I need you♡

356 45 66
                                    

Kalbimin içi de dağınıktı
tıpkı yaşantım kadar, darmadağınıktı.

________________________________________________

Ders bittiği gibi kantine indik. Son iki gündür okula gelmiyordum ve dersler biraz aksamıştı. İki gündür full olarak havuza gidip çalışıyorum çünkü aşırı derece hırs yaptım. Yapabileceğimi düşünüyorum uniqueness'la dün konuştuğumuz da biraz mutsuz olmuştum çünkü kalbini kırdığımı hissettim ki bence kırmıştım.

Ama o an çok sinirliydim. Neden mi sinirliydim çünkü aşırı derece stres beni sinirlendiriyor. Evet biliyorum sadece bir yarışma ama içine hırs girince daha önemli oluyor. Yarışmaya son bir hafta diye geçirdim içimden. Evet bir hafta daha katlanabilirim.

Elimde ki kahveden bir yudum daha aldım ama sıcak olduğunu unutmuştum. Dilim yanarken sessiz bir şekilde küfür ettim.
Dilim yanmıştı. Taehyung ve Jennie bana salak mısın bakışları yollarken onları takmayıp önüme döndüm.

"Jisoo çok stres yapıyorsun"

"Kes sesini Taehyung stres falan yapmıyorum" dediğim de ağzına hayali bir fermuar çekiyormuş gibi yapıp geri yaslandı.

"Jisoo eminim kazanacaksın stres yaparsan daha kötü olur"

"Biliyorum Jen ama elim de değil bu yarışma çok önemli" dediğimde kafasını olumlu anlamda sallayıp geriye yaslandı. Bu sefer karşımıda ki şahıs konuşmaya başladı.

"Jisoo cidden çok stres yapıyorsun bunu tırnaklarını yemenden anlıyoruz" dediğinde Junkook ellerimi yavaşça ağzımdan çekip anlıma vurdum evet rezildim.

Rosé elimden tutup

"Bebeğim biliyorsun ki yapabilirsin biz sana güveniyoruz" diğer elimi de Lisa tutup

"Biz sana güveniyoruz" diye tekrar etti.

"Umarım güveniniz boşa çıkmaz" dediğimde Jennie konuşmaya başladı

"Kazanmasan ki kazanacağına sonuna kadar inanıyorum eğer öyle bir ihtimal olursa bu dünyanın sonu değil sen bizim için her zaman birincisin" dediğinde gözlerim dolmuştu.

Çok kısa sürede mükemmel dostluklar edinmiştim. Kollarımı açıp sarıldığımda bunun ne kadar huzur verici olduğunu hissettim. Sarılmak galiba dünyada ki en güzel duyguydu. Bu muhteşem ortamı bozan şey ise zil sesiydi.

Zil çaldığı için hepimiz ayağa kalktık. O sırada Jimin
"Okul çıkışı hepimiz sahilin yanında ki cafeye gidiyoruz itiraz istemiyorum" dediğinde hepimiz gülmeye başladık. Komik bir şekilde söylemişti bunu elini bir evin babası gibi sallarken aşırı komik gözüküyordu biz hala gülerken nöbetçi öğretmenin "Sınıflarınıza geçin" diye bağırmasıyla kendimize geldik ve herkes kendi sınıfına doğru ilerlemeye başladı.

Derse girince yerime oturup kitaplarımı çıkartmaya başladım. Bir yandan da hala düşünüyorum. Kazanabilirim evet Jisoo kızım yapabilirsin! Diye geçirdim içimden. İçeri Namjoon hocanın girmesiyle herkes selam vermek için ayağa kalkacakken "Oturun" sesiyle tam kalkmadan geri oturduk.

Düşününce aslında iyi biri olduğunu düşündüm. Edebiyat hocası olan Tzuyu ile olan ilişkisi de gözümden kaçmamıştı açıkçası. Ki ayrıca çok yakışıyorlardı.

Kafamı sıraya gömüp gözlerimi kapattım. Hayır uyumak için değil sadece gözlerimi dinlendirmek içindi.

Beraber sahilin kenarında yürüyorduk. Okul çıkışı direk cafe ye gelip bir şeyler yiyip içmiştik şimdi ise yavaş adımlarla yürüyorduk. Herkes sessizliğini korurken en öndeki Junkook konuşmaya başladı

Believe Me |Jinsoo Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin