekrar sesini işittiğimde kafamı ondan tarafa çevirdim. "Hem, sen elinden geleni yapıyorsun. Bunun herkes farkında. Böyle kendine yüklenmen doğru değil." Haklıydı, gerçekten elimden gelenin en iyisi için uğraşıyor onu kızım gibi korumaya çalışıyordum fakat her geçen gün böyle eriyip gitmesi sanki hiçbir şey yapmıyormuşum gibi hissettiriyordu. Bu da hâliyle üzülmeme sebep oluyordu. Ne olursa olsun, öz kızım olmaması bile her geçen gün ölüp gitmesine göz yumacağım anlamına gelmiyordu. Bir şekilde ona yardım etmek zorundaydım. Fakat bunu nasıl yapacağım hakkında en ufak fikrim yoktu...
"Yaman Kaya? Efsun Kaya?" Doktorun sesini duyunca Efsun ile beraber ayaklanıp odanın önüne ilerledim. Camekanın önünde durduğumuzda odayı kısa bir bakışla süzüp tekrardan doktora döndüm. "Buyrun, biziz." "Saye ile ilgili gerçekten önemli bir konu var." Kaşlarım çatıldı, tedirgin olduğum için ellerimle oynamaya başladım. O sırada Efsun elimi tutup kendisine yaklaştırdığında yine fark etmeden avuç içimi tırnakladığımı gördüm. Stresli olduğumda hep bunu yapıyordum ve Efsun ise bunu her seferinde engellemek için kendi elini avcuma koyuyordu. Tebessümüne karşı tebessüm ederken rahatlamaya çalışıp korksam da sormak zorunda olduğum için boğazımı temizleyip elindeki deftere bir şeyler yazan doktorun dikkatini üzerime çektim. "Önemli olan konu nedir doktor hanım?" Sorumu birkaç saniye önemsemeyip elindeki kağıda ne yazıyor ise onu yazmaya devam etti. Sabırla ikimiz de bize cevap vermesini bekledik. Saniyeler sonra elindeki defteri hemşireye verip bize döndü ve nihayet varlığımızı hatırlayıp konuşmaya başladı.
"Saye yakın zamanda ailesini kaybetti demiştiniz doğru mu?" Olumlu anlamda kafa salladım ve devam etmesini bekledim. "Yaşadığı aşırı stres ve üzüntüden dolayı bu hâle gelmiş olmalı. Sinirleri tamamen yıpranmış durumda. Uyutmamıza rağmen vücudu reaksiyon vermeye devam ediyor. Bunu birkaç hastamızda daha gördük. Kriz anları, gözleri hiçbir şeyi görmüyor. Vücudu titriyor ve adımları sersemleşiyor. Hepsini Saye'de gözlemledim fakat hepsinden farklı olarak Saye uyutulmasına rağmen kriz anındaymış gibi titremeye devam ediyor ve bu da durumunun daha ciddi olduğunu gösteriyor. Ayrıca hasta sinir krizi sonrası halüsinasyon görebilir, panik atak geçirebilir, insomnia dediğimiz uykusuzluk durumunu yaşayabilir ya da kendini sizden geri çekebilir. Sizden ricam ne olursa olsun onu sakinleştirmeye odaklı hareketlerde bulunmanız, üzerine gitmeniz her şeyin daha kötüye gitmesine yol açabilir." "Peki başka ne yapabiliriz doktor hanım? Başka bir çözüm yolu yok mu? Böyle günden güne ölüp gitmesini izlemeyeceğiz değil mi?" Efsun'un endişe dolu bakışlarını gördüğümde ağır ağır kafamı camekana kaldırıp içeride uyuyan Saye' ye bakındım. Onun için en iyisi bu olmamalıydı. İlla ki bir şey yapılmalıydı. Tek çözüm yolumuz bu olamazdı.
"En kısa zamanda psikiyatriden randevu almalı ve ilaç tedavisine başlamalısınız. Onun dışında şu an yapabileceğimiz bir şey yok. Bu durum kendi ruhsal sağlığı ile alâkalı biz sadece onun sakinleşmesi için iğne yapabiliriz. Bu tür konularla psikiyatristler ilgileniyor. Sizi tanıdığım ve gerçekten işinde iyi olan birine yönlendirebilirim isterseniz?" "Teşekkür ederiz ama biz halledeceğiz." "Pekâlâ dilediğiniz gibi olsun. Geçmiş olsun tekrardan. Uyandığında taburcu olabilirsiniz." Doktor yanımızdan ayrıldığında ikimizin arasında büyük bir sessizlik oldu. Birkaç dakika, hiçbir şey demeden olduğumuz yerde camekandan Saye'yi izledik. Efsun yavaş adımlar atarak cama yaklaştı hemen ardından beni yanına çekti ve gözlerini Saye'den ayırmazken tedirgin bir ses tonuyla konuşmaya başladı. "Şimdi ne yapacağız Yaman? Psikolojik sorun her şeyden daha önemli. Onu tekrar kazanmamız için psikolojisini iyileştirmemiz gerekiyor ve sanırım bu beni aşan bir durum." "Bilmiyorum Efsun, inan hiçbir şey bilmiyorum." Sıkıntıyla derin nefes verip elimi saçlarıma daldırdım, oflayıp dururken Saye'ye bakış attım ve sanki beni duyuyormuş gibi sessizce mırıldandım. "Korkma, biz senin yanındayız, o karanlıkta tek kalmana izin vermeyeceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Yüzlü.
Ficțiune adolescenți"Gecenin karanlığında, benliğimi bulmaya çalışıyordum. Aynada kendime bakındım, kimdim ben? Ne için yaşıyordum? Soluk nefeslerle akmakta olan gözyaşlarımı sildim. Yavaş adımlarla fazlasıyla dağılmış olan odamda ilerlemeye başladım. Odamın penceresin...