46 -Hediyelerini Al-

5.2K 360 149
                                    

"Işık benim acılı cipsimi sen mi yedin lan!"

"O senin miydi ya?"

"Yok gerizekalı kapıdaki Şeyime'nindi."

Şeyimenin su kabı aklıma gelirken Işık'ın kafasına hafifçe çarparak kapıya yöneldim. Şeyime benim beslediğim, yavrusunu beklediğim kediydi. Küçücükken yağmurlu bir günde apartmanın önünde bulmuştuk ve Işık ile kapımızın önüne getirip bakmaya çalışmıştık. İsmini ise ben koymuştum.

Bu ismi ya çocuğuma koyacaktım ya da hayvanıma. Çocuğum da olmayacağına göre iyi seçimdi.

"Şeyime'nin suyunu koydum ben."

Tam kapıyı açacağım sırada Işık konuştu ve elimle itip kapıyı kapattım. Koltuğa, eski yerime yayılırken Işık gözümün içine dik dik bakıyordu.

"Ne bakıyorsun mal mal. Suratına ıvır zıvırlarını sürmeye devam etsene."

Bir süre düşünüp yüzüne ten renkli bir boya sürerken tek kaşını kaldırdı.

"Dün akşam elinde kutuyla nereye gittin öyle?"

Berk'e verdiğim hediyeden bahsettiğini anlayıp hafifçe gerildim. Bilmemeliydi. Berk kimsenin bir şey bilmemesi gerektiğini söylemişti.

"Çöpe."

"Hediye kutusuydu. İçinde de ödül gibi bir şey vardı."

"Sen benim eşyalarımı mı karıştırdın?"

"Geç bunları Ateş senin don rengini bile biliyorum."

Söylediğine diklendim. Ben de onunkini biliyordum ama bu kadar değildi.

"Ne renk lan!"

"Lacivert."

Doğru olduğu için şaşkınlıkla elimi göğsüme koydum. Savunmasız hissetmiştim bir an.

"Yayıldığın için kenarı görünüyor mal."

Elindeki garip süngerle belimi gösterince hızla kapattım ve daha da yayıldım. Bugün cumartesiydi ve sıkıcıydı. İlker sevgilisiyleydi, Oktay Hâle'nin çiçek dükkanına gitmişti. Çünkü Oktay kapısının önünde çiçek bulmuştu ve nasıl bakıldığını bilmiyordu. Hale ise çiçeğin zor bakılan bir çiçek olduğunu söyleyip onu çağırmıştı falan filan.
Lakin Oktay'ın çiçeği kendisinin aldığını biliyordum. Hâle'den hoşlandığını anlıyordum. Oktay'ı tanırdım.

Berk ise Çınar ile pikniğe gitmişti ve mutluydu. Ben de onlar adına tabii.

"Ateş günlerdir çok sakinsin. Neyin var ikizim?"

"Biz ikiz değil miyiz içimi oku."

Gözlerini devirip işine devam edince ben de elimi telefonuma attım. Mesajlar kısmına gittim ve gözüm Berk'e kaydı. Çınar ile olan konuşmalarımı çoktan silmiştim. Ve birkaç gündür yüzyüze bile gelmiyorduk.

"Annem bulaşıkları yıka dedi."

"Ne yapayım?"

"Sıra sende."

Çınar ile Ateş [BxB]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin