Gülay Kadın önde ben arkada yürüyorduk. Etrafta hakim olan tek bir duygu vardı. Bilinmezlik.. Hayatımın neredeyse tamamını kaplayan bir bilinmezlikle yine sarmalanıyordum. Cevabını bulamadğım sorular katlanarak yığılıyordu . Gülay Kadın ise hala yürüyordu,bilinmezliğime yürüyordu, Alev'e yürüyordu.
Kırmızı halının sonuna gelmiştik. Başımı kaldırdığımda Gülay Kadın kapının önünde durmuş bana bakıyordu. Alev diye seslendi sonrasında.Gözlerimi yesillerine diktiğimde konuşmaya devam etti.
''Bu kapının ardındakiler bundan sonraki hayatının gerçekleri.Alışsan iyi edersin çünkü ben tamam diyene kadar burada eğitileceksin.''
''Ya eğitilmek istemiyorsam?'' Böyle bir soru soracağımı tahmin etmiş olmalı ki bilmiş bir edayla gülümsedi ve hemen çaprazımızda olan diğer odayı gösterdi.
- orası ne?
-İnan hiç bilmek istemezsin. Senin gibi inatçı yosmaların adam edildiği oda.Ama biz kısaca oraya
< ölüm odası> diyoruz!. Şimdiye kadar 3 kişi girdi bu odaya ve çıkışları olmadı.Sonunun öyle olmasını istemezsin değil mi?
-Ölmekten korkmuyorum. Beni daha çok korkutan bir şey varsa o da yaşamak..
Gözlerinde yakaladığım anlık bir şaşkınlıkla baktı bana Gülay Kadın. Öyle derin baktı ki sanki geçmişini izliyor gibiydi. Sonra hemen toparlanarak sahte bir öksürük attı ve kapıyı açtı...
Aman Allah'ım!
Bunlar gerçek mi?
Bu zincirler, bu Prangalar??? Sırayla dizilmiş kırbaçlar.. Adını bile bilmediğim bir sürü iğrençlik vahşice bana bakıyordu.Titreyen dişlerimi birbirine bastırarak ayakta durmaya çalıştım.
-B-bana burada ne yapacaksın?
-Eğitileceksin.
-İstemiyorum!
-Sana seçenek sundum mu da ki istemiyorsun? Sana senin hayatın bunlardan ibaret diyorum!
Kolumdan kavrayarak beni içeri çekiştirmeye başladı. '' Hayır! Bu odaya girmeyeceğim bırak beni!''
Gülay Kadın beni umursamadan sürükleyerek içeri soktu. Demir parmaklı yatağın ayak ucuna oturarak beni incelemeye başladı. Bense odayı inceliyordum.. Ürkek bakışlarım onu bulduğunda başını kaldırarak emretti.
''SOYUN!'
''Ne? soyunmak mı? Neden soyunacağım? Ne yapacaksın bana?''
'' Çok konuşuyorsun küçük orospu! Sana ne diyorsam onu yapacaksın!''
'' Soyunmayacağım!''
Soğuk zeminde yankılanan topuklu ayakkabı sesleriyle yanıma geldi.
''Son kez söylüyorum sana Alev. Hemen Burada soyunuyorsun!''
Bunu yapamazdım. Titreyen dudaklarımla yine aynı kelimeyi savurdum yüzüne.
'' Hayır!''
Ve odada yankılanan bir tokat sesi..
Acıyla elimi yanağıma götürdüm. Sonrasında bir sıvı bulaştı elime. Dudağımın kenarı kanıyordu.Dehşete düşerek baktım Gülay kadına. O ise kendinden gayet emin bir şekilde tekrarladı emrini.
'' Soyun..''
Boğazımdaki yumruya aldırmadan ellerimi elbisemin fermuarına getirdim.Titreyerek actım ve elbisemin yere düşmesine izin verdim. Yaşlı gözlerimle Gülay kadına karşılık verdim.
'' Oldu mu?'' Gözleri zafer kazanmış bir edayla parladı. Sonra hiçbir şey demeden yanımdan geçerek duvardaki kırbaçlardan birine uzandı.
Ne yapacağını tahmin ederek geri adım atmaya başladım. O ise elindeki kırbaçı bana doğru savurarak bir kahkaha attı.
-Ne o korktun mu küçük orospu? Merak etme yemez seni bu daha ne ki..
Cevabını bilsem de o soruyu sordum.
-Ne yapacaksın bana onunla?
Havada kalan soruma cevap veren sert bir kırbaç oldu.Omzuma denk gelecek şekilde vurmuştu. Acıdan inleyerek bir adım daha geri attım.
'' Ne yapacağımı şimdi anladın mı Alevcim?. Eğer kırbacın tadına bir kez daha bakmak istemiyorsan odanın ortasına geç ve iç çamaşırlarını da çıkart.!''
-Onları neden çıkarıyorum? Elbisemi çıkardım işte yetmez mi?
- İşe başladığında karşındaki adama da mı böyle diyeceksin?! >Kusura bakma ben utanıyorum da bu kadarı senin için yeterli olur mu?> Aptal mısın kızım sen? Olayın hala farkında değilsin galiba. Burda utanmak diye bir şey yok! Burda duygu yok! Çıkar şimdi üstündekileri.''
- Hayır. Çıkarmayacağım. Ben sizin gibi orospu olmayacağım. Bu bataklıkta çürümeyeceğim!.
Sonrasında göbeğime bir kırbaç darbesi.. '' Haddini aşma ve soyun.''
- Hayır.
Bir kırbaç daha.
Ve bir kırbaç daha. Birbirini takip eden aynı sorular ve cevaplar.. tenimi yakarak eriten kırbaç darbeleri...
Sızlayan ve moraran vücudum yere yığıldı. Pes etmemiştim. Yapmayacaktım.O ölüm odasına gitsem bile soyunmaycaktım. Ben Azra'ydım . Ucuz bir kaltak olmayacaktım.
Gülay Kadın yere eğilerek saclarımdan tuttu. ''Demek benimle inatlaşmak istiyorsun.Peki bakalım Alev Hanım. Seni ölüm odasına attığımda da böyle inatlaşabilecek misin?.Şimdi kalk ayağa! ''
Kollarımdan güç alarak dizlerimin üzerinde durdum ve yavaşça ayağa kalktım.Saçlarımı tutarak beni ölüm odasına sürüklemeye başladı. Kapıyı actı ve zifiri karanlığın içine attı bedenimi. Gözlerime vuran ışığın ardındaki bedene baktım.
''Biraz burda kalda akıllan bakalım. Umarım karnın aç değildir. Bundan sonra ne yemek ne de su var sana.'' Son kez baktım arkadaki ışığa. Eğer birazcık da olsa şanslıysam bugün ölebilirdim. Umarım...
![](https://img.wattpad.com/cover/34989188-288-k399564.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAHPE
Narrativa generale*** küfür ve cinsellik içerir*** iki iri yarı adam abimi tutarak sandalyeye oturttu ve bagladı -bırakn benı! ne yapıyorsunuz lan orospu cocuklarıı! ''bak bakalım ne yapıyorum'' dedı recep ve elıyle arka cebındekı cakıyı cıkardı. beni kendıne yas...