Rüzgar hastaneden çıkalı 2 hafta olmuştu. Röportaj için yeni bir gün aldım. Ve bugün o gündü. Sabah erken kalıp ılık bir duş aldım
. Diğer gerekli işlerimi de halledip giymek için bir şeyler aramaya başladım. Biraz resmi biraz da rahat olmam gerekiyordu. O yüzden siyah kalem etek üstüne de şifon gömlek giydim. İyiydi ve rahat.
Siyah babatlerimi de yatağın kenarına koydum. Saçlarımı kurutup sıkı bir at kuyruğu yaptım. Makyaj gayet sade olacak şekilde ayarladım. Çantamı, cüzdanımı ve telefonumu alarak evden çıktım. Hava serin olduğu için eve geri dönüp ceketimi aldım.
Çok geçmeden ana yola gidip taksi çevirdim. Holdingin adresini verip yolculuk boyunca soruları düşündüm. Bazı özele girmem lazım. Holdinge gelince düşüncelerimden uzaklaşıp parayı uzattım. Arabadan inip holdinge yürümeye başladım.
İçeri girince danışma kısmına yaklaşıp kadına-Rüzgar Gökmen'in odası Nerede ? Diye sordum.
Beni önce biraz süzdü .Ve gayet kibar ve iğneliyici bi şekilde-5. kat soldan 2. kapıda sekreter size kardımcı olur. dedi ve işerine geri döndü.
Teşekkür edip asansöre yöneldim. Düğmesine basıp beklemeye başladım, çok geçmeden asansör gelmişti. Kendimi içeri attım . Hafiften göz ucuyla kendime bakıyordum. 5. kata gelince asansörden çıktım. Sekretere yaklaşarak
-Rüzgar Gökmenle randevum vardı ? dedim.
-İsminiz nedir hanım efendi ? dedi. Çok kibardı bu bende gülme isteği uyandırıyordu.
-2 dakika bekleyin lütfen dedi ve masadan ayrılarak az ileride bi odaya girdi. 5 dakika sonra yanıma gelerek
-Rüzgar bey sizi bekliyor buyrun dedi ve beni içeri girmem için geçirdi.
İçeri girip kapıyı arkamdan kaapattım. Yüzü büyük cama dönüktü
-Merhaba dedim biraz gergin olan sesimi bastırarak.
-Buyur geç otur dedi bana dönerek . Masanın yan tarafında ki deri koltuğa oturdum.
Gerilmiştim biraz eteğimi düzelterek biraz daha yayıldım koltuğa.
-Hazırsanız başlayalım , dedim ona dönerek. Gözlerimin içine bakarak karşımdaki koltuğa ilerledi. Bir an olsun çekmiyordu gözlerini. Çantamdan kayıt ciğazını ve soruları çıkarttım. Ben bunları hallederken o daha yeni oturmuştu.
-Giydiklerin seni yansıtmıyor, dedi umursamaz tavrıyla. Şaşırmıştım giydiklerimde ne vardıki ?
-Anlamadım dedim sakin birşekilde.
-Sen böyle değilsin, fazla resmisin. dedi.
-Olması gerektiği gibi giyindim , lütfen başlayalım artık, dedim. Ellerim terlemeye başlamıştı. Tamam anlamında başını salladı.
-Öncelikle çok genç bir milyardersiniz başarınızı kime borçlusunuz ? dedim. Ne saçma bi soruydu.
Yavaşçaöne eğildi ve kayıt ciğazını kapattı . Anlamamış bi şekilde ona bakıyordum.
-Asıl soruları sor bana , dedi. Dilim kurumuştu ne desemnepsam bilemiyordum.
-Anlamıyorum sizi. dedim
-Asıl ne bilmek istiyorsun onlarısor dedi sesini yükselterek . Bi anlık cesaretle
-Güneş Gökmen dedim.
Gözlerimin içine bakmaya başladı . Uzun bi sessizlik oluştu aramızda. Ne ben ne o konuştu , sadece susstuk. İyice huzursuslaşmaya başamıştım. Gözlerini gözlerime dikerek konuşmaya başladı.
