"Işık elindeki baltanın amacı ne?"
Gözleri heyecanla bir o yana bir bu yana dönen arkadaşımın bir şeyler karıştırdığı o kadar belliydi ki sorsam hemen söyleyeceğini biliyordum. Aşırı gergindi.
Seni dışarı çıkaracağım dediğinde sebebini sormuştum ve tek cevap sırtındaki balta olmuştu.Bu ikizlerin balta ile özel bir bağı olduğu için sorgulamamıştım fakat bu sorgusuzluk meraksızlık sadece beş dakika sürmüştü. Ben meraklı biriydim.
Patlayabilirdim."Belki önümüze kötü biri çıkar."
"Nasıl biri?"
"Omzuna biri falan çarpar belki."
"Peki bunun baltayla ne ilgisi var?"
Işık elini ağzıma götürüp beni susturunca gözlerimi konuşturmaya başladım bu kez. Aşırı saçma davranıyordu.
"Yeni baltamı göstermek istedim tamam mı?"
Kafamı sallayıp onun bu komik ses tonuna güldüm. Lakin ben cüzdanımı alamadan çıkmıştım, yani geri dönmemiz gerekliydi. Aklıma yeni gelen bu küçük sorunla durup Işık'ı da durdurdum.
"Cüzdanımı almamışım sayende. Gidip alalım."
Üstüne üstlük telefonum da yoktu. Onu da en arka odada unutmuştum.
"Olmaz daha olmadı!"
Ne dediğini anlamadığımı belirten bir ifade ile baktım ona. O sırada ikimizi de zorla geri döndürüyordum.
"Ne saçmalıyorsun Allah aşkına Işık?
Cüzdanımı ve telefonumu alayım çıkarız bir daha."Derin bir nefes alıp kabul ettikten sonra beni de sürükleyerek hızla eve koşmaya başladık. Ben ise iyice delirdiğini düşünüyordum. Lakin bu deliliği sinirimi geçiriyordu. En azından Ateş Beyin laflarını düşünerek yastığı dövmüyordum.
Kaşlarım yine onun yüzünden çatılırken ben de hızlandım. Kesinlikle kızmıştım ona. Kırgınlık da olabilirdi ama kızgınlık en fazlasıydı. Önüme çıkıp özür dilerim diyerek ayaklarıma kapansa affedeceğim kesindi.
Evimin kapısına geldiğimizde hemen gidip açtım. Kapıyı anahtarlamamıştım fakat açık bıraktığımı da sanmıyordum. Bu kapı nasıl açık kalmıştı diye düşünürken Işık'a döndüm. O ise çok başka dünyalardaydı.
"Bu kapı nasıl açık kalabilir?"
"Bilmiyorum. Kesinlikle anahtarın bende."
Sözleri aşırı mantıksız geliyordu. Tek kaşımı kaldırdım ve yolu izleyen ifadesini inceleyerek içeri girdim. Salondaki cüzdanı cebime atıp en arka odaya girdim. Burası benim kafamı dinlemeyi sevdiğim bir yerdi.
Ayrıca her duvarını dolapla kapatıp sadece Ateş'in bildiği koleksiyonumu sakladığım yerdi. Aklıma yine onun bana herkesin içinde olan sözleri gelirken kaşlarım yine çatılmıştı.Telefonumu kenardaki siyah koltuktan alıp cebime atarken ismimi duydum. Birisi eve Çınar diye bağırarak girmişti. Gözlerim kocaman biçimde çıkışa döndüğümde karşımda her zamanki baltasıyla nefes nefese kalmış Ateş karşılamıştı.
Bu manzarayı o kadar fazla görmüştüm ki, bu manzarayı görme imkanım kalmadığında boşluğa düşeceğimden emindim. Bu kez üstünde mavi ayıcıklı bir eşofman vardı. Gözlerinin altı uykulu olduğu için hafif şişkindi ve böyle bir durumda olmasam gülecektim.
"Nerede o piçler!"
Bana adı gibi bakarken hayata karşı ne kadar dolu ve savaşçı durdurduğunu bir kez daha fark ettim. Benim aksime öyleydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çınar ile Ateş [BxB]
Genç Kız EdebiyatıÇınar: Ya aşkımı kabul et ya da bu baltayı boynuma geçir fkdjsfndkk #1 Texting (10.10.2021) #2 bxb (10.10.2021) #1 gay (17.10.2021) #1 lgbt (22.10.2021) #2 bl (15.11.2021)