New Age Enstitüsü hakkında;
New Age Enstitüsü On yıllık olmasına rağmen şimdiden dünyanın sayılı rehabilitasyon merkezleri arasına girmeyi başarabilmiş bir müesseseydi. Gerek müessesenin kendine has yapısı gerek doktorlarının kalitesiyle dünyanın şekçin merkezlerinden birisi olmuştu. Bir çok ülkeden hasta kabul ediyordu ve hastalarının kısa sürede hızlı bir ilerleme göstermesi de bu talepleri arttırıyordu.
Merkezin üzerine kurulduğu arazi ünlü bir toprak sahibi tarafından hibe edilmişti. Yapımı da tamamen New Age vakfına aitti. Vakıf son derece aktif bir şekilde çalışıyor ve her yıl ücretsiz bakılan hasta sayısını arttırıyordu. Merkezin başında bulunan Sylvia Johnson son yılların en başarılı doktorlarından birisi olarak gösteriliyor. Tüm bölümlerin işleyişini özel olarak kendisi takip ediyordu.
Merkez, genel olarak basına kapalı durumdaydı, şimdiye kadar sadece hastaların el sanatlarıyla uğraştıkları bina görüntülenebilmişti. Binanın içine basının girişi kesinlikle yasaktı. Aslında basının ilgisini çeken tek bölüm bina F ydi. Bu binanın içi, hastaları neden diğer hastalardan ayrı tutuldukları insanların merakını cezp ediyordu ama enstitü yönetimi bu konuda hiçbir açıklamada bulunmuyorlardı. Bina F nin misafirleri kendilerine tahsis edilmiş bu alanda gözlerden uzak bir tedavi süreci yaşıyorlardı.
~~~~~ <*> ~~~~~
Stephanie, güneş ışıklarıyla uyanmış, yeni güne yenilenmiş bir ruh haliyle hazırlanmaya başlamıştı. Bugün dünden daha güzel olacaktı. Genç kız, son hastasının bilgilerini bir kere daha kontrol ederken bir yandan da kahvesini yudumluyordu keyifle. Bugün ilk iş, Damian ile tanışmak olacaktı. Lise son sınıftayken akran şiddetine maruz kalan bu genç çocuğun tedavisi çok ağır ilerliyordu raporlara göre. İşi oldukça zor görünüyordu ama diğer iki hastasının raporlardakinden daha iyi halde olduklarını düşününce, umutsuzluğa kapılmaması gerektiğine karar verdi. Önlüğünü giyip spor ayakkabılarını bağlarken, çağrı cihazının uyarısını işitti. Cihaza baktığında Damian'ın odasından acil çağrı olduğunu gördü. Koşarak odadan çıkıp odaya ulaştı. Kapıyı açtığında karşılaştığı manzara ile bir süre olduğu yerde donup kaldı.
Damian ayakta dikiliyordu. Kesik cümlelerle bağırırken bir yandan da elindeki kemanı inanılmaz tiz bir sesle çalıyordu. Kapının yanında yere çömelmiş kulaklarını elleriyle kapatmış bir çocuk daha vardı. Çocuk bir yandan ağlıyor bir yandan da sayıklıyordu.
"Özür dilerim Damian! Özür dilerim! Özür dilerim!"
Çocuk özür diledikçe hem kemanın hem Damian'ın sesi yükseliyordu.
"İyiyim ben! Bak! Eskisi gibiyim işte! Defol git buradan! Defol!"
Stephanie, çocuğa doğru ilerlemeye başladı, bir şekilde onu sakinleştirmeliydi. Usulca ona doğru ilerlerken, Damian onu fark edince, kemanı çalmayı bırakıp hava kaldırdı.
"Sende kimsin! Yaklaşma bana! Hepiniz defolun!"
Birkaç adım geriledi genç kız. Damian sakinleşmeden ona yaklaşması çok yanlış olabilirdi. Büyük bir sinir krizi geçiriyordu belli ki. O uzaklaştığında Damian yeniden kemanını çalmaya başladı. İnsanın kulağını tırmalayan bir ses yayılmaya başladı odanın içine.
Stephanie, ne yapması gerektiğini bulmaya çalışırken yanından geçen Aaron'u fark etti. Genç adam, Damian'ın tam karşısına dikildi önce. Bir süre hiç konuşmadan yüzüne baktı. Damian, ona bakıyor, bir yandan ağlarken bir yanda da çalmaya devam ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SILENT CRY
Short StoryHayallerinin işine kavuştuğunu düşünen bir doktor adayı... İnsanlara ikinci şans vaat eden bir enstitü... "Güneşin üzerine gecenin siyahı çalındığında, Karanlıkta akis bulan çığlığı duyacaksın..." "Aslında gerçek her zaman baktığın yerdedir."