BÖLÜM 7:SIRLAR

642 16 1
                                        

Bir elma  ağacının altında rüzgarın melodisini dinliyorum. Tam karşımda  uçsuz bucaksız bir ova. Yeşilin her  tonu  resmedilmiş  gibi. Mutlulukla geriniyorum güneşe karşı. Abim elinde piknik sepetiyle  bana doğru geliyor.. Hemen  arkasında da  babam. Sinsi sinsi yaklaşıyor ona. Belli  ki  yine korkutacak. Abim anlamasın diye hiç bozuntuya vermeden duruyorum. Ama  bunda ters  giden  bir  şey var.  Abim neden bana yaklaşmıyor? Yürüdükçe uzaklaşıyor gibi…  Baba ? görüntüm sanki  gittikçe  bulanıklaşıyor. Abi beni  duymuyor musun? Buradayım  işte  gelsene?  Aniden bir el beni  geri  çekiyor ve kendimi suyun içinde buluyorum.  Abim ve babam yine karşımda. Onlara doğru yüzüyorum. Abim  gülümseyerek elini  uzatıyor. Çok az  kaldı..

bir ışık  huzmesi vuruyor  gözüme  ve o anda  görüntüm yine  silikleşiyor. Araya giren konuşmalar  duyuyorum. Azra! Babam da elini uzatarak beni çağırıyor. Gitmeliyim..  hayır hayır durun gitmeyin baba! Elimi  bırakma nolur beni bırakmayın!  Bir hafiflik var üzerimde. Gittikçe  suyun derinliklerinden uzaklaşıyorum. Hayır  şimdi olmaz! Gidemezsiniz. Beni  bırakıp gidemezsiniz. Baba ‘’ beni bırakma’’

acıyla gözlerimi açtım. Puslu  görüntümde bir çift  yeşil göz  beni  süzüyordu. Şaşkınlıkla yerimde  doğruldum.ya da biz ona doğrulmaya çalıştım diyelim  çünkü  ilk  hamlemde  acı  içinde kıvrandım.

‘’Şişttt  dur  ani  hareketler  yapma .’’ bu önemsiz  nasihate kulak  asmadan  gücümün  yettiğince  yerimde doğruldum. Artık her şey  daha netti  odamdaydım. Karşımda korkulu  gözlerle bakan bir adet aslı, bir  seri katil  edasıyla  dikizleyen bir adet  Gülay  kadın  ve şu ilk  gün gördüğüm isimsiz vardı.

‘’iyi misin?’’ diye sordu aslı  endişeli  sesiyle. O sırada  isimsiz –ismini  sanki  hatırlar  gibiyim ama neyse bir önemi yok- yanıma gelerek yatağın  kenarına  oturdu. Donuk  gözlerle bana bakıyor. Ve ben de  aynı şekilde ona. Sıkıntıyla iç geçirerek Gülay  kadına  baktı  ve  kafasıyla ‘’ dışarı  çıkın’’ der gibi bir  hareket  yaptı.

Bunu gören Gülay  kadın yanında  Aslı’yı da sürükleyerek  ağzını  bile açmadan dışarı çıktı?! 

-Demek Alev  denen  kız sensin.

Kaşlarımı çatarak ona baktım.  İsmimi  nereden biliyordu?

-sen kimsin?

‘’ bora’’ dedi soğuk bir sesle. Şimdi hatırlamıştım. Bu şu  cansu orospunun  boraaa diye boynuna  atladığı çocuktu.

-Beni nereden tanıyorsun? oradan nasıl çıkardın?

-Seni tanımıyorum ve tanımaya da pek niyetim yok.bak seninle bir anlaşma yapalım uslu bir  kız ol  ve sorun  çıkarma işimi  daha da  zorlaştırma ki  sende  sonucunda daha az zarar  göresin.

-se-senn sen ne diyorsun be! Sen benimle  yatmak mı istiyorsun orospu çocuğu! Ordan  bakınca  fahişe gibi  mi  gözüküyorum! Kimsenin  koynuna  girmem ben!

-Ne? Seninle yatmak  mı? Bu  hayatımda ,isteyeceğim  şey  olur  kendini  beğenmiş  kız. Ki tipim bile değilsin.

Kendime  hakim olamayarak  Bora’ya okkalı bir  tokat attım. Yana düşen başını kaldırarak gözlerime  baktı. Sinirle ve her  an parçalarmış gibi.bunu umursamadan  devam ettim.

‘’ sen beni  cansu mu zannediyorsun? Kerhaneye düştüm diye  beni orospu  mu zannediyorsun? Acıyorum sana  aciz  zavallı birinin tekisin! Gördüğün tek sey bu beden değil  mi? Siz  kahpe  insanlar! Dış görünüşle yargılamayı  çok iyi bilirsiniz’’

KAHPEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin