hypochondriac

351 46 47
                                    


Bazen uzun bir sessizlik her zaman için en iyisidir..
________________________________________________

Gözlerimi göz kapaklarıma nükseden ağrı yüzünden açamıyorum. Biraz daha zorlayıp gözlerimi açtığımda kendimi odamda buldum. Kalkmaya çalışırken çok fazla yorgun olduğumu hissettim. Hareket edecek gücüm kalmamıştı. En son hatırladığım şey kutup yıldızıydı. Biraz daha beynimi zorlayınca olan şeyleri hatırladım. Taehyung uyandığımı gördüğü zaman beni öldürebilirdi.

Kapının açılmasıyla gözlerimi hemen kapattım. İçeri de kim olduğunu bilmiyordum ama Taehyung olduğunu tahmin ediyordum. Sandalyeyi alıp yatağın yanına koyduğunda oturup konuşmaya başladı.

"Özür dilerim Jisoo seni daha erken aramadığım için. Eğer aptalca işlerle uğraşmak yerine seni arasaydım şuanda benimle konuşuyor olabilirdin. Uyanmana ihtiyacım var. İki gündür sesin çıkmadan uyuyorsun ve ben artık korkuyorum Jisoo sen benim kardeşimsin sen benim ailemden öte kişisin.." ağlıyordu biraz sakinleşmeye çalışıp burnunu çekti ve konuşmaya kaldığı yerden devam etti.

"Doktor aç kaldığın için beyninin ve bedeninin çok yorgun düştüğünü söyledi ve Jisoo anksiyetenin olduğunu bana neden söylemedin. Belki bilseydim daha özenli davranabilirdim. Üzgünüm Jisoo ama sadece uyanmanı istiyorum. Seok Jin olmasaydı Tanrı bilir seni nasıl bulacaktım" daha fazla dayanamamıyorum çünkü şiddetli bir şekilde ağlıyor onu ilk defa böyle görüyorum. Ağlaması benimde gözlerimin dolmasına sebep olmuştu.

Gözlerimi açıp ona baktım
"Neden ölmüşüm gibi konuşuyorsun" gülmeye çalışarak söylediğim şey yüzünden mideme ağrı girmişti. Gözlerime bakarak bunun gerçek olup olmadığı konusunda kendiyle çelişiyordu galiba. Şuan yüzünde ki şaşkınlık ifadesi aşırı komik gözüküyordu. Hemen bana sarıldı. Evet bu sefer uyandığımdan emin olmuştu.

"Jisoo eğer bir daha benden habersiz ortadan kaybolursan seni kendim öldürürüm." çok korkmuş gibi yaparak başımı salladım. Ayağa kalkarak
"Sana biraz su getireyim" diyerek odadan çıktı.

Ciddi anlamda iki gündür uyuyormuşum. Telefonumu ararken yanımda olmadığını farkettim. Taehyung içeri girdiği zaman
"Tae telefonumu verir misin?"

"Olmaz Jisoo biraz daha dinlenmem gerekiyor." gözlerimi devirerek

"Cidden ben iyiyim sadece biraz halsizim hem iki gündür uyuyormuşum ayrıca canım çok sıkılıyor lütfen Taehyung lütfen" önünde yavru bir köpek gibi kıvranıyordum.

"Peki tamam ama fazla yorma kendini dinlenmem lazım" kafamı hemen olumlu anlamda salladım. Dolabın yanında ki komodinin içinden telefonumu çıkardı ve bana getirdi.

"Teşekkürler Taehyung~ahh" dediğimde yüzünü buruşturup

"Aegyo yapma Jisoo insanı soğutuyorsun" dedi ama ben onu fazla umursamadan telefonuma daldım. Oflayarak odadan çıkarken kapının arasından son bir kez bakıp kapıyı kapattı.

Telefonumu açtığım gibi ağzım da aynı şekilde açıldı. Her yerden herkesten mesaj gelmişti. İsimsiz numaralar anonim olan uniqueness ve muhteşem kuzenim Taehyung.

Taehyung'dan gelen mesajların hepsi birbiriyle aynıydı neredeyse.

Zuzaylı: eğer bilerek açımıyorsan bittin!
Zuzaylı: Jisoo artık korkmaya başlıyorum görüyorsan lütfen cevap ver!

Ve +35 mesaj daha sadece Taehyung'un attığı. Aramaları hiç söylemek istemiyorum bile.

Yaklaşık yarım saat mesajları okuyup kimin kim olduğunu anlamaya çalıştım son olarak uniqueness e sıra gelince 9+mesaj yazısını görünce elimi anlıma vurdum. Evet Jisoo başarılar..

^_________^

Mesajları okumam bitince derin bir nefes aldım. İlk defa bu kadar değerli olduğumu hissediyordum. Ve galiba beni sevdiğine artık inanıyor gibiydim ama bu hiçbir şeyi değiştirmiyordu. Hala kim olduğunu bilmiyorum ve bilmediğim birisine güvenmemi beklemesin. Bu düşüncelere dalmışken birden kapının zili çaldı. Tam yataktan kalkacakken Taehyung'un sesi geldi

"Sakın yatağından kalkma ben bakarım." Of of çok korkmuş olmalı ki böyle korumacı davranıyor. Kapı kapanma sesi geldiğin de merakım artmıştı kim geldi acaba diye.

Taehyung içeri girdiği zaman kapıya baktığımda yanında kimse yoktu sadece elinde bez bir poşet vardı. Bana bakıp

"Birileri sana bir şeyler göndermiş galiba. Ama keşke bekleseymiş kim olduğunu merak ettim" göz devirip ellerimi uzattım

"Hadi bana ver merak ediyorum içinde ne var" dediğimde poşeti bana verip odadan çıktı.

Poşeti açtığım zaman içinde bir kutu vardı. Kutunun kapağını açıp içindekilerine bakmaya başladım. Bir adet bardakta çorba, bir kaç tane poşet çay, minik avakadolu bir kupa ve küçük bir not. İkiye katlanmış olan notu açıp okumaya başladım. Okurken aynı zamanda tebessümüm koca bir gülümsemeye dönüşüyordu. Okumayı bitirince tavana bakıp aptal aptal gülmeye başladım çünkü çok hoşuma gitmişti. O galiba bana gerçekten değer veriyordu. Notu defalarca okudum son olarak da sesli bir şekilde okumaya başladım


Hastalık hastası Jisoo. Umarım minik hediyemi beğenmişsindir. Kutunun içinde ki çorbayı iç paketin içinde kaşığı da var. Yatmadan önce kutuya koyduğum bitki çaylarını da yapıp iç. Sıkı giyinmeyi unutma! En kısa sürede iyileş ve okula gel seni bekliyor olacağım kutup yıldızım ✨

uniqueness

Hayatıma renk kattığın için teşekkürler eşsiz adam..



Selam! Size emoçi yolluyorum ❤️‍🔥✨🥺🤍🌈❤️‍🩹💙👉🏻🛌🍜🐸🔫

Believe Me |Jinsoo Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin