O gece

40 6 77
                                    

Her zaman olduğu gibi akşam saatlerinde okuldan eve geldim. Dün gece pek uyuyamamıştım, haliyle oldukça yorgundum fakat hemen uyumaya niyetim yoktu. Üniversitede yorucu bir günün ardından yapmayı en çok sevdiğim şey video oyunları oynamaktı, küçüklüğümden beri video oyunlarını çok seviyordum çünkü video oyunları her zaman beni mutlu etmeyi başarıyordu.

Ne zaman başıma kötü bir olay gelse oyun oynuyordum çünkü oyunlar üzüntülerimi unutmamı sağlıyordu. Herhangi biriyle ettiğim feci bir kavgadan sonra ya da bir sınavdan kaldığımda video oyunları oynayarak kendimi motive ediyordum, çoğu zaman da işe yarıyordu. Bu yüzden biraz neşelenmek için en sevdiğim oyun olan Revenge of the Soldiers’ı açtım, oyunun giriş ekranında çalan müzik bile bir tebessüm sebebiydi benim için.

Yıllar içinde hesabımı geliştirmiştim, bir sürü değerli oyun içi eşyam vardı. Tabii bunları elde etmek hiç de kolay değildi. Oyundaki hiçbir arkadaşım çevrimiçi olmadığından tek başıma oynadım. Bu arada size kendimi tanıtayım, adım Willow Johnson. On dokuz yaşındayım ve oyun tasarımcılığı birinci sınıf öğrencisiyim. Video oyunları ilgi alanım olduğu için bu bölümde okumaya karar verdim. Revenge of the Soldiers da biraz önce belirttiğim gibi senelerdir oynadığım bir video oyunu, hatta beni oyun tasarımcılığı bölümüne teşvik eden oyun diyebilirim.

Bu oyunda bir sürü anı biriktirdim, bir sürü arkadaş edindim. O yüzden bu oyunun yeri benim için her zaman ayrıdır. Her gün 1-2 saat oynarım ama asla aşırıya kaçmam, çünkü uyku düzenime dikkat etmem gerekiyor. Her neyse oyunu çevrimiçi bir şekilde diğer insanlarla ya da hikayeli bir şekilde tek başınıza oynayabiliyordunuz.

Hikayeli mod oyuna yaklaşık 1-2 hafta önce gelmişti ve ben henüz denememiştim. Bu modu uzun zamandır bekliyordum ve şimdi ilk defa deneyecektim. Hikaye seçeneğine tıkladım, önüme yirmi dört bölüm seçeneğinin ve hikaye modunun konusunun yazılı olduğu bir sayfa geldi.

Hikaye modunun konusu bir askeri okuldan mezun olan Harvey Golden’ın (oyunun ana karakteri) okuduğu okula Flame Warriors grubu tarafından yapılan bir saldırı sonucu iki yakın arkadaşını kaybetmesi ve kendi birliği Revenge Soldiers’ı kurup onlardan intikam almaya çalışmasıydı.

Harvey Golden’ın hikayesi beni derinden etkilemişti. İntikam almaya çalışırken aynı zamanda psikolojik sorunlarıyla baş etmeye çalışan bir karakterdi ve oluşturduğu birlik kendisi gibi kalbi kırık ve intikam ateşiyle yanıp tutuşan insanlardan oluşmaktaydı. Harvey Golden gerçekte hiç varolmamış biri olsa da onu örnek alıyordum.

O kişilik olarak cesur, güçlü, zeki ve asla pes etmeyen biriydi. Bu yüzden yıllardır favori karakterim hep Harvey Golden’dı. Bu modda istediğiniz her karakterlere oynayabiliyor ve seçtiğiniz karakterlere göre görevleriniz oluyordu, en sevdiğim karakter Harvey olduğu için oyun içi karakterimi Harvey Golden olarak ayarladım. 1. Bölüm seçeneğine tıkladım ve oyuna başladım, hikaye tam da saldırının olduğu günden başlıyordu.

Hikayenin bu kısmı şüphesiz beni en çok üzen kısımdı. Daha sonra oyun yıllar sonrasını gösteriyordu, bu kısımlarda da Harvey Golden’ın Flame Warriors’dan intikam almak için yaptığı planlar vardı. Birkaç sahne daha gösterildikten sonra nihayet karşıma bir görev çıktı, görevde Flame Warriors grubunun bir bağlantısına sızıp saldırı planının olduğu belgeleri ele geçirmem gerekiyordu. Oyun içi karakterimin kılığını değiştirip bağlantının olduğu yere gittim.

Flame Warriors’un bağlantısı aslında büyük bir şirketti, dolayısıyla karakterimin de şirketteki bir çalışan gibi görünmesini sağladım. Oyun içi karakterim içeri girdi ve daha sonra etrafta bir ipucu bulabilmek için oyun içi karakterimi sağ sola doğru hareket ettirdim, nihayet bir ipucu bulmuştum! İçerideki çalışanlardan biri saldırı planının yerini ağzından kaçırmıştı, büyük bir sevinçle söylediği yere gittim.

Birkaç belgeyi karıştırdım ve nihayet bulmuştum, belgeyi oyun içi karakterimin sırt çantasına atıp oyun içi karakteri hızla Revenge Soldiers karargahına götürdüm. İşte tam da burada izleyeceğim bir sahne daha vardı. Uzun boylu, sarışın ve güçlü bir karakter olan Madison “Elinde neler var Harvey?” Diye sordu. Harvey kumral saçlarını geriye atarak “Ne bulduğuma inanamayacaksınız!” Diye cevap verdi. Hemen arkasından siyah saçlı, mavi gözlü bir karakter olan Gill “Ne buldun bakalım?” Diye sordu merakla.

Harvey heyecanla belgeleri çantasıdan çıkardı ve “İşte bunları buldum.” Dedi gururla. Herkesin ağzı açık kalmıştı, ben ise heyecanla ekran başından karakterleri izliyordum. Şu ufacık sahnede bile kalbim küt küt atıyordu, bu oyunu oynarken yaşadığım heyecan tarifsizdi. O sırada diğerlerinden biraz daha yaşlı olan, kel ve iri yarı bir adam olan Martin “Aferin evlat, iyi iş çıkardın.” Diyerek Harvey’i tebrik etti. Nedensizce çok fazla heyecanlanmıştım, uzun zamandır beklediğim modu az önce oynadığıma bir türlü inanamıyordum.

Her şey o kadar güzel, o kadar canlı ve o kadar heyecan vericiydi ki. Sonra hemencecik oyuna geri döndüm, bundan sonra yapmam gereken birkaç tane daha zorlu görev vardı. Bazı görevleri tamamlayabilmek için 3-4 kere denemem gerekti fakat sonunda hep başarılı olmuştum. Bir görev yapınca bir tane daha yapmak istiyordum, sonra bir tane daha, bir tane daha ve o şekilde bütün görevleri yerine getirmeye çalışıyordum.

Ancak henüz sadece dört bölüm tamamlayabilmiştim, çok fazla görev vardı ve bu benim hoşuma gidiyordu ve zaten tek seferde bütün hikayeyi bitirmek gibi bir düşüncem yoktu.
Saate baktım, yaklaşık bir buçuk saattir oynuyordum “Bu günlük bu kadar yeter.” Diye düşündüm ve oyunu kapattım ardından hemen yatağıma gittim. Erken kalkmalıydım çünkü yarın okulla alakalı birkaç işim vardı. Uyumaya çalışırken oyunu düşünüp durdum, bazen içimden “Keşke benim de böyle aksiyonlu, heyecan verici bir hayatım olsaydı.” Diye geçiriyordum.

Kendi hayatım çoğu zaman bana çok sıkıcı geliyordu. Günler birbirini tekrar ediyordu sanki, hayatımda daha farklı şeylere ihtiyacım vardı. Uyumak için kendimi zorluyordum ve bunu yaparken işimi kolaylaştıran bir şey varsa o da kafamda kurduğum sahte senaryolardır. Bu tarz sahte senaryoları ünlü oyuncularla, şarkıcılarla ve kurgusal karakterlerle yapıyordum ve oldukça eğlenceliydi.

Bugünküleri Revenge of the Soldiers’ın muhteşem karakterleriyle yaptım ve gerçekten yapması eğlenceliydi. Bu tarz senaryoların en iyi yanı hiçbir ekstra uğraş olmadan tek yapmamız gereken şeyin gözlerimizi kapatıp hayal dünyamıza dalmamız gerekmesiydi. Düşünsenize, gözlerinizi kapattığınızda ortaya çıkan koca bir dünya, tamamen size özel, tamamen sizin isteğinize göre hareket eden, her şeyin sizin istediğiniz şekilde ilerlediği bir dünya.

Heyecan verici, kusursuz ve büyüleyici. Sadece gözlerinizi kapatıyorsunuz ve bum! Olmak istediğiniz o yerdesiniz. Belki en sevdiğiniz oyuncunun yanında, belki en sevdiğiniz şarkıcının konserinde ya da en sevdiğiniz kurgusal karakterin arkadaş grubunda.

Tamamen size kalmış, dışarıdan gelen hiçbir baskı ya da hiçbir müdahale yok. Yalnızca sizin hayal dünyanız var. Sahte senaryolarımı düşünürken bir anda gözlerim istemsizce yorgun düştü ve sanırsam derin bir uykuya daldım. Yarın sabah işlerimi hallediyor olmalıydım fakat yarın sabah uyandığımda kendimi o heyecan verici evrenin tam ortasında bulacaktım.

PikselHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin