📳Youtuber - 34📳

156 16 0
                                    


Mezarlıktan nasıl çıktığımı anlamamıştım. Ama onun ruhu bana yardımcı olmuştu. Buna inanıyordum. Artık sona yaklaşıyorduk. Taksiciye parayı verip evime girdim hızlı adımlarla. Yolda gelirken Derin'e mesaj atmıştım. Derin'le en son dün görüşmüştük. Derya, Deniz Efe ve Destan Ege'ye yeni yuva yapmıştık hepimiz. Onların yüzündeki gülümseme hepimizi mutlu etmişti. Ferah'ın bütün arkadaşları yardıma gelirken yeni eve erzak da almışlardı. Derya yemek konusunda mükemmel olduğunu söylerken onu tebessümle izlemiştik. Derya da artık okula gidecekti. Deniz Efe ve Destan Ege'yi, Edanur'un okuluna gönderecektik. Bütün harcamaları ve okul işlerini Murat amca halledecekti. Onların evini toparladıktan sonra eve gelip dinlenmiştim. Uzunca bir süre Damla'nın mezarına gitmediğim için onu ziyaret etmek aklıma gelmişti. İyi ki de ziyaret etmiştim. Aklımda gezen düşüncelere artık bu sayede son verebilirdim. 

Evin kapısını açıp içeri girerken, Damla'nın odasına baktım. Giremiyordum ki. Canını kaybetmiş bir insan ondan geriye kalanlara nasıl bakabilirdi? Odasına girdiğimde kötü hissedeceğimi düşündüğüm için Derin'i beklemeye karar verdim. Derin gelene kadar koltuğa oturup gelen maillere baktım. Birçoğu videolar için yazılan şeylerdi. Yedek anahtarı olan Derin'in kapıyı açıp içeri girmesi ile ona olan biteni heyecanla anlatıp sıkıca sarıldım. 

Derin şok olmuş bir halde kalmıştı. Böyle bir şeyi beklemiyordu tabi ki. 

"Tamam her şey iyi güzel de"

"Eee?" dedim merakla. 

"Başındakini çıkartmayacak mısın?" dedi gülerek. Omzuna vurup gülmeye başladım. Baş örtüsünü yavaşça çıkarıp düzelterek kenara koydum. 

"Artık girelim mi odaya Derin?" Heyecanıma ortak olup, elimi tutarak ayağa kaldırdı. "Girelim gel." Beraber Damla'nın odasına girdik. Her yer tozluydu. Onsuzluktan girememiştim buraya. Bu yüzdendi. "Burayı yarın temizleyelim mi?" Derin hafifçe gülümseyip kafasıyla onayladı. 

Odası hep toz pembeydi. O toz pembe rengine aşıktı. Bu yüzden de bu rengi sık sık kullanırdı. Kullanılmayan bir oda olduğu için toz pembe rengin üzerini gerçek tozlar kaplamıştı. Derin bir nefes alıp Derin'e baktım. 

"Telefonunu nereye koymuş olabilir sence? Bir de şey... İntihar etmeden evvel not falan yazmış mıydı?" 

"Hatırlamıyorum ama yazmamıştı galiba. Onu o halde gördükten sonra hiçbir şeye dikkat edememiştim." Aklıma gelen anılarla gözlerimi sıkıca kapattım. 



Youtube hesabım için gelen plaketi elime almıştım. Bu ikinci plaketimdi. Bu yüzden heyecan içindeydim. Bunu kutlamak için Derin'i eve davet etmiştim. Damla zaten hep evdeydi. Çok fazla dışarı çıktığına şahit olmamıştım. Evin kapısını açıp içeri girdim. Heyecanla elimdeki plaketi tutuyordum. Damla'ya hediye almıştım. En sevdiği şey kar küreleriydi. Ama Türkiye'de kar kürelerinin ne kadar pahalı olduğunu biliyorduk sonuçta. Çok fazla çeşide denk gelmeyince de yurtdışındaki bir mağazadan sipariş etmiştim. Bir elimde plaketim diğer elimde de kar küresinin olduğu hediye paketi vardı. Kar küresinin içinde çiçeklerle dolu birkaç dal parçası vardı. Damla kesinlikle buna bayılacaktı. "Damlaa ben geldim" Damla'yı salonda göremeyince mutfağa baktım. Orada da yoktu. Elimdeki sıkıca tutarak odasına ilerledim. Sırıtarak kapıyı açtım. "Damla bak sana ne al-" derken duraksadım. Damla karşımdaydı. Evet. Ama yukarıdaydı bedeni. Elimde şaşkınlıktan yere düşerken ben karşımdaki bedene bakıyordum öylece.



"Ece" diyen Derin ile ona döndüm. "İyi olmalıyız. En azından Damla için" diyerek bana sarıldı hızlıca. Ben de ona sarıldım. Bu sefer ağlamak yoktu. Aradığımızı bulmalı ve her şeyi artık yoluna koymalıydık. Yapacak başka bir şeyimiz yoktu. Damla için yapabileceğimiz en iyi şey buydu. Yapmamız gerekliydi. 

"Hadi bulalım şu telefonu. Olmadı bilgisayarı da araştırırız." 

Derin kafasıyla beni onayladığında odayı taramaya başladık. Eşyalara zarar vermeden telefonu aradığımız dakikaların ardından "Buldum" diyen Derin elindeki telefonu kaldırdı. Yatağın hemen altına bakmıştı. Elimi sevinçten çırparken, Derin'in suratına bakmam ile gülmeye başladım. Yatağın altına girdiği için saçlarının her tarafı toz olmuştu. Çalışma masasının üzerindeki bilgisayar çantasını elime aldım onun haline gülmeyi bırakarak. Telefonun şarj cihazı da burada duruyordu. Çalışma masasının çekmecesini açmaya karar verdim. Nedenini bilmiyorum sadece istedim. 

"Napıyorsun?"

"Bilmem" dedim Derin'e. O da yanıma geldi. Çekmeceyi açtığımda içerisinde birkaç fotoğraf gördüm. Asıl sorun bu fotoğraflarda olan kişiydi. Bu fotoğraflarda Orkun ve Damla duruyordu. Hem de sarılmış bir halde! 



33. ve 34. bölümü şuanda yazdım. Direkt atıyorum. Beğenip yorum yapmazsanız küserim bak. Düşündüğüm üzere 40. bölümde final yapacağım. Bir de Wattys2021 için hızlı atıyorum. Yoksa on günde bir atarım. Üşenirim, biliyorsunuz. Kazanamayız ama olsun denemekten zarar gelmez :p 

YOUTUBER #wattys2022 TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin