Medya ecem değil bu arada :)
Uykuyu çok sevdiğimden sabah alarma küfür ederek uyandım. Tuvalete gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra üstümü giyinmek için dolabımı açtım. Yine kot tişört giymiştim. Üstüme de hava biraz estiği için hırka aldım.
Aşağı inmeden önce hala uyuduğunu düşündüğüm kardeşimi uyandırmak için odasına girdim. Birden üstüne atlayıp onu gıdıklamaya başladım. "Ya abla ne yapıyorsun" "Seni gıdıklıyorum şapşal" "Tamam sen kazandın. Uyandım ben" diyip elini başını üstüne kaldırdı. "Hadi kahvaltıya gel" diyip çıktım odasından. Mutlu mutlu aşağı indim. "Günooooo" diye bağırıp dikkatleri kendime çektim. Babam ve annem aynı anda "Günaydın kızım" dediler. Bulut'ta gelince sofraya oturduk. "Hayırdır kızım sabah sabah çok enerjik görünüyorsun" "Bilmiyorum baba bugün kendimi çok mutlu hissediyorum" Bulut'ta oradan atladı "Ooo anlayalım ecemcim" Salak sevgilim olduğunu düşünmüştü. Bende anneme dönüp "Salak yemin ederim gerizekalı bu çocuk ya" dedim. Bulut sinirli sinirli yemeğini yemeye devam etti. Annem ise bu söylediğime surıttı. Babamsa her zaman ki sert haline bürünmüştü. "Hoşçakalın ailem" diyip evden çıkacakken Bulut seslendi. "Abla beni hastaneye atıver be" dedi. "Hadi hızlı ol" diyip dışarıda beklemeye başladım.
Çok geçmeden geldi. Arsel Hastane'si yazan yerde durdum. Bulut'a dönüp "Hadi dikkatli ol birilerini iyileştiricem diye öldürme. " dedikten sonra kendi iş yerime sürdüm. Ay söylemesi bile harika İŞ YERİM. Hehey.
İçeri girip önlüğümü giydim. Biraz sonra müşterim gelmişti. Bir adam ve ondan yaşça küçük olduğunu düşündüğüm kadın içeri girdi. Adam konuştu.
- "Merhaba ben Alp. Köpeğim bu sıralar kuru ve kesik şekilde öksürüyüyor."
- "Merhaba Alp Bey. Şuraya bırakabilirsiniz köpeğiniz.
Kadın atladı."Köpeğimin adı Hüseyin. Köpeği muayene ederken bir yandan da adama sordum."Hüseyin komik bir isinmiş bu adı koymanızın özel bir nedeni var mı? "Karım istedi." dedi adının Alp olduğunu öğrendiğim adam. Demek karı kocalarmış. Kadın ne kadar ondan küçük olsada birbirlerine yakışıyorlardı. Bunları düşünürken köpeği muayene etmem bitmişti. Canine parainfluenza hastalığına yakalanmıştı. Kadına dönerek "Endişelenicek bir şey yok köpeğiniz canine parainfluenza olmuş." Alp Bey ve karısı şaşkın şaşkın bana bakıyorlardı. Ne dediğimin farkına varıp düzelttim. "Köpek nezlesi olmuş. Şanşlıymış ki daha başında beslenmesine ve bakımına daha fazla dikkat etmeniz gerekiyor." Yapmaları gerekenleri daha detaylı anlatıp uğurladım. O köpek bu kedi derken akşam olmuştu. Bugün çok daha yoğun geçmişti benim için. Ama buna alışmam gerekiyordu ya da asistan almalıydım. Neyse evde daha detaylı düşürdüm deyip dükkanı kilitledikten sonra arabama atladım. Bulut'u almak için hastaneye geldim. İçeri girip danışmaya Bulut'u sordum. Ancak kadın onun çıktığını söyledi. Kim bilir hangi doktora kendini eve bıraktırıyor. Arabama binip eve geçtim. Bizim evin önünde başka bir araba duruyordu. "Of kim bu dangalak onun yüzünden akşam akşam park etmeye uğraşıcam." Ben ecel terleri dökerken araban bir ses geldi. "Allahım lütfen arabaya toslamamış olayım." Arabamdan inip baktım. Birazcık deydirmiştim. Ağzımdan sessiz bir küfür savurup eve geçtim. Tek duam arabasına çarptığımı anlamamış olmasıydı. Ev anahtarımla kapıyı açıp içeriye geçtim. "HELLOOO HERKESE MERHABA NAPIYOSUNUZZ" deyip salona adımladım. İçeride tanımadım adamlar vardı. Babam söze girdi "Gel kızım kardeşinin arkadaşları misafirliğe gelmiş" Yoksa benim vurduğum araba bu adamın mıydı? Kafamda deli sorular. İçeridekilerine "Hoşgeldiniz" diyip odama geçtim. Ama içimde hala bir kuşku vardı. Tuvalete gidip ellerimi yıkadıktan sonra üstüme rahat ve şık şeyler giydim.