Bölüm 17

9.6K 854 343
                                    

Merhabalar ve iyi akşamlar

Nasılsınız? Nasıl gidiyor?

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Keyifli okumalar dilerim~

5 yıl önce

Taehyung, bütün eşyalarını toplamış bir şekilde sırasında oturuyordu. Son üç aydır yaptığı gibi Jungkook'u evine kadar takip edecekti. Jungkook ayağa kalktığı gibi Taehyung da ayağa kalktı. Fakat Jungkook her zamankinin aksine direkt sınıftan çıkmak yerine olduğu yerde bir süre dikildi. Ardından ise arkasına dönerek direkt Taehyung'a baktı.

Taehyung aniden Jungkook'la göz göze geldiği için panik oldu. Olduğu yerde biraz kıpırdandı fakat ne yapacağını bilemiyordu. Bir ihtimal Jungkook onu takip ettiğimi anladı mı diye düşünemeden edemedi. Gergin hissetmeye başlamıştı. Şu anki durumda yapabileceği en iyi şey Jungkook'u ardında bırakıp sınıftan çıkmaktı.

Jungkook'la olan göz temasını kesti ve yürümeye başladı. Jungkook'un sırasının önünden geçtiğinde kalbi heyecandan dolayı nefesini kesecek kadar hızlı atıyordu. Sadece Jungkook'un yanından geçmek bile avuçlarının terlemesine, kalbinin duracak raddeye gelmesine neden oluyordu. Taehyung Jungkook'a fazlasıyla aşıktı.

O sırada Jungkook'un gözleri de Taehyung'un üzerindeydi. Kendi zihninin etten kafesinde büyük bir ikilemle ringdeydi adeta. Taehyung'un ikisinin isminin içinde bulunduğu kağıdı yere düşürdüğünden beri -yaklaşık üç aydır- kendisiyle büyük bir savaş içerisindeydi. Ergen bir çocuğa göre fazlasıyla derin ve kaygı dolu düşüncelere sahipti. Taehyung'a yaklaşıp yaklaşmamak konusunda kararsızdı.

Fakat ortada olan bir gerçek vardı ki o da Jungkook'un zihninin son üç aydır her gün Taehyung tarafından meşgul edildiğiydi. Jungkook da bu gerçeğin farkındaydı. Taehyung'dan etkilendiğini inkâr etmiyordu. Zaten onun için zor olan da bu değildi. Belki de duygularını kabul etmek Jungkook için en basitiydi. Onun için güç olan duygularıyla başa çıkmaktı. Taehyung'dan uzak durmak için duygularına savaş açmıştı. Fakat son bir kaç gündür yenilginin yakın olduğunu net bir şekilde hissedebiliyordu. Sadece Jungkook'un Taehyung'a gitmesine engel olan o ipin incelediği yerden kopması gerekiyordu.

O ipin koptuğu an da tam olarak şimdiye tekabül ediyordu. Jungkook zihninin içindeki bütün karmaşayı bir kenara iteledi. Aslına bakılırsa kafasının içindeki  savaşta bir kazanan ya da kaybeden yoktu. Jungkook bir sonuca ulaşmadan her şeyi şimdilik görmezden gelmişti. Halbuki görmezden geldiği her şey gelecekte önüne daha sarsıcı ve büyük bir savaş olarak geri dönecekti. Sorunlarımızı görmezden gelmek onlarla başa çıkmak demek değildi. Jungkook yapabileceği en büyük hatayı yapmıştı o an.

Sınıftan çıkmak üzere olan Taehyung'a seslendi ve Taehyung'un ânında olduğu yerde duraksamasına neden oldu. Zavallı Taehyung sonrasında ne yaşayacağını bilmeden Jungkook'tan ilk kez ismini duymanın heyecanını yaşıyordu. Sonrasında yaşayacaklarını bilseydi peki yine böylesine çok heyecanlanır mıydı? Bu soruyu Taehyung'a sorsaydık kesinlikle buna evet derdi. Belki heyecanı buruk olurdu fakat yine de heycanlanırdı işte.

Taehyung farkında olmadan nefesini tuttu ve Jungkook'a doğru döndü. Aralarında daha önce hiçbir sohbet gelişmemişti. Bu yüzden Jungkook'un neden onu çağırdığı hakkında hiçbir fikri de yoktu. Heyecanlandığı için hiçbir şey de diyemiyordu. Sadece Jungkook'un yüzüne bakıyordu.

Jungkook da Taehyung gibi heycanlanmıştı. Yine de Taehyung kadar heycanlı değildi. Bunun nedeni soğuk kanlı biri olması ve duygularının Taehyung'un duyguları kadar yoğun olmamasıydı. Ne de olsa her zaman bir taraf daha çok severdi. Hiç şüphesiz ikisi arasında daha çok seven kişi Taehyung'du. En azından bu şimdilik böyleydi.

Ravenge Of Love | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin