Kurtar Beni / GxG / HanZeh

*11*

Evet, geriye hangi kurgu kaldı bölüm atmadığım? :)
Keyifli okumalar :*

*

Zehra, haftanın en yoğun ve en yorucu günlerinden birini yaşıyordu. Küçük bir kız çocuğu getirilmişti kimsesiz çocuklar yurduna. Dört yaşı ya var ya yoktu ama fazla sessizdi.
Geldiğinden beri oyun salonunda bir köşede oturuyordu. Bütün çalışanlar ona yaklaşsa da o küçük yüzünü kıvırcık saçlarının ardında gizleyerek kollarını omuzunda birleştirmiş öylece oturmaya devam ediyordu. Zehra'nın içi sızlıyordu bu görüntü karşısında bu yüzden de telefonu çaldığında arayana çatallaşmış sesiyle cevap vermek zorunda kaldı.

"Alo."

Telefonun diğer ucundaki ses endişeyle cevap verirken Zehra bakışlarını küçük kızın üzerinden ayırmadı.

"Bir şeyim yok sadece küçük bir kız çocuğu getirdiler bugün. Çok boynu bükük duruyor Hande görmen lazım. Ona baktıkça içim gidiyor."

Hande'nin verdiği cevap üzerine Zehra başını sallayarak gülümsedi.

"Tamam, bekliyorum."

"Kim bu Hande?"

Selda geldi arkadan. Zehra'nın omuzlarını kavradığında Zehra utangaç bir tebessümle dönüp arkadaşına baktı.

"Arkadaşım. Hande çok iyi bir kız."

"Belli," dedi Selda, "İsmini söylerken gözlerin parlıyor."

Zehra, bakışlarını kızın üzerinden çekip önüne döndü. Diğer çocuklar oynarken o küçük kızın bir köşede oturuşu içini eziyordu...

*

Zorlu bir antrenmanı geride bırakmıştılar. Natalie, erkek arkadaşı Ege ile kantinde oturuyordu. Bir taraftan onunla konuşup bir taraftan da elleriyle omuzlarını ovarken bahçeye açılan arka kapıdan koçlarının da kantine girdiğini gördü.

"Neden bu kadından bir türlü kurtulamıyorum."

Tam bunu söylemişti ki, Meliha İsmailoğlu'nun onları gördüğünü fark etti.

"Lanet olsun."

"Ne oldu?"

Ege, heyecanla dönüp kız arkadaşının baktığı yöne baktı ve koçlarının onlara doğru geldiğini fark etti. "Bu kadın neden hiç seni rahat bırakmıyor?" diye sordu önüne dönüp kız arkadaşına bakarken. Natalie ise omuzlarını silkip sandalyesine yaslandı. Rahat görünmeye çalışsa da avucunun arasında tuttuğu maden suyunu tüm gücüyle sıkıyordu.

"Neden hâlâ buradasın?"

Meliha, masaya yaklaşır yaklaşmaz Natalie'nin arkadaşını es geçerek doğrudan ona odaklandı. Ege'nin sol omuzu tarafında masaya yakın bir şekilde duruyordu.

Natalie, yüzüne alaycı bir tebessüm yerleştirip elindeki şişeyi havaya kaldırdı ve koçunun yüzü hizasında tutarak hafifçe salladı.

"Maden suyumu içip dinlenirken erkek arkadaşımla sohbet ediyorum."

Meliha'nın tek kaşı havaya kalktı. Dudağının sol köşesi de alayla havaya kalkarken bakışlarını gözlerini devirircesine sağına indirerek masada oturan gence baktı ardından ise bakışlarını tekrardan önündeki kıza kaydırdı.

"Yarın kampa gideceksin. Eve gidip dinlenmen gerek. Tekrar kantine döndüğümde gitmiş ol."

Natalie'ye hiçbir cevap hakkı bırakmayan kadın masadan ayrılarak koridora doğru yürüdü. Natalie, öfkeyle onun peşinden bakıyordu. Elinin üzerinde Ege'nin elini hissederken irkilerek önüne döndü.