;10;

1.2K 121 45
                                    

Önemli: Kitap angst değildir haberiniz olsun. Bu aralar o tarz gidiyor ama merak etmeyin o tarz bir şey olmayacak. İyi okumalar.

Yüzümü yıkayıp beni kolunun altına alan Levent'le birlikte sınıfa doğru ilerlemeye başladım. Mesafe koymaya çalışmış ve bir gün bile dayanamayıp Levent'in önünde yıkılmıştım. Duygularımı kontrol etmeyi öğrenmem gerekiyordu. Gerçi bunu becerseydim şu an bu durumda olmazdım.

Ne yapıp edip Levent'ten vazgeçmek için bir yol bulmalıydım. Ondan soğumam imkansızdı. Ne şekilde hislerimi sonlandırabilirdim ki? Acı verici de olsa onu kaybetmemek için bir yol bulmalıydım. Aklıma gelen fikirle kalbimde bir yanma hissetmiştim. Bu işe yarardı. Ancak düşüncesi bile içime oturmuştu.

Levent'in birinden hoşlanmasını sağlamak.

Onu biriyle tanıştırabilirdim belki. Sırf bunun için kardeşimden yardım istemeye bile hazırdım. Benim aksime geniş bir arkadaş kitlesine sahip, benden bir yaş küçük bir kız kardeşim vardı. Levent nazik, tatlı, anlayışlı, iyi kalpli, açık görüşlü, zeki... Sonuç olarak herkesin kolayca hoşlanabileceği biriydi.

Eve geldiğim anda kalbim sızlaya sızlaya kardeşimin kapısını çalıp yatağa, yanına oturdum. "Senden bir şey isteyebilir miyim?"

...

Levent kişiliği kadar iyi bir görünüşe de sahip olduğundan kardeşimin arkadaşı direkt çöpçatanlık teklifini kabul etmişti. Kardeşim, Elif bana dönüp söze girdi "E hallederiz o zaman bir şekilde. Ama nereden çıktı bu çöpçatanlık işi?" Acı bir şekilde gülümseyip oturur pozisyondan yatar pozisyona geçtim. "Sadece iyi olur diye düşündüm..."

İlk başta beni odasından kovacak gibi olmuş ama belli belirsiz dolmuş gözlerimi fark etmiş olacak ki iç çekip yanıma uzanmıştı. "Ne yapmaya çalışıyorsun bilmiyorum, ne olursa olsun kendine eziyet etmek için bir yol buluyorsun. Ne zaman bu huyundan vazgeçeceksin?" Bir damla yaş gözümden düşerken tavanı izlemeye devam ettim. "Yapabileceğim hiçbir şey yok." İçimde tutmaya çalışsam da diğer göz yaşları da birbiri ardına düşmeye başladı.

Elif aklı karışık bir şekilde bana bakıyor ama hiçbir şey anlayamıyordu. "Üzgünüm." dedim titrek sesimle. Ona anlatmak isterdim, zaten buna ihtiyacım da vardı ama vereceği tepkiden korkuyordum.

Levent gibi o da beni kendine çekip sarılmıştı. Bunu yapmak aptallıktı belki de ama işe yarayabilecek her türlü yolu denemeliydim. Hayatımda bana önem veren bir kaç kişiden birini daha kaybetmek istemiyordum.

"Levent'in seninle artık çok vakit geçirmeyeceğinden mi korkuyorsun?" Sebebi aynı olmasa da sonucu neredeyse doğru tahmin ettiği için akışına bırakmaya karar verdim. "O tarz bir şeyler..." Elini saçıma atıp koyu kumralımsı saçlarımı okşayıp karıştırmaya başladı. "Herkes babamız gibi değil biliyorsun değil mi? Bizi bırakıp gitmesi onunla alakalıydı, bizimle veya seninle değil."

Bunu kendime binlerce kez tekrarlamış olsam da kalın kafama sokamıyordum işte. En ufak bir hata yapsam insanların beni bırakacağına bir kere inanmıştım, şimdi bunu aklımdan atmaya çalışmak maalesef ki işe yaramıyordu. Benimle alakalı spesifik bir durum olmamış olsa da babamın bizi bırakmasının suçlusu olduğuma inanıp durmuştum hep. Ben doğduktan sonra evdeki olaylar karışmış, annemle babamın yavaş yavaş arası bozulmuş ve en sonunda babam annemi aldattığı kadınla birlikte bizi ortada bırakıp çekip gitmişti. O günden sonra da ister istemez bende böyle bir sorun çıkmıştı.

"Seni de biriyle tanıştırmamı ister misin?" dedi karanlık havayı dağıtmak isteyerek. Burukça gülümseyip yerime daha da sindim. "Hoşlandığım biri var. İmkansız olsa da..." Elif bir süre durmuş sonra saçımdaki eli dona kalmıştı. "Sen... Levent-" Tepkisinden korkarak kendimi geri çektim. Gözleri açılmış bana titrek gözlerle bakıyordu. "Özür dilerim." Sesim boğuk ve acı dolu çıkmıştı. Elif hızlıca silkelenip beni geri yerime yatırdı ve tekrardan sarıldı. "Bunu yapmak istediğinden emin misin? Hemen arayıp iptal edebili-" "Evet, eminim." Elif bir şey söyleyecek gibi olmuş ama vazgeçip saçlarımla oynamaya başlamıştı. "Konuşmaya ihtiyacın olursa ben buradayım." Gözlerim yine dolarken tüm irademle cevapladım. "Teşekkür ederim."

Bir süre daha öyle yatmış sonra toparlanmış gibi hissettiğimde odama dönüp Levent'e haber vermeye gitmiştim. Belki o da kızla görüşmek ister ve hatta bunu yaptığıma sevinirdi. Umarım böyle bir şey olma- hayır. Umarım aynen böyle olurdu.

Ergün: Levent bey cuma günkü toplantınızı kaça ayarlayalım?

Levent: Yine adımla alay mı ediyorsun it

Ergün: Yoo ciddiyim bu defa

Ergün: Çöpçatanlık görevi de yapıyorum artık senin için

Ergün: Ne şanslı adamsın be

Levent: Ne diyorsun Ergün düzgün söyle

Ergün: Yalnızım yalnızım diye söylenmiyor muydun?

Ergün: Ben de seni birine tanıştıracağım işte

Levent: İstemiyorum iptal et

Ergün: Neden

Levent: Ergün cidden sinirleniyorum bilip bilmeden niye böyle yapıyorsun

Ergün: Ya niye soğuksun noldu

Böyle davranmasını anlayamıyordum. Bana soğuk davranması yeterince kalbimi sızlatmamış gibi verdiği cevapla kalbim acıdan uyuşmuş gibi hissetmişti.

Levent: Benim hoşlandığım biri zaten var

Levent bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin