12- Engeli Kaldırıyorduk-

7.6K 446 111
                                    

Elimi zile götürüp bastıktan sonra kapının önünde beklemeye devam ettim. Tam yanımda küçük bir ayakkabılığın üstünde Ateş'in siyah ayakkabısını görünce gerçekten gitmediğini anlamıştım. Adam ol yazısı aklıma gelirken gülümsememi durduramıyordum. Komik çocuktu. Ve biraz da aptal. Fazlaca da agresif ve sinir bozucu. 

Aklıma bu kez itişip kakışarak düştüğümüz kabin gelirken gözlerimi kırpıştırdım. Bu konuyu ikimiz hiç açmasak ve olmamış gibi davransak da aklıma geliyordu. Utanıyordum. Onun açısından iğrenç ve mide bulandırıcı bir durum olduğu için utanmasa da ben biraz tuhaf hissediyordum yalan söyleyemezdim. Lakin kesinlikle ona karşı bir şeyler beslemediğimden de emindim. O kadar salak değildim lütfen. 

Kapı en sonunda hızla açılınca irkildim. 

"Bahsi kaybettin diye kaçtın sand-"

Gözleri beni görünce bir an duraksadı ve hafif eğlenir bir ifade takındı. Geçmem için geri çekildiğinde ayakkabımı çıkarıp ayakkabılığın alt bölmesine bıraktım.

"Merhaba."

"Sana da merhaba dört yüz dört no Çınar."

"Okul numaram sen abartana kadar ilgimi çekmiyordu."

"Okul numaran çok tuhaf ve saçma geliyor aynı senin gibi hahaha! Aşırı tuhaf bir tesadüf gibi..."

Okul numaramı asla rahat bırakmadığı için gözlerimi devirdim. İçeri yavaşça geçtiğimde oturma odasında yatağı bu kez yoktu. Evleri iki artı bir olduğu için herkese bir oda düşmüyordu ve Ateş'in bu odayı aldığını biliyordum. 

"Ne bahsinden bahsediyordun?"

"Işıkla taş kağıt makas oynadım kaybetti. Bu yüzden markete gidip ıvır zıvır alma işi ona kaldı. Öğrendin de rahatladın mı meraklı?"

Dudağımı büzüp gözlerimi kıstım. Pekala biraz meraklı olabilirdim ama abarttığı kadar değildi. O zaten her şeyi abartan biriydi. Okula balta soktuğunu söyleyen birinden ne bekliyordum zaten?

"Öylesine sormuştum... Peki Berk nerede?" 

Ateş omzunu silkip yattığı çekyatın üstüne kurulduğunda ben de sırt çantamı ve elimdeki telefonu tekli koltuğun üstüne bıraktım. 

"Ee? Ne oynayacaksınız?"

Gözleri heyecanla parlarken hafifçe kalkıp dizüstü bilgisayarını aldı ve bana çevirdi. Çok uzak sayılmadığım için ne olduğunu görebiliyordum. 

"Pes oynayacağız. Bu oyunda Berk'i hep yenerim ha. Akşam yediye kadar bizde olacak dibine vururuz oyunun. Gta 5 de var onu da oynarız. Çok güzel adam dövüyorum orada biliyor musun tıpkı gerçekteki gibi." 

Bu çocuksu tavırlarına hafif tebessüm ederken tek kaşımı kaldırdım. Onu huylandırmak hoşuma gidiyordu biraz. Tamam hoşuma gidiyordu, birazdan daha fazla.

"Balta ilhamını da bu oyundan mı aldın?"

"Ha ha ha. Olum sen baltayı gerçekten okula soktuğuma inanmıyor gibi konuşuyorsun. Valla yaptım bak."

Omzumu silkip üstümdeki hırkayı çıkarırken konuştum. 

"Yani kim inanır ki zaten. Çok saçmalayan bir çocuksun her zamanki saçmalıklarındandır kesin."

Ateş elindeki bilgisayarı hayretle bıraktı ve bana hızla döndü. Eli bir anda dudağımı tutup kapatınca şaşırmış, tepki verememiştim. dudaklarımı birbirine birleştirip konuşmamı engelliyordu. Gözleri çocuksu bir yaramazlıkla bakarken garip olduğunu düşündüm.

Çınar ile Ateş [BxB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin