3. SEZON
34. BÖLÜM
( Hayat bu kez Merte çok ağır bir darbe vurmuş. Ortada bir tane bebek varmış ama kendi çocuğu olup olmadığını bilmiyormuş. Bundan emin olmak için Simgeye şimdilik bir şey demiyecekmiş ama bebeğe DNA testi yaptıracakmış. Eğer o not doğru ise Simgenin işi bitmiş demektir. Bu hayatta kimse yaşattığını yaşamadan ölmezmiş. Simge, İpeğin hayatını karartmış biri sonuçta. İşte şimdi onunda hayatı kararmak üzere ve Simge bunu çoktan haketmiş biri. Mert bu nottan iki gün sonra Simgeye gezmeye diyip bebek ile hastaneye gitmiş ve DNA sonucu için gereken testleri vermiş. Oradaki hemşireler testin yarım saat sonra çıkacağını söylemiş. Mert şuan bulunduğu duruma inanamıyormuş. Daha doğrusu eğer gerçekten o bebek kendisinin değilse Simgeye ne yapacağına dair en ufak bir fikri dahi yokmuş. Zaman artık geçmek bilmiyormuş sadece on beş dakika beklemiş olmasına rağmen ona on beş sene gibi gelmiş o süre zarfı. O beklerken telefonu çalmış ve arayan da Çağrıymış. )
MERT: Ne var ?
ÇAĞRI : Karımla birlikte bu şehirden gidiyoruz da sana son kez hoşçakal demek istedim Mert Kervancıoğlu. Sen bu oyunun kaybeden tarafısın, ben ise kazanan tarafım. Şimdi HOŞÇAKAL Mert Kervancıoğlu .
MERT: Defol git lan , ne seni ne de o karını görmek dahi istemiyorum.
( Çağrı telefonu Mert'in yüzüne kapatmış . Ve yoluna devam etmiş. İpek ve Çağrı Parise gidiyorlarmış. Bu yüzden havaalanı yolundalarmış , İpek de havaalanına kadar uyumak istemiş. İpek kendine çok güzel yeni bir hayat kuracakmış fakat Mert ise cayır cayır yanacakmış. Çağrı şansını o kadar iyi kullanmış ki bir zamanlar kurşunla yaraladığı kadını eşi yapmış. Mert artık DNA sonucunun kağıdı elinde arabasında oturup kağıdı açmaya korkuyormuş. Çünkü çıkacak sonuç her şeyi yerle bir edecekmiş özellikle de kendisini. Ama artık kaçacağı bir yeri yokmuş ne olacaksa olsun deyip kağıdı açmış ve yüzde doksan dokuz NEGATİF sonucuyla karşı karşıya kalmış. İşte bu da Simge'nin Mert'e oynadığı son oyun olmuş. Mert o sinirle bir hışım eve gitmiş. Simge de hemen kapıyı onları karşılamaya gitmiş , başına geleceklerden habersiz. )
SİMGE: Canım hoş geldiniz.
( Mert , Simgeye cevap vermedin hizmetliyi çağırmış ve bebeği odasına çıkarıp başında beklemesini söylemiş. Hizmetli bebeği alıp yanlarından ayrılınca , Mert hemen salona geçmiş tabi Simge de arkasından salona geçmiş. )
MERT: Söyle şimdi ben sana ne yapayım Simge.
SİMGE: Mert ne diyorsun anlamıyorum , ne oldu yine ?
MERT: Ne oldu biliyor musun senin sonun geldi. Şimdi yukarı çık ve o bebeğini de al defol git benim hayatımdan yoksa ben seni ölmekten beter edeceğim Simge Hanım.
SİMGE: Mert sen ne diyorsun kendi bebeğini nereye gönderiyorsun. Hem ben nereye gideceğim benim senden başka yolum yok ki .Mert ben seni kimsenin sevemeyeceği kadar çok sevdim.
MERT: Başlatma lan sevgine sen benden her şeyimi aldın . İlk önce sevdiğim kadını sonra onun bana olan sevgisini daha sonra sen benim hayatımı mahvettin lan.
SİMGE: Mert ben sadece senin beni sevmeni istedim ama sen sevmedin beni . Öyle olunca ben her şeyi zorlayarak yaptım ama hepsi seni sevdiğimden eğer şimdi o çocuğu sokağa bırakmamı istesen onu bile yaparım senin için.
MERT: Sen psikopatsın o çocuğu sana bırakmam hiç doğru değil. Kim lan bu çocuğun babası ?
SİMGE : Babasının kim olduğu önemli değil. Hem istersem ben o çocuğa her şeyi yapabilirim. Ve buna sen dahil kimse karışamaz.
( Mert duydukları karşısında şok olmuş. Çünkü karşısında gerçekten psikopat bir kadın varmış ve sanırım ona ne yapacağını bulmuş. Mert , Simgeyi akıl sağlığını kaybetmiş olan kişilerin kliniğine götürmüş. Tabi bu hiç de kolay olmamış Simge sürekli beni bırakma diye yalvarıp duruyormuş . E bir de bebek var tabi onu da en doğrusu kimsesizler yurduna yerleştirmiş. Aslında o çocuğa sahip çıkabilirmiş ama bunu yapmak ona hiç de iyi gelmeyecekmiş. Mert yapayalnız evine döndüğünde ilk olarak hizmetliyi göndermiş .Ve en sonunda o koskocaman evde tek başına kalmış. Daha sonra hikayesinin başına dönmüş. Kayrayı ilk gördüğü günü hatırlamış daha sonra onunla ilk tanışması , onunla birlikte ilk aile yemeği , ilk onu Çağrının elinden kurtardığı zamanı hatırlamış ve düşünmüş nasıl bu hale geldiklerini. Gözlerinden yaşlar süzülmeye başlamış , Kayra artık Kayra değil İpek Kozcuoğluymuş . Bunlar Mertin canını o kadar çok yakıyormuş ki resmen sevdiği kadın bile artık ona yabancıymış.
Bir insan sevdiği kişi ile yabancılaşınca yaşamın bile ne kadar boş olduğunu düşünüyormuş. Belki de doğrudur yıllardır sevdiğin insan yok olup gidiyor ve sen tutamıyorsun. Mert'in en büyük hatası düğün gününde Simgeye inanıp Kayrayı kandırması olmuş. Mert gözleri yaşlı bir şekilde hıçkıra hıçkıra ağlayarak yere oturmuş ve elleri ile kulaklarını kapatmış . Sanki düşüncelerini susturabileceğini düşünerekten.
3. SEZON
34. BÖLÜM SONU
OKUDUĞUNUZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM .
RİCA ETSEM BEĞENİP , YORUM YAPIP , TAKİP EDER MİSİNİZ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖYLE BİR AŞK
ChickLitHayatı hep tek olarak yaşamayı seçen bir kızın kimseye güvenememesi ama bir kişi ile her şeyin değişmesi. Belki de mutluluğa açılan bir kapı diyebiliriz.