-Onu ilk gördüğümde sıradan biri gibi duruyordu. Birbirimizi hiç sevmedik. O beni hiç sevmedi. Zorla kabul etti bu evliliği kendi için istemedi.
Söylediklerini anlamaya çalışıyordum ama olmuyordu. Hiç bir anlam veremiyordum. Sakin sakin konuşmaya başladı.
-O gece belki karşılaşmasaydık böyle olmicaktı. Onun hakkında çok araştırma yapmaya başlamıştım , mal varlığından haberim olunca daha çok takip etmeye başlamıştım . Durumum kötüydü . Sürekli aynı yerde görüyordum onu . Bir gece tek başına eve dönerken takip ettim. Bir daha o gece hiç aklımdan silinmedi.
Gözleri dolmaya başlamıştı, pür dikkat onu izliyordum ne diyecek ne yapacak diye.. Devam etti
-Ona dokundum, o istemediği halde devam ettim.
Gözleri beynime ok gibi işlemişti . O tecavüz etmişti. Nefes alış verişim değişmişti.
-Böyle olsun istememiştim.İlk baş gayet normal konuşucaktım ama yapamadım.
Artık ağlıyordu göz yaşları mezarlıktaki gibi samimiydi.
-Onu sevmek istedim ama o hiç sevmedi. Hastaneye zorla yetiştirmiştim onu. Ama o gene ölümü seçmişti. Onun tek öldürdüğü kendisi değildi o beraberinde beni de götürdü.
Kalbim acıyordu. Bazı itraflar can yakıyordu. Böyle güçlü bi adamın bu kadar güçsüz olması ...
İkimizde susmuştuk .
-Kendini atmadan önce... Bana .. Seni affettim dedi , dedi gözlerini gözlerime dikerken.
Boğazım kurumuştu konuşamıyordum. Donup kalmıştım.
-Benhiç bir şey yapamadım. Onu durduramadım.
Derin bir nefes aldım , daha fazla burada durmak istemiyordum. Kendimi dışarı atmak istiyordum . Yavaşça ayağa kalktım. Duruma şaşırsada kendini toplayarak o da kalktı.
-Bir şey de , diyeyavaşça söyledi. Tepki veremiyordum. Sadece yüzüne bakıyordum.
-Bir şey söyle Allah'ın belası , diye bğırdı.Sesi tüm odayı doldurmuştu. Yavaşça üzerime yürümeye başlamıştı. . Geri geri gitmeye başladım . Hala tek kelime bile etmiyordum. Sırtım duvarla buluşunca gözlerimi gözlerine diktim. Alnını alnıma dayayarak Konuşmaya başladı.
-Ben kötü biri değilim..
Yavaşça yere çöktü ve belime sardı kollarını. Titriyordum. Korku , heyecan ,hüzün bedenimi ele geçiriyordu. Ağladığını hissediyordum. Ama ne yapacağıma dair en ufak bir fikrim bile yoktu.
-Bu karanlıkta tek başımayım, neden ? ,diye sordu.
Yavaşça yere eğildim. Ve yere çökünce ona sarıldım. Hiç bir şey demedik sadece sarıldık..
Ne kadar süre böyle kaldık bilmiyorum ama ellerimi biraz gevşetince o da biraz daha saldı ellerini. Hiçbir şey diyemezdim. Yerden kalkarak ondan uzaklaştım. Eşyalarımı alıp kapıya yöneldim. Arkama bile bakamıyordum. Kapının kulubuna elimi uzatınca
-Gitme , diye seslendi arkamdan.
Eğer şimdi gimezsem bir daha hç gidemezdim. Gözlerimi yumdum, işte o zaman fark ettim göz yaşlarımın aktığını. Kapıyı açıp ofisten çıktım. Merdivenlerden koşarak aşağıya indim. Biran önce buradan çıkmak istiyordum. Aşağıya inince holdingten dışarıya çıktım. Temiz hava ciğerlerimi yakıyordu. Görevliden teksi çağırmasını istedim.
Çok geçmeden gelen ilk taksiye binip oradan uzaklaştım.
Bazen en ufak doğrular bile can yakmaya yetiyor... Kafamı cama yaslayıp gözyaşlarımı serbest bıraktım.