📳Youtuber -40📳 FİNAL📳

206 19 7
                                    

Yüksek Sadakat-Fener
Yüzyüzeyken Konuşuruz- Belki sen Varsın diye




"Ferah! Ferah beni duyuyor musun?"

Ferah gözlerini açtı hafifçe. Etrafa bakmaya çalışarak "Gitti mi?" dediğinde kaşlarımı çattım.

"Koşarak kaçtı da ne alaka şimdi o? Hastaneye gitmeliyiz"

"Yok ben öleceğim burada. Sen git nereye gidiyorsan" diyen Ferah gözlerini kapattı. Başı yan tarafa düşünce, "Ferah Ferah konuş benimle. Uyuma Ferah" diye bağırmaya başladım.

Gözlerimden yaşlar da akmaya başlamıştı. Yüzüne düşen gözyaşlarım ile tek gözünü açtı. Yüzüyle doğru orantıda olan yüzüme gülümsedi ve birden ayaklanıp burnumu öptü. "Otur şuraya aptal. Öleceksin" dediğimde gülümseyip beni de yerden kaldırdı.

Giymiş olduğu ceketini çıkarttı. Ve üzerindeki yeleği gösterdi. Çelik yeleği? Bana gösterdi?

"Şaka mıydı bu?" bağırdığımda elini ağzıma koyup susturdu beni. "Bağırma buralarda olabilir hala. Ayrıca şaka falan değil. Sana bir acı daha yaşatmak istediğini söylemiş Orkun'a. Bunu da duymuş Mehmet. Sonra biz polise gidip anlattık. Bize çelik yelekler verdiler. Acıyı sana yaşatmak istiyorlardı. Seni vuramazdı bu yüzden. Polisler de hep etrafımızdaydı. Büyük ihtimalle Hilal'in peşine düşmüşlerdir şimdi de. Suçüstü yani. Merak etme iyiyim. Senin için hep iyi olurum"

Elini ağzımdan çekmeden elini öptü. Sanki beni öpüyor gibiydi. Ama arada var olan elini öpmüştü. Pek de romantik sayılmazdı sanki. Ona bir şey olacak diye korkmuştum. Ona sıkıca sarılıp, ağlamama devam ettim. Elleriyle belimi sıkıca kavrayıp kaydırağın alt tarafına oturdu. Saçımı diğer eliyle okşayıp, öpüyordu.

"Söyleseydim daha da çok korkardım özür dilerim Didem"

"Aptal bir çocuksun Ferah" dediğimde yüzünü omzumdan ayırıp şirince sırıttı. "Ve ben galiba bu aptal çocuğu seviyorum."

Bazen kaçmalıydık. Hayatın gerçeklerinden, hayatın acılarından... En çok da kendinden kaçmalıydı insan. Kaçmalı ki düşünebilmeli, kaçmalı ki varlığının nedenini anlayabilmeli... Kaçmak her zaman kötü değildi. Kaçmamak da kötü değildi. Bu yüzden bu defa kaçmadım. Bu defa içimden ne geliyorsa öyle davranmayı seçtim. Bu defa onunla olmayı istedim. Kalbimin ritmini değiştiren ve bunu söylemekten çekindiğim bu çocuğa seni seviyorum dedim. Bu defa  kaçmadım. Bu defa uzun kollar tarafından sarmalandım. "Ben de seni çok seviyorum Didem Ece'm"

Kalbinin hızı ve benim kalbimin hızı yarışırdı. Ama bir kazanan olmazdı. Aynı ritimde hareket eden kalplerimiz ile mutluluğu tadacağımızdan emindim. Çünkü şimdiden mutluluğun kırıntılarından nasibimi almıştım.

"Polisler yakaladı Hilal'i-" diyen ses duraksamış ve devam etmişti. "Hayırlı işler o zaman" Mehmet'in sesi ile benden ayrılan Ferah, "Bir Sus şuraya romantik anlar yaşıyoruz, gereksiz herif" dedi. Ama sinirli bir tonda çıkmamıştı ağzından kelimeler. Daha çok eğleniyor gibiydi.

"Hadi gidelim" Hep beraber ilerledik. Sağımda elimi tutan Ferah ve solumda da kısa bir zaman içerisinde arkadaşım olan Mehmet vardı. Biz de yürüyorduk. Geleceğe mi dersiniz, yoksa yoksa arınma gününe mi bilmiyorum. Sadece yürüyorduk işte.

🎬

Mahkeme salonundan gülerek çıktık. Hilal kişiyi intihara itme suçundan 5 yıl, madde kullanımı ve bulundurma suçundan 10 yıla, bize yaptığı öldürme teşebbüsünden de 15 yıla kadar hapsi istenmişti. Toplamda 30 yıl yapan saygı değer mahkeme üyeleri herhangi bir indirim yapmamıştı. Aynı suçları işleyen Orkun da 15 yıl yargılanacaktı. Bu dava böylece sonuçlanmıştı. Gönül isterdi ki bir insanın canını 15 veya 30 yıl etmesindi. Daha fazlası olsa içim daha rahat ederdi. Ama adaletin yerini bulması bizi mutlu etmişti. Öz kızını tanımayan Orkun'un babası ise oğlunun böyle bir şey yapmasına içerlemiş ve kızının mezarını ziyaret edip, yurtdışına gitmişti.

YOUTUBER #wattys2022 TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin