3rd Eye | Minsung |

4

Bu yüz rüyalarında gördüğü yüzdü.

—————————————————

Hyunjin tetiği çektiğinde Lee Know alayla güldü. Han ise ileri atılıp Hyunjin'in önünde durdu.

Lee Know ve Hyunjin şaşkın bakışlarla Han'a bakarken Hyunjin'in silahı yere indi.

"Ne yapıyorsun?"

"Onu tanıyorum." Dedi Han arkasında bıraktığı şaşkın genci işaret ederek.

"Ne?"

"Felix sana kâbuslarımdan bahsetti mi?"

"Evet." Dedi Hyunjin kafa karışıklığıyla.

"Kâbuslarımdaki adam bu."

"Sonunda beni hatırladın bebeğim."

Han yüzünü buruştururken Hyunjin düşünceli bakışlarla ikiliye bakıyordu.

"O bizim tarafımızda. Buna eminim."

"Öyle misin?" Diye sordu Hyunjin Lee Know'a.

"Evet öyleyim ve eğer onun hafızasını geri getirmek istiyorsanız beni takip etmelisiniz."

"Yine de ona güvenmiyorum. Ayrıca gitmem gereken bir yer var ve-"

"Öyleyse sen git. Ben de onunla giderim." Dedi Han kendinden emin bir şekilde.

"Jisung-"

"Adım Han."

"Adın Han Jisung ve sen kendine Han denilmesinden nefret edersin." Dedi Hyunjin asık suratla.

Han iç çekti ve sabırsızca Hyunjin'e baktı. Hyunjin pes ederek göz devirdi.

"İyi, git ama onunla işin biter bitmez bizimle geleceksin."

"Onu kendi ellerimle size getireceğim." Dedi Lee Know arkadan.

"Peki. Onu Direnişe getir."

"Anlaştık."

Hyunjin bir süre ikiliye baktıktan sonra hızlıca yaklaşıp Han'a sarıldı.

"Dikkatli ol."

Han sarılıp sarılmama konusunda kararsız kalırken Hyunjin geri çekilip arabasına bindi ve gitti. Han ise tereddüt ederek Lee Know'a yaklaştı.

Lee Know, Han kendisine yaklaşır yaklaşmaz elini onun beline koyup hızlıca kendine çekti.

"İyi seçimdi bebeğim. Ayrıca Hyunjin beni tanımasına rağmen niye böyle davrandı anlam veremedim. Senin beni ne kadar sevdiğini biliyordu. Alındım doğrusu."

Han şaşkınlıkla dibinde duran yüzü incelerken Lee Know sırıttı.

"Biz-"

"Sorunu sonraya sakla. Şimdi seni götürmem gereken bir yer var."

Han usulca başını salladı.