3rd Eye | Minsung |

7

"O öldü."

—————————————————

Jisung duyduğu şeyle parmaklarını saçlarından geçirdi.

"Öyleyse dosyaları nasıl açacağız?"

"Hacker tek çaremiz." Diye cevapladı Minho.

"Hacker bulmak kolay mı sanıyorsunuz? Hele de Güney için çalışmayan bir hacker.."

"Öyle bir hacker tanıyorum. Ona ulaşmak biraz uzun sürecek olsa da.." Diye mırıldandı Minho.

"Her neyse, seksiliğinden hiçbir şey kaybetmemişsin Jisung." Dedi Jae gevşek bir şekilde sırıtarak. Minho bir küfür mırıldanırken Jisung kaşlarını çattı.

"Siktir git."

"Ah, tanrım. Hâlâ aynısın." Dedi Jae Jisung'a yaklaşırken.

"Hâlâ hırçınsın. Bu kadar hırçın olman beni-"

Jae'nin sözü Jisung'un ona attığı yumrukla kesildi. Jae ağlamaklı bir ses çıkarıp burnunu tutarken Minho kahkaha attı. Jisung ise ikisine de göz devirip mutfaktan çıktı.

"Üstündeki sincap desenli pijamalarınla seni ciddiye alamıyorum Han Jisung." Jae arkasından bağırdığında Jisung öfkeyle başını ovuşturdu.

"Beş dakika içinde odamda ol Minho! Odama gelmeden önce şu sokuk herifin gittiğinden emin ol!" Diye bağırdı merdivenlerden çıkarken.

Odasına girip kapıyı çarptı ve yorganın içine girdi. Sincaplı pijamalarına bakıp kollarını kendisine dolayarak surat astı.

"Bir ajan sincaplı pijama giyemez mi? Sincaplı pijama giymek beni daha az havalı mı yapar?"

"Hayır, bebeğim. Sincaplı pijama seni dünyanın en tatlı ve en havalı ajanı yapar." Diyen Minho içeri girdi. Kapıyı arkasından yavaşça kapatırken dudakları keyifle kıvrılmıştı. Jisung gülümsemesine engel olmak için dudaklarını ısırırken karanlık odada baş başa kaldılar.

"Gitti mi?"

"Gitti." Dedi Minho yavaşça Jisung'a doğru yürüyerek.

"Neden buradasın?" Diye sordu Jisung.

"Sanırım hafızan git gide daha da kötü hale geliyor. Beni sen çağırdın."

Jisung ona göz devirerek arkasını döndü.

"Sonuçta peşimizde adamlar var. Evi bulurlarsa diye birlikte kalmalıyız."

"Tabiki." Dedi Minho kendini yatağa bırakırken.

Bir süre ikisi de konuşmadı.

Jisung sessizliğe dayanamayarak arkasını döndü. Minho ile yüz yüze geldiklerinde birbirlerinin gözlerinin içine uzun süre baktılar.

"Nasıl hissediyorsun?" Diye fısıldadı Minho.

"Tuhaf."