BÖLÜM 9: kim bu demir?

635 17 0
                                    

Canımı  yakmamaya  dikkat ederek beni yerden kaldırdı.daha fazla  taşıyamadığım  başımı  göğsüne  yasladım.

‘’beni  neden  kurtardın?’’ diye sordum  fısıldayarak.

Aceleci adımları birden yavaşladı ve durdu. Gözlerini bana  dikerek  öylece  bakmaya başladı. Bir şey demiyordu ama  sanki  çok  şey  diyormuşçasına  bakıyordu. Bir  cevap alamayınca  aklıma  bana acıdığı  geldi.

‘’yoksa  bana  acıyor  musun?’’

Düz bir  çizgi halinde olan  dudakları  yine  kıpırdamadı.  Anlaşılan bana acıyordu. Cevap  vermeyeceğini anladığımda  daha fazla  açık  tutamadığım  gözlerimi  kapattım  ve kendimi  karanlığa  teslim ettim.

‘’sana acımıyorum’’ dediğini duyar gibi  oldum.  Ama bunu  gerçekten dedi mi  yoksa  ben  bunu  duymak istediğim için  öyle dediğini  mi  varsayıyordum emin değildim. zaten  bulanık  olan  zihnim bana bir  oyun da  oynuyor  olabilirdi. Bu  yüzden ne  dediğini  pek  umursamadım.

Gözlerimi açtığımda  odamdaydım.  Karşımda  aslı, Gülay  kadın  ve mine vardı. Hemen  yanımda da  sanırım bora  oturuyordu. Bu anı  daha  önceden de  yaşamıştım. Sadece artı  olarak  mine  vardı  şimdikinde. Tebessümle  dudaklarım  hafifçe kıvrıldı. En azından hala  birilerinin umrundaydım.

 ‘’uyandı Gülay abla!’ dedi aslı heyecanla  ve  yatağıma  oturarak elimi  tuttu.

-iyi  misin canım? Çok ağrın  var  mı?

Endişeli  gözlerle beni  süzüyorduve aynı gözlerde bir parça da korku vardı.

-iyiyim aslı. Diyebildim zorlukla.

- istediğin bir  şey var  mı? Su getirmemi  ister misin yada  yemek?

‘’kızı rahat  bırak  Aslı  diye araya girdi  Gülay kadın.  ‘’ daha yeni uyandı bırak  da kendine gelsin.’’

‘’ evet  aslı bence de. Hem  merak etme  aleve  kolay  kolay bir  şey  olmaz’’ dedi  mine  ve  gülerek göz kırptı.

‘’ evet  çünkü  ben taştan yaratıldım’’ dedim gülmeye çalışarak.

‘’bu haliyle bile espri yapmaya çalışıyor kıza  bak  ya.’’ Dedi  mine ve  Gülay kadının emriyle  odadan çıktılar.

Yanımda  ise sadece  varlığını  hissettiğim bora vardı. Konuşmadan  öylece duruyordu. Bir  süre  onu taklit ettim ama artık iyice sıkılmaya başlamıştım.

‘’teşekkür ederim.’’ Dedim başımı  ona doğru  döndürmeye çalışarak.

‘’bişey değil  ve  kendini  zorlama. Fena hırpalamış  seni piç.’’

‘’ama  başımı  çevirdiğimde yüzünü  göremiyorum.’’

‘’görmen  gerekiyor  mu? Seni  kurtardım  diye yakama mı  yapışacaksın yoksa? ‘’

Ukala..

‘’hayır  sadece  sana minnet duyacağım  ve bir  gün borcumu  ödeyeceğim.’’

Keyifli bir  kahkaha attı. Sesi  o kadar güzeldi ki..sanki  gülmüyormuşta  şarkı söylüyormuş  gibi. . o  gülüşünde  yüzünü  görmek  isterdim.. aklımdan geçenleri okumuşçasına  birden ayağa kalktı ve  yatağıma  onu görebileceğim  şekilde oturdu.dudaklarında  hala  gülüşünün  izleri vardı. kusursuzca  yukarı kıvrılmışlardı.

KAHPEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin