*7*

1.7K 161 62
                                    


Keyifli okumalar :)

Kar narin narin havada uçuşarak pencerenin pervazının kenarına konuyordu. Hande, pencereye paralel konulmuş kanepede oturmuştu. Önünde televizyon açıktı ama onu izlemek yerine dışarıdaki manzarayı izliyordu. Zehra, hâlâ mutfaktaydı. Oradan müthiş kokular salona yayılsa da Hande'nin yerinden kalkıp orada ne yaptığına bakmasına izin vermiyordu.

"Sıkılmıyorsun değil mi?"

Zehra, başını mutfağın salona açılan kare şekilli penceresinden içeri uzattı. Hande, dudağını büküp bıkkın bir yüz ifadesiyle ona döndü ama cevap vermedi.

"Tamam, tamam işim bitti benim de yanına geliyorum."

Hande, sonunda dercesine ağzının içinde tuttuğu havayı dışarı üfledi. Zehra, çok geçmeden elinde küçük bir tepsiyle salona girdi.

"O ne?"

Tepside iki küçük tabak ve iki de küçük fincan vardı. Zehra tepsiyi sehpanın üzerine bırakıp Hande'nin yanına oturdu.
Tepsideki küçük tabağı alıp onun kucağına bıraktı. Hande önce üzerinde renkli boncuk şekerlerin olduğu kelebek şekilli kurabiyelere sonra da onu yapana dönüp baktı. Kaşları şaşkınlıkla havaya kalkarken sonunda kendisini toplayıp gülümsedi.

"Sen nesin böyle, süper güçleri olan peri falan mı?"

Zehra, alayla gülümsedi. Yeşil gözleri keyifle parlıyordu. Uzanıp Hande'nin elindeki tabaktan kurabiyelerden birini aldı ve dudaklarına yaklaştırdı.

"Onları bakman için yapmadım yalnız, yemen için yaptım" dedi.

Hande, kurabiyeden küçük bir ısırık alıp çiğnedi. Yüzündeki ifade hâlâ donuk olsa da dudaklarını diliyle yalamasından Zehra, tadını beğendiğini fark edebiliyordu. Yine de sormadan geçmedi.

"Nasıl olmuş?"

"Güzel" dedi Hande ve Zehra'nın uzattığı kurabiyeden ikinci ısırığı daha aldı.

"Çok beceriklisin."

"Bu kadar övme canım, alt tarafı biraz ortalığı toparlayıp kurabiye yaptım."

Hande, gülümsedi. Oda fazlasıyla sıcaktı ya da o böyle hissediyordu.

Üzerine giydiği eşofman üstünün fermuarını açtı ve bunu yaparken yüzünde beliren acı dolu ifade Zehra'nın elindeki kurabiyeyi tabağa geri bırakmasını sağladı.

"Çıkarmana yardım edeyim, fazla kıpırdamamanda fayda var."

Hande, kıpırdamadan durdu. Zehra ise onu fazla incitmeden üzerindeki eşofman üstünü çıkardı. Bunu yaparken yüzü Hande'nin sol omuzunun üzerindeydi. Hande istemsizce yüzünü ona döndüğünde aralarındaki mesafenin fazlasıyla az olmasıyla Zehra irkildi ve geri çekildi. Hande de kendini toparladı ve aynısını yaptı.

"Özür dilerim"

Sesi titredi. Zehra'nın rahatsız olmasını hiç istememişti ama o yakınında dururken reflekslerine hâkim olamıyordu. Utanırken iyice geri çekildi.

Kapı zil sesi duyuldu. Hande kimseyi beklemiyordu bu yüzden de rahatsız bir şekilde doğruldu. Elini kaburgasına bastırıp ayağa kalkmaya çalıştığında Zehra onu durdurdu. Önüne geçip ellerini her iki yanağına koydu ve başparmaklarıyla elmacık kemiklerini okşadı.

"Doktor bir arkadaşımı çağırdım. Öyle pansumanla geçiştiremeyiz. Kaburgalarında kırık çıkık var mı bunu öğrenmek zorundayız."

Hande, hiçbir şey söylemedi. Zehra'yı dün gece geldiklerinde uyarmıştı. Hastaneye gitmek istemediğini biliyordu hoş zaten Zehra da hastaneye gitseler neler olacağının bilincindeydi. İllegal bir yarıştan aldığı yaraları kimseye açıklayamazdı. Ama bu sefer evine gelen doktor onun arkadaşıydı. Her şeyi düşünmüş olmalıydı.

Kurtar Beni / GxG / HanZeh Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin