Herkese merhabalar <3
Bıraktığım şarkıları dinlemeyi unutmayın <3
İyi okumalar....
İskeletlerden oluşan yol, yeraltı kralı olduğunu tahmin ettiğim; iri mumya gibi sargılı adamın her adımıyla çatırdıyor, kulağıma huzursuz ses tınıları getiriyordu. İskeletlerin bazıları üzerimdeki elbiseyi, çekiştirmeye devam ediyordu. Buraya neden gelmiştim?, nasıl gelmiştim? Aklımda sürekli dile getiremediğim sorular beynimdeki boşlukta yankılanıyor, sonra tekrar bana geri dönüyordu.
Beni kollarında taşımaya devam ediyordu. Birçok şey söylemek, hareket edip kaçmak istiyordum. Fakat ne konuşabiliyor, ne de bedenimi hareket ettirecek gücü kendimde bulamıyordum. Bir şeyler olduğu kesindi. Önemli olan, bunun sonucun da kimlerin zarar göreceğiydi. Adım adım yolun sonuna geliyorduk. Hala mumya tepki vermiyor, tek bildiği şey yürümekmiş gibi davranıyordu. Belki de öyleydi; beni yolun sonuna kadar götürmeye görevlendirilmiş, bir yaratıktı.
"Alysa, Alysa, Alysa." Diyordu, birileri. Kulağımın arkasından biri fısıldıyormuş gibi derinden sesler. geliyordu. Sesler git git netlik kazandı. kirpiklerim iç içe geçmişti. Göz kapaklarımı açarken, bu kadar zorlanacağımı tahmin etmezdim. Hepsi bir rüyaydı. Artık Rüya değil, git gide kabuslarım olmaya başlamıştı. Sürekli rüyalarımda yeraltı kralını görüyordum. Bazen gerçeklikle, hayal sınırını karıştırıyor, oraya tamamen hapis olduğumu hissediyordum. Harris "Sonunda uyandın" dedi. Yattığım yatakta doğruldum. Harris'in nasıl burada olduğunu sorgulamadan önce, etrafı incelemeye koyuldum.
Burası benim krallıkta kaldığım odaydı. Buraya görmem, istemsizce kaşlarımı çatmama neden oldu. Yüzümü Harris'e doğru çevirdim. "Nasıl hayattasın? Ve burayı nasıl geri aldın?." Diye, sorularımı bir bir sıralayarak sordum. Sorduğum sorularla, yüz hatları gerilmiş, gözlerini benden kaçırmıştı.
Bir şeyler saklıyordu. Peki söylemekten çekindiği bu şey neydi?. Harris gözlerini sıkıca kapatıp, derin bir nefes verdi. Gözlerini açıp, tekrar yüzüme baktı. Bu yaptığıyla, sorulara cevap vermek istemediğini anladım. o da sorduğum soruyu es geçerek, bunu kanıtlamış oldu. "Hayatta olduğum için sevinmen gerekmez mi?, yoksa ben mi yanlış biliyorum." dedi. Harris ellerini altın sarısı saçlarından geçirdi. Mavi gözleri koyulaşmıştı. Bu da yakında fırtınanın geleceğinin habercisiydi.
Yüzüne doğru yaklaşıp "Geri dönmeyeceğinden emin olduğun bir insanın, geri geldiğini görünce direk boynuna atlayamazsın. Nasıl geldiğini sorarsın değil mi?. Ben burayı yok etmiştim Harris. Ve oranın için de sen de vardın. Nasıl oldu da burası yok olmadı. Geri gelemeyeceğinden eminken, sen onları nasıl atlattın?" dedim. Bu puzzle da eksik bir parça vardı. Ben ne yapıp edip onu bulacaktım.
Söylediklerimden sonra Harris'in kaşları çatıldı, yüzü daha da gerginleşti. anlaşılan burada küçük bir oyun dönüyordu. Harris oturduğu yatağın üzerinden kalktı. Ve odanın kapısına doğru gitti. "Alysa unuttuğun bir şey var. Ben bir kralım. Kimseye hesap vermek zorunda değilim!!" dedi. İlerlediği kapıdan çıkıp gitti. Bu hareketi yüzümde bir gülümsemeye sebep olmuştu. Sadece vermeye cevabı olmayan insanlar, sorulan sorulardan kaçardı. Ben kimse değildim, olmayacaktım da.
Kapanan kapının ardından öylece baktım. O an anlamıştım bundan sonra hiçbir şey aynı olmayacaktı. Gördüğüm rüyalar, yaşadıklarım birbirine dolanmış bir ip vaziyetindeydi. Yalnız yaşadığım hayatım, bundan daha iyi gelmeye başlamıştı. Ayağa kalkıp, odanın içinde bulunan camın önüne geldim. Beyaz, uzun perdeyi elimle biraz kenara doğru çekip, dışarıya baktım. Kulenin önünde duran büyük, beyaz ve özenle yapılmış işlemelere sahip olan süs havuzu, hala orada duruyordu. İnsanlar ihtişamlı kıyafetlerini çoktan giymiş, havuzun etrafında konuşmalar yapıyordu. Binalar, yollar her şey aynıydı. herkes hayatına bir şey olmamış gibi devam ediyordu. Ya yaptığım büyü birileri tarafından engellenmişti, ya da büyüyü tersine çevirmenin bir yolunu bulmuşlardı. Bir sır saklandığı belliydi. Ne kadar saklanacağını, hep beraber görecektik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİYARLARIN ARDINDA
FantasyHayatta kalmak için yapılan bir anlaşma, ödenecek bir bedel. Alysa yapmaması gereken bir şey yaptı; ölüler diyarındaki birini hayata geri döndürdü. Yaptığı hata sonucunda, birini kaybetmek zorunda kalmıştı. Daha fazla birini kaybetmemek için kaç...