Merhabalar ve iyi geceler
Şu sıralar günlerimi ders çalışarak harcıyorum. Bir de uğraşmam gereken bazı işler var. Gönül isterdi ki bu fici günde iki bölüm atarak final edeyim. Ama yine aniden çok dolu olduğum bir döneme girdim. Biraz da moralim bozuk. Bölümün sonunu ittire ittire yazdım. Umarım olmuştur.
Keyifli okumalar dilerim~
Akşam üzeri el ele tutuşarak eve giden iki çocuk vardı. Çocuklardan biri on üç yaşında bir kız omegaydı. Diğer ise henüz dokuz yaşında bir erkek alfaydı. İkisi de fazlasıyla mutlu görünüyordu. Özellikle Jungkook'un ablasıyla beraber parkta oynadığı ve annelerinden habersiz gizli gizli dondurma yediği için neşesi yerindeydi. Otuz iki dişi görünecek şekilde gülümsüyor, ablasının sıkı sıkıya tuttuğu elini aralarında oluşmuş boşlukta sallıyor ve sürekli olarak kendisinden uzun olan ablasına bakıp duruyordu. Ablasının da Jungkook'dan bir farkı yoktu. İki çocuk yaptıkları gizli kaçamak nedeniyle hem heyecanlı, hem de mutluydular.
Fakat ikisi de mutluluklarının hiç beklenmedik bir anda baltalanacağından ve yarım kalacağından habersizdiler. Keşke sadece yarım kalsaydı. Mutlulukları adeta boğazlarında kalacak ve dev düğümlere dönüşerek iki çocuğa da geri dönülemez zararlar verecekti. Zavallı iki çocuk her şeyden bi haber şekilde, mutluluklarından zerre kaybetmeden (henüz) tek katlı minik evlerinin bahçesine girdiler. Jungkook, minik parmaklarını ablasının elinden kurtardı ve paytak adımlarla eve doğru koşmaya başladı. Fakat duraksaması fazla zaman almamıştı. Ablasının kulaklarını dolduran gür sesli çığlığıyla anında yerinde duraksamıştı.
Jungkook, hızlıca arkasını döndüğünde ablasının dehşete düşmüş yüz ifadesiyle karşı karşıya geldi. Küçük kızın korkusu öyle bir yüzüne yansımıştı ki, bu durum Jungkook'u da etkiledi. Gözleri sonuna dek açık bir şekilde derin derin nefes alıyor, olduğu yerde buz tutmuş gibi titriyordu. Jungkook'un gözleri hızlıca ablasının baktığı yere kaydığında daha önce hiç karşılaşmadığı bir adamı gördü. Jungkook alfayı tanımıyordu, ablasının neden korktuğunu da bilmiyordu. Ona göre korkulacak hiçbir şey yoktu. Sadece yabancı bir adamın neden bahçelerinde olduğunu düşündü.
Fakat Jungkook'un aksine bu adam Jungkook'u da ablasını da gayet iyi tanıyordu. Çocukların yüzlerine baktığında bile gözlerinin önüne gelen tanıdık sima kanının ters yöne akması için yeterliydi. İki çocuk da bir kaç yıl önce hayatını kaybetmiş alfa babalarına benziyordu. Alfa babaları ise bu adamın baş düşmanıydı.
Bu adam Jungkook'un annesinin reddettiği ruh eşinden başkası değildi. Asla reddedilmeyi kendisine yedirememişti. Aptal gururu buna engel olmuştu. Hastalıklı bir birey gibi bütün ömrünü kendisini reddeden ruh eşini izleyerek geçirmişti. Takıntılı, kirli zihniyete sahip bir adamdı. Asla vazgeçmek ne bilmiyordu.
Kurtadamların bazı durumlarda kurt tarafı daha ağır basar ve iç güdüleriyle hareket ederlerdi. Bu adamda yapabileceği en büyük hatayı yapmış ve bütün kontrolünü kurduna bırakmıştı. Onun için mantık denen bir şey yoktu. İnsan gibi düşünemiyordu artık. Vahşi bir hayvandan farksızdı. İç güdülerinin ve kurdunun kölesi olmuştu. Ve iç güdüleri ona bu iki çocuğu öldürmesi gerektiğini fısıldıyordu.
Çünkü kurtlar böyle yapardı. Alfalar bir omegayı eşi yapmadan önce, o omeganın başka bir alfadan olan yavrularını öldürürdü. Bunu hakimiyetin kendilerinde olduğunun göstermek için yapıyorlardı. Kendilerince, canice bir yolla güç gösterisi yapıyorlardı. Bu adam için ise durum daha başkaydı. Ruh eşinin bir başkasından olan çocuklarını öldürmeye niyetlenmişti. Eşi olarak gördüğü omeganın bir başka alfadan olan çocuklarına katlanamıyordu. Onun için çocukların masum olmasının hiçbir önemi yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ravenge Of Love | Taekook
Fanfiction-omegavese / texting & düzyazı / tamamlandı- Bütün okul tarafından zorbalık gören Taehyung, yıllar önce kendisini aşağılayarak terk eden sevgilisi Jungkook'la tekrardan bambaşka biri olarak karşılaştığında, intikamını Jungkook'u kendisine aşık edip...