Bölüm 24 = Nasıl Sevgili Olunur?

1.4K 147 216
                                    

Song - The Lumineers = Ophelia

'Hiçbir bağ, tamamen kopmaz. Bir iz hep kalır. Bir aşk, bir yara; bir yüzük ya da bir pranga.'

//////----//////

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

//////----//////

Nasıl sevgili olunurdu? Severus 16 yaşında bir genç olarak bu konu hakkındaki deneyimsizliği ile ilgili utanç hissediyordu. Çünkü onun yaşında hiç sevgilisi olmayan kalmamıştı ki!
Severus'un bir dönem flört ettiği, hatta yakınlaştığı birileri olmuştu ama ne duygusal ne de fiziksel olarak çok da ileriye gidememişti.

Yani nasıl sevgili olunacağı hakkında hiçbir fikri yoktu!

Elini yanağına yaslayıp gözlerini baygın baygın profesör Binns'e dikti. Hayalet Profesör bir oraya bir buraya süzülüp monoton ses tonuyla bir şeyler anlatıyordu. Severus ise çoktan kaçıp kurtulmanın hayalini kurmaya başlamıştı. Yanlış anlaşılmasın tarihi severdi ama tam olarak bunu değil. Ninni bile bir yerde eğlenceli sayılabilirken bu adamın sesi o bile olamıyordu.

Severus neden hâlâ burada olmasına izin verildiğini bir türlü anlayamıyordu. Bu resmen gelecek nesillere bir ihmaldi! Şimdi Sihir Bakanı olsa, şu okulu bir elden geçirir, dünyanın en iyi okulu yapardı ama işte... O sadece 16 yaşında bir velet durumundaydı.

Keşke James burada olsaydı...

Ama onun şu an başka dersi vardı. Ravenclaw ile. Severus ise Hufflepuff'laydı. Yanında oturan Cyrus Parkinson çoktan uyumuştu.
Hemen arkadaki Acheron ise endişeyle ayağını yere vuruyordu, bir yerden sonra bunu duymak sinir bozucu olmuştu. Emindi ki Hufflepuff, hâlâ hasta olan ve derslere girmek için ısrar eden Regulus için endişeliydi.

Severus üzerinde hissettiği gözlerle başını çevirip etrafa bakındı. Büyük sınıfın karanlık bir köşesinde, yalnız bir şekilde oturan Jasper ile göz göze geldiğinde nefesini tuttu. Koyu kehribar gözleriyle dik dik Severus'a bakıyordu. Severus kaşlarını çatarak ne var anlamında başını salladı. Jasper gülümsedi. Tüyler ürpertici, tehlikeli bir gülüştü.

Severus başını çevirip önüne döndü ve bayılmamaya çalışma konusuna yoğunlaşmaya çalıştı. Sıkılıp ayaklarını salladı. Parşömeni karalayıp çiçekler çizdi. Sonra da ağlamaklı bir ifadeyle başını masaya koydu. Yok! Geçmiyordu zaman! Dışarıda ışık hızında akan zaman burada olduğu yerde kalmıştı. Severus dışarı çıktığında tüm arkadaşlarının yaşlandığını görürse şaşırmazdı.

Sonra o kutsal cümle duyuldu...

"Ders bitmiştir, çıkabilirsiniz! Ayrıca kitaptan 132. sayfa..." Severus ayağa fırlayıp inanılmaz bir hızla eşyalarını topladı ve orayı terk etti.

Öyle ki ders çıkışı onu yakalamak isteyen Jasper'ı bile fark etmeden atlatmıştı.

/////----/////

Ikigai (𝑺𝒏𝒂𝒎𝒆𝒔)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin